Yapıtlarında giriştiği deneylerin her döneminde olağanüstü çeşitlilik göstermesi ve referans olarak önüne modernizmin izleyicinin empati ve sempati taleplerine karşılık vermeyen başyapıtlarını koymuş olması nedeniyle, Sabahattin Tuncer’in resmini değerlendirmek kolay olmayacaktır. Sabahattin Tuncer’le dost olmamız, askerlik sonrası, elimde yazı ve şiir yüklü bir çantayla Kuzguncuk’ta sürttüğüm 2004 sonbaharına rastlar. Serkan Işın ve Barış Özgür’le Bakırköy’de Zinhar/Poetik...
Son Yazılar:
KEREM QOSARÎ: “DİLERİM ÇOK DİLLİ SAHAFÇILIK HEDEFİMİZE ULAŞIRIZ.”
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
“SOLO BOTTER: BURHAN UYGUR” SERGİSİ, CASA BOTTER’DE ZİYARETE AÇILDI!
Adorno’yu Yanlış mı Anladık? Eleştirel Teorinin Günümüze Etkisi
Kategori: Litera
DADAİZM VE ERCÜMEND BEHZAD LAV
Birinci Dünya Savaşı öncesinde Marcel Duchamp ve Francis Picabia gibi isimler yaptıkları girişimlerle o zamana kadar var olan sanat akımlarına ve bu akımlarda oluşturulan eserlere karşı çıkarak dünyada kuralsızlığı ilke edinen bir sanat akımının doğumuna önayak olmuşlardır. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte tarafsız ülke olan İsviçre’ye sığınan Tristan Tzara, Jean Arp, Richard Hülsenbeck, Marcel Janco,...
Çünkü İnsan Mesuliyettir!
Üniversite yıllarımda bir sohbetimizde Attilâ İlhan’a, “şair halktan beslenmelidir değil mi hocam” diye sormuştum. Cevabı kısa, net ve muhteşemdi: “Şiir halktan gelir halka döner. Ancak gelenle giden aynı şey değildir.” Geçtiğimiz günlerde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Araştırmaları ve Uygulama Merkezi’nin açılışı yapıldı. Türk edebiyatı için faydalı çalışmaların yapılacağı bir merkez...
BİR FİKİR SERÜVENCİSİ: JULES VERNE VE MEDENİYET
Robinson Crusoe’yu yeniden yazma meselesini mübalağalı bir yakıştırma olarak görenlerin yüreğine su serpip, Verne’i kendi eserleri içinde dolaştırmak, belki bizi daha güvenilir limanlara çıkarabilir. Mesela Kaptan Nemo… Bilimkurgu üzerine irili ufaklı çok tanım yapıldı bugüne değin, lakin en şaşırtıcı içeriğe sahip olanı hiç kuşkusuz Baurdrilard’ınki… Diyor ki kışkırtmaya pek meraklı düşünür: “gerçeğe bir büyüteçle yaklaşan...
ATTİLA İLHAN: KORKUNUN KRALLIĞI’NDA “İNCESAZ” MAKAMI
“incesaz”ın ilk şiiri “şehnâz”da hayal kırıklığı ve vazgeçiş duyguları hâkimdir. Klasik Türk müziğinde şehnâz makamı bir derdi, feryadı, figanı ifade eden şarkılarda kullanılır. İlk baskısı 1987’de yapılan Korkunun Krallığı kitabında Attila İlhan; yalnızlık, korku, tedirginlik gibi duyguların diyalektiğini anlatıyor. “geceleyin sokaklar”, “korkunun krallığı”, “yalnızgezerin notları”, “serbest gazeller”, “incesaz”, “eskiden başka kızlar” ve “o eski adamlar”...
YAKUP KADRİ-BİR SÜRGÜN ÜZERİNE NOTLAR
Bir Sürgün romanında dil yalın olmamasına karşın, anlatım akıcıdır. Romanda yazar; Osmanlıca, Arapça, Farsça, Fransızca sözcüklere sıkça yer vermiş, bu sözcüklerin Türkçe karşılığını ise tırnak içinde göstermiştir. Kitabın başında, bu romanın birinci baskısının 1938’de olduğu yazılı. Öz Türkçe yazma kaygısının henüz yeni yeni belirdiği 30’lu yıllar göz önünde tutulursa, yazarın sıkça eski dilden, Osmanlıcadan sözcükleri...
YÜCEL KAYIRAN: “DİKİŞ TUTMAYABİLİR VARLIKTA SÜREKLİ YIRTILAN”
“EFSUS’A YOLCULUK” ÜZERİNE KİŞİSEL NOTLAR Kendi biçeminizi yaratamadığınız sürece yazılan şiirin “tamamen size olduğunu” söyleyebilir misiniz? Kayıran’ın da dediği gibi: “Başkasının biçemiyle kendi sesinizi ve kendi hikâyenizi yazamazsınız” Yücel Kayıran’ın “Efsus’a Yolculuk” adlı şiir kitabı, Ekim 2017’de Metis Yayınları arasından raflardaki yerini aldı. Kitabın yayımlanmasıyla birlikte yayımlanan kimi yazılarda, “şunu ele alıyor, şunu anlatıyor!” gibi...
‘Yeni Dünya’da Sabahattin Ali Öykücülüğü
Öykü, fıkra gibi sonuyla güldürür. Belli ki Sabahattin Ali, bu öyküde, farklı yazım biçemi arayışındadır. Ancak, izlekleri değişmez: Köy, köylüler ve kentlilerle aralarındaki çatışma… ‘Yeni Dünya’ (1943), Sabahattin Ali’nin (1907-1948) 4. öykü kitabı. Bu kitapla önceki kitapları arasında büyük ölçüde süreklilik var. ‘Asfalt Yol’ adlı öykü, ‘bir köy öğretmeninin notlarından’ biçimindeki altbaşlıkla açılıyor. Birinci tekilden...
ÜTOPYANIN DİYALEKTİKLE İLİŞKİSİ
Ütopik düşünce sanıldığı gibi sakınılması gereken, uçuk, temelsiz ve ayakları havada olan bilinç/düşünce değil, reel düşüncenin devrimcileşmesini sağlayan üretici güçtür. Marx’ın sermaye birikiminin oluşumuna yönelik çözümlemeleri, hayatımızın her alanına uygulanabilecek muazzam bir düşünce potansiyeli taşır. Ayrıca Marx Kapital’de, Hegel’in baş aşağı duran diyalektik yöntemini, kavramların gelişme sürecinde olduğu kadar günlük hayatın ve somut olguların kavranmasında...
Tenin ilmihali: Sylvia Kristel
Kristel, Emmanuelle’de göründüğünde henüz 21’indeydi. Film Fransa’da çekilmişti. Yönetmeni Just Jaeckin’di. İlginçtir, filme kaynaklık eden romanın yazarının adı da Emmanulle’di, Emmanuel Arsan. Başlarda soft-sex olarak tanımlanan film, sınır tanımaksızın ülkeden ülkeye sıçradı. Karadeniz’de hoş bir belde: Turhal. Yeşilırmak’ın hemen kenarı… Etrafını ağaçların çevirdiği bir çay bahçesi… Bitişiğinde yazlık bir sinema… Akşamüzeri olmalı. Sabahın köründe inşaattan...