Bahçeleri sulanmış akşamın,
suskun serinliğinde ağustos böcekleri
arzuyu ölümden kaçırmak için çığrışıyor.
annemi büyütüyoruz kardeşlerimle
ne dünden ayrılıyor ne de yaşıyor bugünde
Kör yalnızlık içinde dolaşıyor kendince
gerilere dönünce torun gibi
elinden tutmuş ömrünü gezdiriyor
korkularla kaygıları çadır açmış
tanıdık arıyor, içini deşsin birkaç sözcükle
Önce büyütür, sonra küçültür zaman
omuzları kült acılar çökgünü
sevinçlerin uçurduğu, günlerin dağladığı
yürek tekliyor. Diline almıyor babamı
namus, doksan yaşında dizlerini örtüyor
Doğarken verdiklerini geri alıyor hayat
gözü alıyor, kulağı, coşkuyu alıyor yüzden
ey biri bin yapan kadın, hamurdan gül çizen
hâlâ işaret parmağı havada, dediğim dedik
alışkanlıkları da kendisiyle yürüyor
Zaman çoğalttığı gibi yavaş yavaş azaltır
eksiliyoruz anne. Günler tatsız, sular çorak
ömür dediğin göçtür dünden güne
kayısı yaprakları güze hazırlanıyor
anne örtme üstümü, hava çok sıcak
Ağustos böcekleri çiftleştikten sonra ölecek
çekildi kanımızdan sesler bak!
Resim: Elif Naci
Bir Cevap Bırakın