Ahmet İlhan: Değerli Çetin Hocam, felsefi düşüncenizin teknik boyutuna çokça girmemeye, daha çok güncel reel-politik boyutuyla ilişkili içeriğine değinmeye çalışacağımız bir söyleşi olsun istiyorum. Bu bağlamda, son kitabınız “Naturans, Yeni Etik Politik” merkezinde olmasını düşündüğüm, ancak diğer kitaplarınızı da yoklayacak olan bu söyleşiyi kabul ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Spinoza felsefesine özel bir ağırlık verdiğiniz kendi...
Son Yazılar:
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
“SOLO BOTTER: BURHAN UYGUR” SERGİSİ, CASA BOTTER’DE ZİYARETE AÇILDI!
Adorno’yu Yanlış mı Anladık? Eleştirel Teorinin Günümüze Etkisi
MARILYN MONROE’NUN ETEĞİ NASIL ÇEKİLDİ?
Yazar: Ahmet İlhan
MELİH CEVDET ANDAY ŞİİRİ: RADİKAL BİR KOPUŞ DENEMESİ
Anday şiirinin, 1962 sonrası için girdiği özgün kulvarda bildiğimiz ve alışageldiğimiz anlamda şiirden bir kaçış vardır. Dönem şiirinin temsillerinden, dilinden, biçiminden, içeriğinden, imge kurulumundan ve ahenk unsurlarından bir uzaklaşma isteğidir bu. Eskiyi temsil eden dönem şiirinin bir şiirsel modalitesi varsa ki var ona göre, Anday’ın özellikle yeni şiirinde bu yapı unsurlarının tecrit edilmesi, kazara da...
SESİM KİMLİĞİMDİR
Fiziksel boyutta düşündüğümüzde ses; katı, sıvı veya gaz ortamlarda oluşan basit bir mekanik düzensizliktir ve bir maddedeki moleküllerin titreşmesi sonucunda oluşur. Ancak insan hayatında, onu kuşatan ve varoluşuna anlam katan fiziki doğanın bir parçası olarak ses, ayrıca insanın insanlaşma sürecinin bir ölçüsü olarak da değer kazanır. Bu anlamda sesin, insanın ontolojik ve semantik gelişimiyle ilgili...
HAGOP MINTZURİ, İSTANBUL ANILARI’NDA BİZE NE SÖYLER?
Robert Musil, ırk varsayımının ilerici bir biçimde ulaşılması gereken bir amaç değil de “mistik bir fetiş” olarak ele alınmasının, uluslar arasında nefret, kin ve şiddet dolu bir kapışmayı doğurduğunu, tetiklediğini düşünür: ” Bu kimlik fetişleştirmesinin kurduğu şey, aslında, çok özel bir inanç biçiminden başka bir şey değildir; herhangi bir biçimden etkilenmeyen tözsel ve statik bir...
HERHANGİ BİR YER DEĞİL, BULUŞMA YERLERİ JOHN
JOHN BERGER’İN REHBERLİĞİNDE ŞİİRSEL MEKÂNDA KISA GEZİNTİLER. John Berger, “Buluştuğumuz Yer Burası” eserinde yaşamına tanıklık eden bazı mekânları işlemiş. ‘’Görme Biçimleri’’ kitabı ile geniş bir hayran kitlesi kazanan John Berger, “Buluştuğumuz Yer Burası” eserinde yaşadığı yerlere ait izlenimlerin, oralara dair bilgilerin, bir yerle benliği arasındaki harcı oluşturan duyguların, o yerlerin kendisinde bıraktığı kalıcı izlerin peşinden...
MASKEDEN YÜZLER, YÜZLERDEN MASKELER
John Berger:” Düşündüklerimiz ya da inandıklarımız nesneleri görüşümüzü etkiler.” der. (1) Bu fenomenin, kendimiz, kendi görmelerimizin nesnesi olduğumuzda da bu şekilde gerçekleşebileceğini düşünebiliriz. Yani, görmedeki hakikiliğin, algımızın biçimleriyle sınırlı olduğunu ve hissedilen hayatın bireyselliğimizde temellenen yapısını anladığımızda görmelerimizdeki sübjektiviteyi kavramış oluruz. Gündelik rutinde, hissettiğimiz hayatın değerinin, kendilik bilincimizde ve bireyselliğimizin başkalarında tecrübe edilmeye izin vermeyen...
YÜRÜMEK ve DÜŞÜNMEK
Üniversitedeyken sık sık parasızlıktan ama bazen de çok sevdiğim için, yanıma kattığım birkaç arkadaşla fakülteden Kızılay’a yürür, Sakarya Caddesi’ne varmadan aldığımız o zamanların nefis Ankara simidini, her zaman oturduğumuz İstiklal Çay Ocağı’nda dişlerken bir taraftan çaylarımızı içer, bir taraftan da hiç bitmeyen öğrenci gevezelikleri eşliğinde yorgunluğumuzu giderirdik. Bu yürüyüşler yıllarca benim ana ulaşım aracım olduysa...
SALLY RONNEY’İN NORMAL İNSANLARI, NORMAL MİDİR?
Hemen her birimiz, günlük dilin sınırları içinde, aile bireyleri arasında, sokakta, iş yerinde, sosyal ortamlarda “normal olmak, normalim, normal değilim, bu normal değil, sen normal misin, ben neden normal biri gibi olamıyorum vb. ” dilsel ifadeleri sıkça kullanır ve “normal” sözcüğünü farklı bağlamalar içinde tartışırız. Bununla birlikte sözcüğün taşıdığı, işaret ettiği anlamsal kodlar ile ilgili...
POST-TRUTH ÇAĞ: HAKİKATİN DAĞILIŞI
“ Gerçeği söylemek zor, çünkü yalnızca bir gerçek olsa da, yaşıyor ve bu nedenle canlı ve değişen bir yüze sahip. ” Franz Kafka Bir sözcüğün ne anlamda kullanıldığı, kavramın neyi içerdiği, kavramı içeren analizlerin neye dayandığı, salt kavramın kendisi üzerinden açımlanamayacağı için post-truth kavramından “post” sözcüğünü çıkarıp, “hakikatten” ne anladığımızı ve dolayısıyla ‘hakikat sonrası’...
AHMAKÇA AMAÇLAR
Bir amaca yönelmek insanın kendini eylemesinin temel motivasyonlarından biri olmuş. Spinoza, insanın en temel motivasyonunun iştah ve arzu olduğunu söylemiş. Bu güdü, varoluşun itici gücü gibi çalışır, insan kendini bunun üzerinden eyler imiş. İştah besldiği her şeyi de duymaya, anlamaya, bilmeye ve eylemeye çalışmış. Platon insanın amacının daha çok öğrenmek ve bilmek olduğunu; Aristo ise...
- 1
- 2