Bugün 14 Mayıs 2023 Pazar. Sandıklara gidiyoruz. “Yurttaşlık” hakkımızı kullanıyoruz. Hâlâ 6 Şubat depremlerinin acısı içimizde ve hâlâ yastayız. Bakıyoruz. Ahenksiz. Anneler Günü aynı zamanda. Ama hep burukluk kaplar içimi bu günde. Neden bir ‘annesizler günümüz’ yok diye! Oturup kalkıyor; küresel kapitalizimden, iktidar odaklarından, hegemonyadan falan bahsediyoruz. Sakın bu her birimizin bizzat...
Son Yazılar:
KEREM QOSARÎ: “DİLERİM ÇOK DİLLİ SAHAFÇILIK HEDEFİMİZE ULAŞIRIZ.”
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
“SOLO BOTTER: BURHAN UYGUR” SERGİSİ, CASA BOTTER’DE ZİYARETE AÇILDI!
Adorno’yu Yanlış mı Anladık? Eleştirel Teorinin Günümüze Etkisi
Yazar: Jale İris Gökçe
“YÜKSEK SANAT” VE GÜÇ ODAKLARI
Bugün yanlış yapma günümdü. Öyle söz vermiştim. Hızlı fırtınaların öncesiydi. Ses yoktu. Siyah yeleğimin cebinden gözlüklerimi silmek için büyük bir paçavra çıkarttım. Sabun kokuyordu. Görevimiz net görmekti. Birden, yaşadığım fırtınaları anımsadım. Seni sonradan gördüğümde de ses yoktu. Şimdi dramatik bir etki, uzak geçmişten geleceğe uzanıyordu. Hakkını yemeyeyim, sen haklıydın! “Geçinmeyen mağdurlar” ordusu kurup, elebaşını...
SANATI KİM-LER SIPITTI?
Arkadaşım yazısına, “Geçmişte veya şimdi bir şeyi bilmiyor olduğu için hiç kimseyi suçlayamayız!” diye başlayıp eklemiş, “Bilmek istemiyor! Kişi, kurum, iktidar. Özgür değil mi herkes? Hatta sanat alanından örnek verirsek, şimdiki iktidar partisi belediyelerinin ‘samimiyetle’ ve büyük paralar harcayarak neredeyse her şehre, kasabaya yaptırdığı ve zaman zaman da canı sıkılan ‘sanat teröristleri’ tarafından sıpıtılıp yatay...
MATEMİN İZİ
6 Şubat 2023’te yer yüzü bizi sarsarak uyandırdığında, nasıl bir felaket ile karşı karşıya olduğumuzu tam olarak anlayamamıştık. Ama sonrasında, kendi “adamızda” bile mateme çekilme lüksümüz yoktu artık! Toprak ana “Matemin izi kalsın yüzünde!” demişti. Üç, yedi, kırk gün değil, ömür boyu… Enkaz altındaki canlarımızı hiç tanımadığımız insanlar çıkardılar. Bölgemizde can pazarı yaşanırken, sadece “kendini...
OLDURULANLAR ÖLDÜRÜLENLER
Cenah cenahız. Bu arada, son zamanlarda dilimi eleştirenler çoğalıyor. Onlar bunu yaptıkça ve ben yaş aldıkça, en azından bir süre, lise yıllarıma dönmek, orada kalmak istiyorum. Sanki geçmişte beni besleyen onca şeyi hiç anlamamış, onlara karşı artan vefa borcumu ödememiş olduğum hissine kapılıyorum. Çağrışımsız duru ve steril dil, beni ne geçmişe ne de geleceğe bağlıyor....
TRAJEDİLERİMİZİ PERDELEYEN SANAT
Yıllar önce bir kamyon arkasında “mutluluğu erteledik” diye yazıyordu. Gülüp geçmiştim. Tam olarak ne demek istediğini ise şimdi anlıyorum. Kuşaklar boyu sürecek bir acının, üst üste gelen iki büyük deprem felaketi ile 6 Şubat 2023 tarihinde bu kadim Anadolu coğrafyasına sabitleneceğini bilmiyordum! Suçlu kim peki? Doğa ana mı? Devlet baba mı? Yoksa her köşe başında...
SUSKUN MÜNEKKİTLERİZ
Ah o münekkit! Çok sık hatırlatıyor kendini. Çok sık hatırlıyorum bugünlerde. Müstehzi bakışlarını. Tasvipkâr olmayan… Hem nasıl olsun? Zordu, münevver bir münekkit olmak. İnşa, inşa, inşa… Hep çalış. Kendi üstünde, başkalarında… Çalışılabilir miydi sahi ona göre? Bunu hiç sormamıştım. Hem ortada değil miydi her şey? Tenkitçiler neden azalmıştı? İşine gelince iktidar odaklarından bahseden ülkemiz “sanatçısının”...
BEDRİ BAYKAM İLE UTKU VARLIK’IN KOMET POLEMİĞİ ÜZERİNE
Bizler, “yapmamayı tercih ederim” diyemeyen “gönüllü katılımcılarız…” Keşke 2014 Dünya Kupası öyle olmasaydı! İçime oturmuştu ve unutamadığım bir yazdı o yaz. Tam da 2022 Kupası Katar’da devam ederken… Dönüp dönüp izliyorum hâlâ. Ne yaparsınız? Takıntı haline geliyor bazı şeyler. Ülkemiz kültür-sanatını bir müsilaj gibi kaplamış olan, yol almamızın önündeki büyük engel, intihal de öyle. Yukarıdan...
MENTORLU SANATÇI
Aralık ayının son demleri. Hava aynı hep. Açık. Berrak. Lodos. Dalga. Eski bir radyom var. Ondan başka hiçbir şeyim yok sürekli dinlediğim. İnsan alışkanlıklarından vazgeçemiyor. Zaman zaman zihni karışıyor onun da benim gibi. Az önce aniden değişiverdi sürekli dinlediğim radyo kanalı. Yerini alaturka parçalara bırakarak… Hep aynı teraneler… Bazen bıktırıcı oluyor, bazen de devam edip...
TERRA’YI ANIMSAMAK
Anatolia. Bir kadim ana kara. Anımsadığım bir geçmiş. Terra Toria. Güzel bir şarkı. Helen. Gidecekmiş gibi… Bakış. Sanki göz açıp kapayıncaya kadar, tarih sahnesinden silinivermiş kadim uygarlıklar. Çorak ve kıraç topraklar, uçsuz bucaksız. Kurumakta olan susuz bedenler. Susmuşlar evini tıka basa doldurmuş olan. Yürüyorum. Barbaros Bulvarında. Vedat Örs atölye sergisi için. ‘Terra’ için. Düşünüyorum. Bu...