POLİTİKLEŞMİŞ TARİHSELLİK: FÜTÜRİZM

Filippo Tommaso Marinetti’nin (1876-1944) önderliğinde şekillenen Fütürizm akımı, 1909 yılında ilk manifestosunu yayınlamıştır. I. Dünya Savaşı’nın Fütürizm sanat hareketi üzerinde belirgin bir etkisi olmuştur. Savaş sonrasında Marinette’nin, Mussolini ile tanışmasıyla, Fütürizm, siyasi bir düşüncenin sanatsal ifadesi haline gelmiştir. Fütürizm, ulusal birliğini geç yakalamış olan Avrupa ülkelerinden İtalya’nın, gecikmiş endüstri sürecini hızlı yaşamak zorunda olması ve teknolojiye karşı ortaya çıkan tutkunun yansımaları olarak değerlendirilmiştir. Akım, İtalya’nın endüstrinin en çok gelişmiş olduğu kentlerinden Milano’da ortaya çıkmıştır. Fütüristlerin teknolojiye ve makineye olan tutkuları hiçbir sanat akımında görülmediği kadar yoğun olmuştur. Gelenek ve geçmişten kopmayı hedeflemişlerdir. Topluma ulaşmak için var olan düzenin yıkılması için savaşı en etkili araç görmüşlerdir. Fütüristler bu doğrultuda I. Dünya Savaşı’nı umutla beklemişlerdir.

Bir edebiyatçı olan Filippo Tommaso Marinetti’nin 1909 yılında Fransız Le Figaro gazetesinde yayınladığı Fütürist Manifesto ile kurulan akım, savaştan sonra yine kendi önderliğinde devam etmiş olmasına rağmen ancak ilk beş sene dinamizmini devam ettirebilmiştir. 1908 yılının Ekim ve Kasım aylarında Marinetti’nin üzerinde çalıştığı manifesto’yu 1909 yılı Ocak ayında Fütürist Manifesto başlığıyla iki sayfa halinde Fransızca ve İtalyanca metin olarak Poesia’da edebiyat çevresinde pek çok kişiye göndermiş olduğu bilinmektedir. 20 Şubat 1909 tarihinde Le Figaro’nun birinci sayfasında yayınlanmıştır. Gazetede yayınlanan on bir maddelik Fütürizm Manifestosu’nu içeren metin, Marinetti’nin şiiirlerinde kullanmış olduğu saldırgan üslubun devamı niteliğinde olmuştur.

Fütürizmin kuruluşu ve manifestosu sanat ve edebiyat tarihinin en sert ifadelerinden birini oluşturmuştur. Fütüristlerin sanat tarihi için önemi, ürettikleri heykeller ve resimlerden ziyade, performans sanatının öncüleri olmalarından kaynaklanmıştır.

Korkusuzluğun, tehlike tutkusunun, cesaretin, atılganlığın, saldırganlığın ve isyanın savunulduğu metinde, savaş, dünyanın tek çıkar yolu olarak değerlendirilmiştir.

Müzelerin, kütüphanelerin, akademilerin yıkılması gerektiği, geçmişin ortadan kaldırılarak geleceğin kurulabileceği savunulmuştur.

Fütüristlerin mücadele etmesi gereken düşmanlarından biri de feminizmdir ve kadını hor görmek, fütüristlere yakışan bir yaklaşım olmuştur. Şiir sanatı da şiddetli bir saldırı olarak görülmektedir. Kent yaşamının, teknolojinin, isyan eden kalabalıkların, hızın, övüldüğü metnin son cümleleri ise; “Dünyanın zirvesinde dimdik bir kez daha yıldızlara meydan okuyoruz.” olmuştur.

Fütürizm, kısa bir süre içerisinde yaygınlaşmış Marinetti’nin öncülüğünde plastik sanatlar, fotoğraf, müzik gibi alanlarda kendine yer edinmiştir. Günümüzün performans sanatının öncüsü olan “serata”lar sayesinde geniş halk kitlelerine ulaşılmıştır.

İlk manifestoyu daha sonra çok sayıda manifesto takip etmiş, böylece fütürizm, daima gündemde tutulmuştur.

Marinetti’nin, Milano’da yaşayan üç İtalyan sanatçı ile tanışması, plastik sanatlar ile ilişkisini başlatmıştır. Umberto Boccioni, Carlo Carra ve Luigi Russolo manifesto’dan çok etkilemişlerdir, resim üzerine fütürist bir manifesto yayımlamak istemişlerdir.

Boccioni’nin kaleme aldığı Fütürist Resim: Teknik Manifesto’nun 11 Şubat 1910 tarihinde yayınlanmadan önce Paris’te yaşayan Gino Severini ve Roma’da yaşayan Giacomo Balla’ya gönderilerek onay ve imzaları alınmıştır. Manifesto, sanat eleştirisinin zararlı, sanat eleştirmenlerinin de gereksiz olduğunu iddia etmekte, sanat tarihinde daha önceden işlenmiş konuların bir kenara atılması ve yeni konuların üretilmesi gerektiğini savunmuştur.

Boccioni’ye ait olan “Zihin Halleri” serisi:

Zihnin Halleri-1- Veda (1911) Tuval üzeri yağlı boya, 70 x 96 cm Modern Sanatlar Müzesi /New York.
Zihnin Halleri- 2- Gidenler. (1911) Tuval üzeri yağlı boya 70 × 96 cm. MoMA/ New York

Fütüristlere göre, “nü” ahlak dışı olmakta, resimde dinamizm, ışık ve hareket önem kazanmaktadır. Fütürizm, performans sanatının da öncüsü olmuştur. Fütüristler “serata” denilen “Akşam Performansları” ile manifestolarındaki düşünceleri yaygınlaştırmışlardır.

Modernizmin avangard hedefi, I. Dünya Savaşı’nın öncesinde fütürizm ile erken dönem radikal hareket ile başlamıştır.

Marinetti, hareketin önde gelen kamusal lideri olsa da Emilio Settimelli, Mario Carli, Bruno Cora, Arnaldo Ginna gibi diğer yazarlar, edebiyat dergisi L’Italia Futurista’ nın yayın kadrosunu oluşturmuşlardır.

Resim ve heykel sanatı yönünde ise, Giacomo Balla, Carlo Carra, Umberto Boccioni, belli başlı fütürist ressam ve heykeltraşlar arasında yer almışlardır. Bu sanatçılar, Fütürist Resim: Teknik Manifesto (1910) ve Fütürist Heykelin Teknik Manifestosu (1912) gibi avangard kuramsal incelemelerde bulunmuşlardır.

Fütürizm, Yeni Dışavurumculuk, Simgecilik, Fovizm ve Kübizm’deki kökleri ile modernist, estetik duyarlılığı radikal bir biçimde hızla ilerletmiştir.

Fütürizm, estetiği, metaller gibi modern malzemelerin kullanımı ve sanatın reklamını yapmak için ticari pazarı kullanmada, endüstriyel üretim şekli üzerine temellendirilmiş ilk sanatsal avangard hareket olmuştur. Fütürizmin endüstriyel ilkeleri, resmin ve edebiyatın dışında, mimari, müzik ve fotoğraf gibi tüm sanatsal alanlara uygulanmıştır. Fütüristler, Batı uygarlığını geleceğe taşıyan itici güç olarak, endüstriyel üretimi, teknolojiyi, siyasi devrimi ve savaşı desteklemişler, çıkış noktası olarak görmüşlerdir. İtalyan Fütürist Hareket, birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yeniden ortaya çıkan birkaç dinamik avangardtan biri olmuştur. Fütürizm, kısa ömürlü olmasına rağmen geniş etkiler yaratmıştır.

Prag ve Berlin’deki Alman dışavurumcu sanat, fütürizm ile dönüşmüş, Rusya’da Kübo- fütürizm, şair ve oyun yazarı Vladimir Mayakovski tarafından benimsenmiştir. İngiltere’de Ezra Pound ve Wyndham Lewis tarafından şiir ve görsel sanatlarda teşvik edilen Vortisizm hareketi de fütürizm sayesinde yeniden canlandırılmıştır. Fransa’da ise Marinetti, Gris, Leger ve Delaunay’ın eserlerinin geliştirilmesini etkilemiştir. Fütürizm, bilimsel keşiflerin etkisi altındaki insan duyarlılığını yenileştirmeye odaklanmıştır. İletişim araçlarının çeşitliliğinin insan zihni üzerindeki etkileri üzerinde yoğunlaşmıştır.

1910 yılında çeşitli kentlerde beş tane “serata” düzenlenmiş, ilki o dönemde Avusturya- Macaristan topraklarında olan Trieste kentinde gerçekleşmiştir.

Marinetti politikaya girmiş ulus sevgisini dışlayan sosyalizm, muhafazakarlığa karşı olduklarını ifade etmiştir. Özgürlüğe ise yalnızca ulus kavramı sayesinde ulaşabileceğine inanmıştır. Gerçekleşen ilk serata’da Armando Mazza’nın Fütürizmin Kuruluşu ve Manifestosu’nu okumasının ardından çeşitli şairlerin şiirleri okunmuştur. İtalyan milliyetçiliğinin aşırı vurgulanmasından rahatsız olan Avusturyalı izleyiciler serata’yı terk etmişlerdir. Marinetti’ye göre ise, bu ilk serata, İtalyan gençliğinin Avusturya karşısındaki zaferi olmuştur. İkinci serata ise, Milano’da düzenlenmiş, Manifesto’nun okunmasının ardından okunan şiirler, İtalya ordusu içerisinde Avusturya düşmanlığı propagandası yaptığı gerekçesiyle görevinden alınan General Bernezzo’ya adanmıştır. Güvenlik güçleri gösteriye müdahale de bulunmuş ve fütüristler sahneden indirilmiş ve göz altına alınmıştır. İtalyan basınının fütürizm ile şiddeti eş tutan yayınları sayesinde devlet, fütüristlere karşı tedbirler uygulamaya başlamıştır.

1910 yılında müzisyen Francesco Balilla Pratella(1880-1955), fütürizmi benimsemiş, müziğe ilişkin iki manifesto yayınlamıştır. 1911’de fotoğraf sanatçısı Anton Giulio Bragaglia (1890-1960) gruba katılmış ve böylece farklı sanat dallarında da yaygınlaşmaya başlamıştır.

Fütürizmin resim sanatı alanındaki yansımasını göstermek için sanatçılar tarafından bir resim sergisi düzenlenmesine karar verilmiştir. Serginin 1911 yılında Paris’te Felix Feneon’un sanat direktörlüğündeki galerisinde gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Ancak İtalyan hükümetinin Trablusgarp’a müdahalesi ile Osmanlı imparatorluğuna savaş açması, serginin ertelenmesine neden olmuştur. 29 Eylül 1911 tarihinde İtalya savaş ilan ederek Trablusgarp’a çıkarma yapmıştır. Marinetti, bir manifesto yayınlayarak hükümetin bu kararını coşku ve neşeyle karşılamış, İtalya’nın bu girişiminin fütürizme yakışır olduğunu savunmuştur.

1911 yılında açılması planlanan “Fütürist Resim Sergisi” 5 Şubat 1912’de açılmıştır. Otuzaltı adet resmin yer aldığı sergide, günümüzde fütürizmin başyapıtları olarak değerlendirilen eserler yer almıştır.

Boccioni, Zihnin Halleri’nde duygunun özünü renk ve formu zorlayarak yakalamıştır. Kübizmi inceledikten sonra çalıştığı bu üç resimde, kübizmin form anlayışı ile fütürizmin duygusal çizgilerini kaynaştırmıştır.

Boccioni’nin “Sokak” (1911) çalışmasında ise, parlak ve canlı renklerin egemen olduğu kompozisyonda yer alan balkonun korkuluğuna dayanmış iri kadının sırtında seçilen at görülmektedir. Manifestoda yazılanlara uymaktadır. “Bazen bir insan ile sokakta konuşurken, sokağın sonundan geçmekte olan atın görüntüsü, yanağınızın üzerine yansımış gibi olur.”

“Sokak” (1911) Boccioni Tuval üzerine yağlı boya 100 × 106.5 cm Sprengel Müzesi / Hannover
Carlo Carra “Anarşist Galli’nin Cenazesi “
(1910)
Tuval üzerine yağlı boya 198 × 259 cm
MoMA /New York
Boccioni, “Sürekliliğin Mekân İçindeki Kendine Özgü Biçimleri” (1913)
Bronz döküm heykel

Serginin başarılı olması, Fütürizmin uluslararası boyutta daha da güçlü bir etkiye sahip olmasına yol açmıştır. Paris’teki sergiyi Berlin, Brüksel, Londra ve diğer kentlerdeki sergiler izlemiş, bu etki farklı ülkelerdeki sanatçıların da fütürizmden etkilenmeleri ve sanata yeni yaklaşımlar getirmelerinde etkili olmuştur.

Boccioni gibi Giacomo Balla da kentteki yeni yaşamdan etkilenmiştir. “Sokak Lambası” (1909) adlı eserinde, teknolojiyi, fütürist anlamda birleştirmiştir. Roma’daki ilk elektrikli sokak lambalarından etkilenen Balla, ışığa olan ilgisini güçlü çizgilerle birleştirmiştir. Yapıtta bir sokak lambasından çıkan parlak renkli ışık, bükülmüş iğne biçimini alarak etrafa yayılmaktadır.

Giacomo Balla
“Merkür Güneş’in önünden geçerken” (1914) Kâğıt üzeri tempera 120 ×100 cm.
Fondazione Guggenheim /Venedik

Fütürist resim evrensel dinamizme odaklanmış, sezgisel yaklaşımlarla bilimsel buluşları bir araya getirmiştir. Sanatçılar, dünyanın özünün hareket olduğunu ortaya koyan bilimsel buluşların etkisi altında kalmışlardır. Nesne, dinamik olarak algılanmaktadır ve bu durum alışılagelmiş renk ve form anlayışını dışlamaktadır. Resimde her şey hareket etmiş olduğundan, hiçbir görüntü statik değildir. Fütürizm, statik formları kesin olarak reddetmiş, dinamik olarak nitelendirilen küre, eğik, elips, silindir, eğik koni gibi formları, hareket halindeki hacim ve çizgileri plastik bağlamda ele almıştır. Hızın egemen olduğu dünyada plastik ifade de daha kaotik ve devingen olmalıdır. Dingin hatlar, armonik renkler, dengeli ışık ve gölge kullanımı geçmişe özgü olduğu için fütürist sanatın dinamikleriyle çelişmiştir.

Boccioni, 1912 yılında Fütürist Heykel Manifestosu’nu yayınlamış, sanatçının savaş başlayana kadar yapmış olduğu çalışmaları, Kübizm ile Fütürizm arasında değişiklik göstermiştir. Fütüristik Mimari Manifestoyu yayınlayan mimar Sant Elia ve Boccioni’nin, hayatlarını kaybettikleri savaşın sonunda fütürizm de dinamizmini kaybetmiştir. Hareketin merkezi Milano’dan Roma’ya taşınmıştır.

1920’li yılların başlarından itibaren Fütürizm, resim sanatından ziyade, dans, tiyatro, fotoğraf gibi alanlarda etkili olmuştur.

Tarihçi Walter Adamson (1946- ), siyasi çerçevede yapmış olduğu incelemelerde, Fütürizmin yoğun şekilde politikleşmiş olduğunu vurgulamıştır. 1909 tarihinde başlayan seratalarla kitleselleşmeye çalışan, kültürel yenilenmenin zorunluluğunu vurgulayan dönem, politik – estetik dönem olmuştur. Adamson’a göre, hareketin sanatsal yönü kadar siyasal yönü de tartışmanın merkezinde olmuştur.

Adamson, fütürizmin özellikle sanatsal avangard hareketlerle siyaset arasındaki kesişim noktalarında durduğunu vurgulamıştır. Bazı tarihçiler Fütürizmi sadece heroik yıllar (1909-1916) ile sınırlamıştır. Bazıları ise “İkinci Fütürizm” diyebileceğimiz 1915 sonrası döneme yoğunlaşmış ve Marinetti’yi de merkeze koymamıştır. Başka bir grup ise, Fütürizmin çok merkezli ve multiple yapısını çevre-merkez modeli ile incelemiş ve Marinetti’yi merkeze koymuştur.

1915 yılında başlayan ikinci evrede Marinetti, Fütürizmi sadece heykel, resim alanlarını içeren sanatsal ve siyasi bir hareket olmaktan çıkarıp, tüm toplumun yaşam tarzını değiştirecek bir tasarım hareketi olarak yaygınlaştırmaya çalışmıştır.

İtalyan Faşizmi ve Tarihsel Gelişimi:

Faşizm, 1922 yılında, Benito Mussolini’nin liderliğini yaptığı Ulusal Faşist Partisi’nin iktidara gelişinden İkinci Dünya Savaşının sonuna kadar geçen dönemde, İtalya’da hâkim olan diktatörlük rejimi olarak anılmaktadır. İtalya, Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda kazanan tarafta yer almasına rağmen, istediğini elde edememiştir. Bu durumun yaratmış olduğu ekonomik ve siyasal istikrarsızlık, iktidara gelmesinde en önemli etkenler olmuştur. Faşist yönetim iktidarı sırasında, ülke içerisinde toplumsal yaşamın her alanını kontrol etmek istemiş ve buna yönelik adımlar atmıştır. Dış politikada saldırgan tutum sergileyen faşist yönetim, İtalya’nın uluslararası ortamda olumsuz bir imaja sahip olmasına neden olmuştur. Totaliter rejim niteliğindeki İtalyan faşizmi, İtalya’nın İkinci Dünya Savaşı’nda yenilmesiyle sona ermiştir.

Marinetti, 1918-1920 yıllarında üçüncü evrede, fütürist hareketi siyasi parti çatısı altında örgütlemeyi düşünmüş ve faşist hareketle ittifak yapmıştır.

Robert O. Paxton, “Faşizmin Anatomisi” adlı kitabında, İtalya’da faşizmin resmi olarak 23 Mart 1919’da Milano’da doğduğunu ifade etmiştir. Mussolini’nin girişimi ile Milano Sanayi ve Ticaret Odası’nda düzenlenen toplantıda, milliyetçiliğe karşı çıkan sosyalizme karşı savaş açmak hedeflenmiştir. Toplantıya, savaşı destekleyen sendikalar, savaş gazileri ve fütürist entelektüeller katılmıştır. Toplantının gerçekleşmesinden iki ay sonra, faşizmin programı yayınlanmıştır. Toplantı sonrası aralarında Marinettin’in de bulunduğu bir grup, sosyalist gazete Avanti’nin Milano’daki bürosunu işgal etmiştir. Bu baskında üç kişi yaşamını yitirmiş ve çok sayıda insan yaralanmıştır. Bu baskın, İtalyan faşizminin ilk şiddet olayı olmuştur. Fütürist Politik Parti’nin Marinetti tarafından yazılan programı, ilginç vaatler sunmuştur. Bu programa göre, hapishaneler ve polis kaldırılacak, hükümetin gücü en aza indirilecektir. İnsandaki sevgi duygusunun özgür kalması için aile kurumu silinecek, yaşamı bir sanat olarak gören sanat anlayışı getirilecektir. İlk evredeki serataların yerini siyasi kampanyalar, parti kongreleri vs. alacaktır. Dördüncü evrede Marinetti, Mussolini’nin önderliğindeki faşist iktidarla iş birliği yapmıştır. Fütürizmi, yeni rejimin resmi sanatı olarak kabul ettirme çabalarını göstermiştir. Savaş taraftarı hareket, sadece meclisteki siyasetçileri değil, toplumdaki çeşitli grupları da kapsamış, bunlar arasında fütüristler de yer almışlardır. Komünizm tehlikesine karşı yapılan siyasi aktiviteler ise Mussolini liderliğindeki Faşist Parti’nin 1922’de iktidar olması ile işlevini ve önemini kaybetmiştir.

Marinetti, 1923 yılından sonra Mussolini’nin Faşist Partisi’ndeki hiyerarşi ve disiplin anlayışı karşısında fütürist ideallerinden ödün vermek durumunda kalmıştır.

Fütürizmin ilk dönemi, 1916 yılının sonlarında akımın önemli isimlerinin birçoğunun ayrılması ya da savaşta ölmesi ile sona ermiştir. Marinetti “Fütürist Sentetik Tiyatro” etkinlikleri düzenleyerek, “Vita Fütürista” filmini yaptırarak, yayınlar, konferanslar vererek hareketi canlı tutmaya çalışmıştır.

Ulusal buhran döneminde İtalya’yı yeniden canlandırmak için cepheden dönen avangardlar üzerinde fikir tartışmaları yapılmıştır. Marinetti, aşırı sol düşüncenin birçok yönüne sempati duymakla beraber, ideolojik olarak Marksist sınıf mücadelesi doğmasına karşı olmuştur. Marinetti’nin asıl ilgisini çeken, savaşın öncesinden beri takip ettiği Mussolini ve Faşizm olmuş, 1919 yılının Mart ayında Milano’da Faşist Parti kurulduğunda partinin merkez komitesine seçilmiş tir. Kasım ayında parlamento seçimlerinde aday olsa da kazanamamıştır.  Mussolini 1914’te Boccioni ile tanışmış, Marinetti, orkestra şefi Arturo Toscanini ve şair Gabriel D’Annunzio gibi önemli kültürel figürlerin de harekete katılmasına çaba göstermiştir. Ancak Mussolini kısa bir süre sonra, önemli isimlerle olan ilişkilerinin yararlı olmadığını anlamış ve onlarla ilişkilerine mesafe koymuştur. Mussolini, Marinetti gibi, 1920 yılında kendisinin pragmatik, otoriter, içgüdüleri için fazla ileri görüşlü ve özgürlükçü olan anti burjuva ve anti papalık devrimini hedefleyen insanlarla sıkı ilişkide olmayı göze alamamıştır. Marinetti, 1919 yılında artık aşırı sağa kayan Mussolini’ye karşı da şüpheyle yaklaşmaya başlamıştır. Marinetti ve fütüristler, kışkırtma, şiddet ya da propaganda yoluyla Mussolini’nin çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuşlardır.

Esnek özgürlük idealine tamamen ters düşen gerici ve uzlaşmaz olan faşist devlet içerisindeki nihai konumları onları hayal kırıklığına uğramıştır. Marinetti, 1920 yılında Milano’daki İkinci Ulusal Faşist Kongre’den istifa ederek, sol siyasetle bir yakınlaşma dönemini başlatmıştır. Mussolini’nin görsel sanatlara ilişkin kültür politikası şaşırtıcı derecede serbest olmuştur.

Mussolini, 1930’larda Nazi Almanyası’nın ideolojik amaçlarla desteklediği resimsel gelenekçiliği daha modern bir anlayışla temsil etmiştir. Faşizmin güçlü bir maceracı yanının olduğunu ve toplumsal bilinçle modern bir tarz ile özleştirilmesi gerektiğini vurgulamış, resim, heykel, tasarım ve mimariye önem vermiştir. Bu anlayış, sanat alanlarında görülen kültürel eklektisizmi, istikrarsız ülke kültürünü kontrol altına alma çabası olmuştur. 1929 yılında Aero Pittura Manifestosu’nu imzalayanlar arasında Marinetti, Depero, Balla ve Prampolini yer almıştır. Balla, kısa süre sonra fütürizme olan aidiyetini terk etmiştir.

1925-1937 yılları arasında Paris’te yaşayan Prampolini, Fransa’daki purist ve soyut sanatçılarından, Hollanda’daki De Stijl ile Rusya’daki Konstrüktivizm’e kadar Avrupa’daki avangard hareketlerle ilişkiler kurmuştur.  Aero Pittura, Prompolini’nin uyguladığı biçimiyle, uçmanın kozmik şiirini aktarmayı biyomorfik formların yanında, renkleri de kullanarak ruhun daha yüksek bilinç haline doğru görselleştirmeyi hedefleyen yarı soyut bir resim biçimi olmuştur. Bu ruhani arzular, yeni faşist kültür birlikleri ve Katolik kilisesi tarafından düzenlenen kutsal sanat sergilerine katılmalarına olanak sağlamıştır. Havacılara ve havacılıkla ilgili her şeye yönelik, yaygın bir çağdaş hayranlığı benimsemiştir. Fütüristler, Faşist fanatiklerin “yoz sanat”a karşı Nazi politikalarına dayanan ırkçı önlemler alma girişimlerine karşı takdir edilen direnişine öncülük etmişlerdir.

1930’lu yılların sonunda fütürizmin seramik, moda, sergi tasarımı gibi alanlarındaki etkinliklerine rağmen Marinetti için gerçeklerden kaçış olmamış, 1940 yılında savaş başladığında ise Marinetti, rejimin yüzsüz bir savunucusu olmuştur.

Fütürizm, savaş için yapılan kışkırtıcı ve kaba propagandaya dönüşerek birkaç yıl öncesinde karşı çıktığı Yahudi karşıtlığına dönmeye başlamıştır. Fütürizm Faşist Parti’nin sanatı olarak ilan edilmiştir.

İşte Fütürizmin parti sanatı olarak kabul edilmesi, bu sanat anlayışının Avrupa sanatında önemini yitirmesine neden olmuştur.

 

Kaynakça

Griffin, R. Faşizmin Doğası, Çev. Ali Selman. İletişim Yayınları, İstanbul 2014

Humphreys ,R. Fütürizm. Çev. Yasir Saydam. Hayalperest Yayınları. İstanbul 2024

Walz, R, Modernizm, Çev. S. Erdem Türközü. Nika Yayınları. Ankara. 2023

Turani, A, Dünya Sanat Tarihi, Remzi Kitabevi, İstanbul 2013

Erden, O, Modern Sanatın Kısa Tarihi, Hayalperest Yayınları, İstanbul 2016

Adamson, W. Fascinating Futurism : The Historigraphical Politics of an Historical Avant Garde. Modern Holy. Cilt 13.Sayı 1 Şubat 2008

 

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.