Okan Koparan’ın minyatür tekniğiyle yorumladığı tablolardan oluşan son sergisi Canbaz, geleneksel olanı şimdiye bağlıyor. Şeker çubuğu yükselişin olduğu kadarıyla düşüşün de “tatlı lezzeti oluyor. Sanatçı Tülin Onat Koparan’ın resimlerini şöyle yorumluyor: ” Çubuk şekerinin sahte tadı, canbazın ipin üzerinde ne denli tehlikeler içinde olduğunu saklar. Biçimlerin çekiciliği lekelerin anlamını çözmeyi engeller. Hep birlikte kapılırız canbazın...
Kategori: Genel
Yazı
Yazı
EKALMANAK KİTAPÇILARDA…
EK Almanak – Kolektif
Yazı
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Çeviri: Ali Tacar Bu makale, filmin hafızayla olan ilişkisiyle tanımlanan bir araç olduğunu savunmaktadır. Estetikçi György Lukács’ın zamansal sinema teorisini temel alarak, filmin hafızayla olan içsel ilişkisini sahnenin “ebedi şimdisi” ile karşılaştırıyorum. Bir filmi izleyen seyirciler, ekranda izledikleri şeyin geçmişte çekildiği ve geriye dönük olarak bir araya getirildiği konusunda sürekli bir farkındalığa sahiptir. Sinema,...
Yazı
Mersin Tiyatro Fabrikası ‘Ses Maketi’ oyunu İstanbul’da
Mersin Tiyatro Fabrikası ‘Ses Maketi’ oyunuyla 23 Şubat 2024 Cuma günü saat 20:00’da Maltepe Belediyesi Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde prömiyer yapıyor. Bir şehir plancısı, ses hastası birinin takıntısı haline nasıl gelebilir? Unutmak ve hatırlamak ikiliğini nasıl birbirine bağlar antik Yunan mitlerindeki nehirler? Oyunumuz tam da bu iki nehrin kesiştiği yerde kendini buluyor, uyarlandığı öyküdeki temel...
Yazı
Prof. Dr. Halis Dokgöz’den “Kusursuz Cinayet” kitabı
Kusursuz Cinayet var mıdır, yok mudur? Kusursuz cinayetlerin peşinde adli tıp ve adli bilimler… İnsan vücudu ilk ne zaman kesilerek incelenmeye başladı ve otopsinin tarihsel gelişim süreci? Rembrant’ın Dr.Tulp’un Anatomi Dersi tablosunun esrarı… Yürüyen cesetlerden dondurulup yüzyıllarca yeniden yaşamayı bekleyen cesetlere… Adli olayları aydınlatan dedektif sinek ve böceklerin gizemi… Jeffrey Dahmer, Çivici Süleyman ve Seri...
Yazı
Kıymet Giray Şenol Yorozlu’yu anlatıyor
Brieflyart Galeride sanatçı Şenol Yorozlu’nun “Kaftanlar” isimli kişisel sergisi devam ederken: Türk Sanat tarihine sayısız kaynak hazırlamış, sanat tarihçisi, yazar, küratör Prof. Dr. Kıymet Giray 10/02/2024 tarihinde Yorozlu”yu anlatıyor. Yorozlu’nun sanat yaşamı ve ürettiği eserler ile iki ustanın yıllar süren dostluğundan anılarda içerecek söyleşi 10/02/2024 cumartesi günü saat 14.00 de gerçekleşecek. 10 Şubat 2024 14.00...
Yazı
ŞENOL YOROZLU’YU ANMA SERGİSİ “KAFTANLAR”
Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz, Türk çağdaş sanatının usta ve önemli isimlerinden Şenol Yorozlu’nun “Kaftanlar” başlıklı anma sergisi, 25 Ocak Perşembe akşamı Brieflyart Galeri’de açılıyor! Ocak 2023’te sanatçının son kişisel sergisine ev sahipliği yapan Brieflyart, Ocak 2024’te ise Yorozlu’nun başyapıtları arasında yer alan “Kaftanlar” serinin bir bölümünü sanatseverlerle paylaşıyor. Yorozlu’nun kaftan biçimi vererek üzerlerinde farklı imgeler ve...
Yazı
Ahmet Mümtaz Taylan: “Seyirci Bize Bakıyor”
İBB Kültür tarafından hazırlanan “Görseli Düşünmek” isimli görsel ideoloji ve kültür tartışmalarının 13 Ocak Cumartesi günkü konuğu Ahmet Mümtaz Taylan. Ünlü tiyatro ve sinema oyuncusu Ahmet Mümtaz Taylan, “Seyirci Bize Bakıyor” isimli konuşmasında görselliğin en önemli düğümünü oluşturan seyirci üzerine konuşacak. Deneyimli oyuncu Taylan, kendi gözünden “Seyirci nasıl seyreder. Tiyatro ve sinema seyircisinin farkları...
Yazı
Aşk, Ateş ve Anarşi Günleri: Türk Sinemateki ve Onat Kutlar
11 Ocak 1995’te bir terör saldırısı sonucu yaşamını yitiren, Türkiye’nin önde gelen kültür insanlarından şair, yazar ve sinema eleştirmeni Onat Kutlar’ın sinema serüvenini ve Türkiye’de dünya sinemasına açılan kapı olan Türk Sinematek Derneği’nin tarihini, doğrudan tanıklıklar üzerinden anlatan “Aşk, Ateş ve Anarşi Günleri: Türk Sinemateki ve Onat Kutlar” belgeseli, 11 Ocak Perşembe günü saat 00.00 itibarıyla MUBI’de izleyicilerle buluşacak. Mey|Diageo‘nun kültür ve sanata sürdürülebilir desteğin bir ürünü olan...
Yazı
Narsistik Tatmin
Benliğimiz, baskın bir kimlik senaryosunun asma kilitlerinin koruma altına aldığı bir “huis-clos”da tutsak, kelimeler derseniz, yerel kullanımların ve çökelmelerin ürünleri olmaları yüzünden kırılgan; kendiliği inşa etmek ise, hiç kimsenin final çizgisine ulaşmayı başaramadığı yüzlerce kilometreden oluşan engelli bir koşuya benzemeye başladı. “Önce ben” maksimi, sayıları giderek artan terapi ve kişisel gelişim önerilerinin temelini oluşturuyor. Çünkü...