O zaman kendi çalışmamda şimdiye dek eksik olan şeyi fark ettim—bir insana mükemmellik arzusu dışında her şeyi unutturan o tutku. İşini yaparken insan kendini tamamen kaybedebilmeli. Paris’te çalıştığım ve yazarlık yaptığım zamanlar yirmi beşimdeydim. Pek çok insan daha o zamanlar yayımlanmış yazınsal yapıtlarımı övgüyle karşılamıştı; bunların bazılarını ben kendim de beğenmiştim. Ama içimde derinlerde bir...
Son Yazılar:
20. YÜZYIL MODERNİZMİNİN İFADE BİÇİMİ: SOYUT SANAT
Yapay Zekanın Sanatı ve Sanatçının Geleceği
Kadından Piskopos Atayan Uşak’taki Şehir: Pepuza
Tozan Alkan’dan yeni bir albüm: ALHEAVY
Beşiktaş’ta Street Art: Genco Gülan’ın İki Boyutlu Yerleştirmesi “Sol Klik”
KAHKANIN TARİHİ
Kitap kapağına düşülen bellek: Kitabın Rüyası
Manzaramıza Bakmak
007 JAMES BOND YAKALANDI!
Ankara Film Festivali’nde ulusal yarışmalara başvurular başladı
Geleneğin Trajedisi, Kapitalizmin Kısa Öyküsü: Karanfilsiz
Biz eskiden, İzmirFuar’da DagaDa da Raks ettik sevgili Nisyan!
ÖDÜL TÖRENLERİNE KATILMAYAN EN İYİ KADIN ve ERKEK OYUNCULAR FİLMİ
Çok mu karışık, Metamodernizm nasıl anlatılır?
AŞK HERŞEYİ EŞİTLER
boş vestiyer (şiir)
İRONİK YAPI ÜZERİNE
John Ruskin’in Eseri: Modern Düşünce ve Yaşama Etkisi – I
BİR YOLCULUĞUN GÖLGESİNDE: UZAKTA BÜYÜYEN ÇOCUK (ÖYKÜ)
Ana Sayfa
Stefan Zweig