“Yapmamayı tercih ederim!” diyemeyen, biat kültürünün “entelektüel” aktörlerine… Attilâ İlhan’ın yetmişli yıllarda, kendi mahallesinde pek sevilmediğini okumuştum bir yerlerde. Sol’un bütün sürümlerinin öğrenilmesini önerdiği ve kendi mahallesini içeriden eleştirdiği için. Bugünlerde ise, ortada ne yazık ki ne içeriden ne dışarıdan eleştirilecek kayda değer bir sol program bile yok! Bunu söylerken, iyi niyetli ve özverili çabalar...
Son Yazılar:
Kişisel Gelişim Dayatmasına Romanla Meydan Okumak
“Sonsuzluk Kapanı” – Gerçeğin Sınırında Bir Polisiye
“Ah İstanbul!”: Halis Karakurt’un Neşeyle Boyanmış Şehri
Tozla, Tortuyla, Zarafetle: Murat Batmankaya’nın Kırılganlık Atölyesi
ATTİLÂ İLHAN’IN VEFATININ 20. YIL DÖNÜMÜNDE “YAŞ KIRKTAN YUKARI” ŞİİRİ KENDİ SESİNDEN İLK KEZ YAYINLANDI
Güz Çiçekleri Kurudu Ankara’da (Şiir)
TOKYO MONOGATARİ VE BANSHUN
GÜNDÜZ APOLLON GECE ATHENA
Sosyal Medya Kendi Kast Sistemini mi Yarattı?
HB Art Gallery, Yeni Mekânında Sanatın Vitesini Yükseltiyor
Galeri Kev Açılış Sergisi
EVİN’den Hakan Gürsoytrak Sergisi: Velhasıl
AĞAÇLAR VE BAHÇELERİMİZ NEDEN BU KADAR ÖKSÜZ?
Bir Rosselini Kabusu: Stromboli
EKLİTERA Tozan Alkan seçiciliğindeki Eylül şiirleri
2024 Nobel Edebiyat Ödüllü Han Kang’dan Yeni Roman: Yunanca Dersleri!
Beşinci Rüya: Hayatın Normal Yasaları (Şiir)
BİR ŞEYİN TAVI GEÇİNCE (ŞİİR)
NEW YORK’TA DUVARDAKİ KAN
Yazar: Jale İris Gökçe
AŞİYAN KEDİSİ (ÖYKÜ)
Sonra Aşiyan’da buluyorum kendimi. Kedi gibi. Kendi yolunda. Bir sarraf olmalıyım ben! Burada olduğuma göre! Masum kedi! Yol gösterdin bana. Tasarımın ve tasarrufun sana ait. Sana göçeceğim dedi Kedi. Sonra düşü onu terk etti. Aşiyan, Antik Çağ’da olsaydı Kedi. Kaydettin mi dedi. Aylak Kedi. Gezintiye çıktığın yerden, her gün aynı saatte evine geri döndüğün dikkatimden...
SANATIN SEÇİMİ
Bugün 14 Mayıs 2023 Pazar. Sandıklara gidiyoruz. “Yurttaşlık” hakkımızı kullanıyoruz. Hâlâ 6 Şubat depremlerinin acısı içimizde ve hâlâ yastayız. Bakıyoruz. Ahenksiz. Anneler Günü aynı zamanda. Ama hep burukluk kaplar içimi bu günde. Neden bir ‘annesizler günümüz’ yok diye! Oturup kalkıyor; küresel kapitalizimden, iktidar odaklarından, hegemonyadan falan bahsediyoruz. Sakın bu her birimizin bizzat...
“YÜKSEK SANAT” VE GÜÇ ODAKLARI
Bugün yanlış yapma günümdü. Öyle söz vermiştim. Hızlı fırtınaların öncesiydi. Ses yoktu. Siyah yeleğimin cebinden gözlüklerimi silmek için büyük bir paçavra çıkarttım. Sabun kokuyordu. Görevimiz net görmekti. Birden, yaşadığım fırtınaları anımsadım. Seni sonradan gördüğümde de ses yoktu. Şimdi dramatik bir etki, uzak geçmişten geleceğe uzanıyordu. Hakkını yemeyeyim, sen haklıydın! “Geçinmeyen mağdurlar” ordusu kurup, elebaşını...
SANATI KİM-LER SIPITTI?
Arkadaşım yazısına, “Geçmişte veya şimdi bir şeyi bilmiyor olduğu için hiç kimseyi suçlayamayız!” diye başlayıp eklemiş, “Bilmek istemiyor! Kişi, kurum, iktidar. Özgür değil mi herkes? Hatta sanat alanından örnek verirsek, şimdiki iktidar partisi belediyelerinin ‘samimiyetle’ ve büyük paralar harcayarak neredeyse her şehre, kasabaya yaptırdığı ve zaman zaman da canı sıkılan ‘sanat teröristleri’ tarafından sıpıtılıp yatay...
MATEMİN İZİ
6 Şubat 2023’te yer yüzü bizi sarsarak uyandırdığında, nasıl bir felaket ile karşı karşıya olduğumuzu tam olarak anlayamamıştık. Ama sonrasında, kendi “adamızda” bile mateme çekilme lüksümüz yoktu artık! Toprak ana “Matemin izi kalsın yüzünde!” demişti. Üç, yedi, kırk gün değil, ömür boyu… Enkaz altındaki canlarımızı hiç tanımadığımız insanlar çıkardılar. Bölgemizde can pazarı yaşanırken, sadece “kendini...
OLDURULANLAR ÖLDÜRÜLENLER
Cenah cenahız. Bu arada, son zamanlarda dilimi eleştirenler çoğalıyor. Onlar bunu yaptıkça ve ben yaş aldıkça, en azından bir süre, lise yıllarıma dönmek, orada kalmak istiyorum. Sanki geçmişte beni besleyen onca şeyi hiç anlamamış, onlara karşı artan vefa borcumu ödememiş olduğum hissine kapılıyorum. Çağrışımsız duru ve steril dil, beni ne geçmişe ne de geleceğe bağlıyor....
TRAJEDİLERİMİZİ PERDELEYEN SANAT
Yıllar önce bir kamyon arkasında “mutluluğu erteledik” diye yazıyordu. Gülüp geçmiştim. Tam olarak ne demek istediğini ise şimdi anlıyorum. Kuşaklar boyu sürecek bir acının, üst üste gelen iki büyük deprem felaketi ile 6 Şubat 2023 tarihinde bu kadim Anadolu coğrafyasına sabitleneceğini bilmiyordum! Suçlu kim peki? Doğa ana mı? Devlet baba mı? Yoksa her köşe başında...
SUSKUN MÜNEKKİTLERİZ
Ah o münekkit! Çok sık hatırlatıyor kendini. Çok sık hatırlıyorum bugünlerde. Müstehzi bakışlarını. Tasvipkâr olmayan… Hem nasıl olsun? Zordu, münevver bir münekkit olmak. İnşa, inşa, inşa… Hep çalış. Kendi üstünde, başkalarında… Çalışılabilir miydi sahi ona göre? Bunu hiç sormamıştım. Hem ortada değil miydi her şey? Tenkitçiler neden azalmıştı? İşine gelince iktidar odaklarından bahseden ülkemiz “sanatçısının”...
BEDRİ BAYKAM İLE UTKU VARLIK’IN KOMET POLEMİĞİ ÜZERİNE
Bizler, “yapmamayı tercih ederim” diyemeyen “gönüllü katılımcılarız…” Keşke 2014 Dünya Kupası öyle olmasaydı! İçime oturmuştu ve unutamadığım bir yazdı o yaz. Tam da 2022 Kupası Katar’da devam ederken… Dönüp dönüp izliyorum hâlâ. Ne yaparsınız? Takıntı haline geliyor bazı şeyler. Ülkemiz kültür-sanatını bir müsilaj gibi kaplamış olan, yol almamızın önündeki büyük engel, intihal de öyle. Yukarıdan...