George Szirtes Macar – İngiliz şair ve çevirmen. George Szirtes İngiltere’nin önde gelen, çağdaş şairlerinden biridir. Macar asıllı şair 1948 yılında Budapeşte doğmuş. II. Dünya savaşının son yıllarında ailesiyle birlikte toplama ve çalışma kamplarında hayatta kalmış, 8 yaşında bir göçmen olarak İngiltere’ye gitmiştir. Szirtes’in ilk şiirleri 1979 yılında İngiltere’de yayımlanmaya başlamış. Aslında sanat eğitimi...
Son Yazılar:
Manzaramıza Bakmak
007 JAMES BOND YAKALANDI!
Ankara Film Festivali’nde ulusal yarışmalara başvurular başladı
Geleneğin Trajedisi, Kapitalizmin Kısa Öyküsü: Karanfilsiz
Biz eskiden, İzmirFuar’da DagaDa da Raks ettik sevgili Nisyan!
ÖDÜL TÖRENLERİNE KATILMAYAN EN İYİ KADIN ve ERKEK OYUNCULAR FİLMİ
Çok mu karışık, Metamodernizm nasıl anlatılır?
AŞK HERŞEYİ EŞİTLER
boş vestiyer (şiir)
İRONİK YAPI ÜZERİNE
John Ruskin’in Eseri: Modern Düşünce ve Yaşama Etkisi – I
BİR YOLCULUĞUN GÖLGESİNDE: UZAKTA BÜYÜYEN ÇOCUK (ÖYKÜ)
Teşbih Çekerken Düşündüklerim (Şiir)
2. Yalçın Gökçebağ Resim Yarışması Başladı!
kiraz ağaçları (şiir)
11. GİO Ödülleri İçin Başvurular Açıldı!
AKM’DE YENİ SERGİ: KAOTİK KENTİN GÖLGESİNDE MANZARA
Defneli, Leylalı (Şiir)
Kalbim Sarsılır Ülke Olursun (Şiir)
Kategori: Litera
480 TL’LİK HAYATLAR
Karaköy’ün tarih ve Derby yapıştırıcısı kokan rutubetli sokak aralarından çıkarak Bankalar Caddesi’nden taksiye bindik. Vakit, günün en umutlu zamanıydı: 10.05. Ekonomi ve hayat ne kadar kötü olursa olsun sabah vakitleri, esnafın gün içerisinde en umutlu olduğu saatlerdir. Tıpkı gençlik gibi. İnsan gençken umutlanır, değiştirebileceğine dair umudu daha fazladır bazı şeyleri. Yaşlandıkça artar korkuları, umutsuzlukları...
1,618 (şiir)
şimdi bir kez yazacağım. en azından yaşam boydan boya çizsin karanlığın üstünü. o vakit ben de harelerin bodrumların kilerlerin üstünü çizerim. aydınlıkla. bilmiyorum neyle. hem nasıl çizebilir yaşam. ne ki o. çözülecek denklem değil kafa yorduğum. kokusu tanıdık gelmeyen bir tür sebzeye seslenerek. ey kereviz olabilir bu seslenmenin yankısına bulaşan. gücümü toplayıp tamamlayabilirim duamı. bir...
Kapıyı çalan da kim?
On sekizinci yüzyıl ortasında buharı sıkıştırıp bundan müteharrik makine imal etmeye dayanan icatlar sürecine Endüstri Devrimi diyoruz. Bu icatlar laf olsun diye meraktan yapılmamıştır, kapitaliste para kazandırır. Endüstri Devriminin başladığı yer İngiltere, münhasıran Manchester şehri… Aslında buharı tenceresinde muhafaza eden Fransız mucit Denis Papin’dir, fakat Fransız bilim tarihçileri ne kadar tepinse bu şeref bir kez...
İZMİR’DE FANZİN APARTMANI VE BİR SOSYALBİLİNÇ HAREKETİ
Medya çağındayız. Teknolojik gelişme, bilginin ve haberin yayılmasını çok kolaylaştırdı, çok hızlandırdı. Bu olgu sayesinde 1980’lerden bu yana hızla yayılan neoliberal politikalar, başta ekonomi olmak üzere bütün toplumsal ilişkileri büyük değişime uğratmış, piyasa ekonomisini her alanda geçerli kılmıştır. Kitle iletişim araçlarının mevcut piyasa koşullarının dinamikleriyle şekillendiği ortamda kültür de piyasalaşmış, değerinden çok şey yitirmiştir. Egemen...
Fırtınadan Önce
Yarın yağmur var ama bu gece gök duru, yıldızlar ışıyor. Yine de geliyor yağmur tohumları boğacak belki. Denizden gelen rüzgâr bulutları sürüklüyor; daha görmeden hissediyorsun. Tarlalara bakmalı şimdi, sular altında kalmadan önceki hallerine. Dolunay. Dün, hayvanlardan biri ormana kaçtı, alelade bir hayvan değil, koç, koca bir gelecek yani. Bir daha en fazla kemiklerini görürüz. Çimenler...
2020 Nobel Edebiyat Ödülü Louise Glück’e
Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi belli oldu. Nobel Komitesi, 2020 Nobel Edebiyat Ödülü’nü Louise Glück’e verdi. 1943te New Yorkta doğan Louise Glück, Long Island’da yetişti. Averno, The Seven Ages, Vita Nova gibi pekçok şiir kitabı bulunuyor. Şair Pulitzer Şiir Ödülü’nün de sahibi olmuş, 2003te Kongre Kütüphanesi tarafından Büyük Şair olarak seçilmişti.
İstanbul Masalı – Yeni Sürüm (Şiir)
1. Yutan bir kuyruktur İstanbul, anakondadır kuyruklu taşlar altında nikâhlar çarpışan cıvalı zarlar kayan kaldırımlar ayağında kiralık deniz, fiyatta anlaşırız denizi, paylaşırız hatta gülüşlü anlarını bir hayatın Kirazlıtepe’den aşağı hamur ve çamaşır suyu sıvalı kolların şehri ama biz kadına da İstanbul deriz kardeşim bütün sorun kokması mı yoksa kafa kafaya kırılması mı yumurta çiftinin?...
Üzüm Arkeolojisi (Şiir)
Bir sıkıntı arayarak bakıyorum bağlara, hikâyelerinde sanırım, işaret bıraktım, kendimi görmeye çalıştığım ısırık izlerini. Toprak ve arazi seçimi, bu yorumu kullanmadın, iki dal budasam dünyana gelebilir miyim? Bir yıl sığdırdın bu hasat için, şaşırarak açıyorsun kapıyı. Yüzey araştırması yavaşlıyor, bu şehri ve sürüklendiğim açığı tanımıyorum, dilimde tanenlerin, üzüm arkeolojisinden bir kandil sadece, avucuna al...
İnsan Bırakınca Tabiat Ana Sahip Çıkar
İnsan bırakıp gidince, tabiat onun yerini hemen dolduruyor. Zira tabiat boşluğu sevmez; feylesof Aristoteles böyle demişti: Latincede Horror Vacui deniyordu buna, boşluk korkusuydu… En büyük korkumuz uçuruma düşmek, bir çukura yuvarlanmaktır; düşmek en kötü duygu. Bunu gençliğimizde bilemeyiz; gün gelir yaşımız bize bunu öğretir: İhtiyarlık da biraz düşmekten korkmak demektir. Eski Yunancada Knephobia adı veriliyor; o da boşluktan ürkmek, takıntılı...