Neo-Klasizm, Türkiye’de genelde yanlış veya eksik anlaşılmış bir janr. Rönesans-Reform-Aydınlanma üçlüsünün sonucu olarak aktarılan ve esasen 19. yy tarih anlatısının bir ürünü olan şablona göre, Batı Avrupa sanatı ve düşüncesi Antik Yunan ve Roma kaynaklarını keşfederek Orta Çağ “karanlığını” yırtıp atmış ve ortaya günümüzde Aydınlanma olarak tasavvur ettiğimiz düşünceler ve ilkeler bütününü koymuştur. Esasen kimi...
Son Yazılar:
John Ruskin’in Eseri Modern Düşünce ve Yaşama Etkisi – III
Kişisel Gelişim Dayatmasına Romanla Meydan Okumak
“Sonsuzluk Kapanı” – Gerçeğin Sınırında Bir Polisiye
“Ah İstanbul!”: Halis Karakurt’un Neşeyle Boyanmış Şehri
Tozla, Tortuyla, Zarafetle: Murat Batmankaya’nın Kırılganlık Atölyesi
ATTİLÂ İLHAN’IN VEFATININ 20. YIL DÖNÜMÜNDE “YAŞ KIRKTAN YUKARI” ŞİİRİ KENDİ SESİNDEN İLK KEZ YAYINLANDI
Güz Çiçekleri Kurudu Ankara’da (Şiir)
TOKYO MONOGATARİ VE BANSHUN
GÜNDÜZ APOLLON GECE ATHENA
Sosyal Medya Kendi Kast Sistemini mi Yarattı?
HB Art Gallery, Yeni Mekânında Sanatın Vitesini Yükseltiyor
Galeri Kev Açılış Sergisi
EVİN’den Hakan Gürsoytrak Sergisi: Velhasıl
AĞAÇLAR VE BAHÇELERİMİZ NEDEN BU KADAR ÖKSÜZ?
Bir Rosselini Kabusu: Stromboli
EKLİTERA Tozan Alkan seçiciliğindeki Eylül şiirleri
2024 Nobel Edebiyat Ödüllü Han Kang’dan Yeni Roman: Yunanca Dersleri!
Beşinci Rüya: Hayatın Normal Yasaları (Şiir)
BİR ŞEYİN TAVI GEÇİNCE (ŞİİR)
Yazar: Yiğit Özdemir
PROLETER EDEBİYATI MÜMKÜN MÜ?
Roman, klasik tanımlamasını modern felsefenin özne kategorisine borçludur: kısaca söylersek bir romandan bize öznenin oluşum sürecini serimlemesini bekleriz. Özne, olayın öncesinde hazır halde yoktur, bir malzeme olarak, bir örüntü olarak vardır. Olaylar bu malzemeyi işler ve o örüntüyü beden bulmuş bir faile dönüştürür. Bu anlamda, romanesk örnekleri Roma’ya kadar götürebilmekle birlikte esas itibariyle Hıristiyan bir...
Türkiye’de Muhalif Sanat Cenderesi
Her sanatçıdan bir Pir Sultan Abdal olması beklentisi popülist/halkçı damarı şekillendiren şeyse, kayıtsızlık ve sinizm sadece bu beklentiyi eleştiren duruma özgü değil. Türkiye’de hele genç sanatçılar arasında protesto revaçta değil. Protest işler görünürlük kazanmanın bir başka yöntemi olarak işlev görmekten öteye gitmiyor. Bunu anlamak için çok fazla eşelemeye gerek olmamasına rağmen, muhalif/sol sergiler açan galerilerin...
Dolayım, hakikat, temsil: Sürrealizm ve Devrim
Deleuze Fark ve Tekrar metninde Hegelyen diyalektiği eleştirirken onun bir dolayımın ürünü olduğundan, dolayısıyla soyut bir hareketin temsili olduğundan bahseder. Dolayısıyla bu hareket, düşünselleştirilmiş bir harekettir. Marx’ın Brumaire’ine referansla değindiği tiyatro metaforu ise, benzer bir hatanın Marx tarafından, materyalist diyalektik nezdinde tekrarlandığı fikrinde olduğunu gösterir. Bu değinileri cepte tutmak kaydıyla John Berger’ın “Görmeye Dair…” adlı...
Nazım Hikmet ve Friedrich Nietszche: Dilin Ötesi
Genelde Karl Marx’ın ideolojisini kurduğu modern Komünizm fikriyatının bir neferi ve münevveri olarak görülmekle birlikte, Nazım’ın yaşadığı dönemin Alman felsefesinin kafasını epeyce kurcalayan Friedrich Nietszche konusunda genelde suskun olması acaba neyin belirtisi olarak görülebilir? Şiirsel dil hakimiyetini kurduğunda, Dionysosça bir yaşamla ancak insanlığın özgürlük duygusuna erişebileceğini savlayan Nietszche ile inşacı bir şiiri, şiirin “yapıldığını” savlayan...
Sanat ve Göç: Zehra Doğan üzerine
Sanatın bir çeşit sağaltım mekanizması olduğu, üretiminden alımlanmasına bir çeşit ruh sağlığına tekabül ettiği, şu ya da bu akımını, üslubunu veya anlayış kriterini savunalım, herhalde sağduyuya sunulduğunda kabul edilebilecek bir önerme. Deliliğin estetik bir edim haline getirilebileceğini bile savunsak, bu en fazla estetize edilmiş bir sayrılık olacaktır, ki genellikle de öyledir: banal bir duyarlılık gösterisine...
AKADEMİYE SÖVGÜ
Yazıya başlamadan önce ne mazisiyle, ne kuruluş amaçları ve saikleriyle ilgili herhangi bir kafa karışıklığı bırakmamak adına Akademi üzerine kısa bir tarihçeyi gözler önüne sermemiz boynumuzun borcu. Akademi, Fransız Devrimiyle beraber sanatı bir disiplin haline getirme çabalarının bir devamı olarak kuruluyor, kurumsallaşıyor. Amacı, derdi, gayesi, sanatın kurallarını doktrine etmek ve sanatın nasıl yapılıp nasıl yapılmayacağıyla...
MATERYALİZMDEN SONRA SANAT
Sanatın duyusal/duygusal bir pratik, dehanın ise tarihin veya doğanın mistik bir ürünü olduğuna dair burjuva yargılar geçtiğimiz yüzyılın estetik alanını dağlamışken, sanat eserinin kökenini soruşturmak her zamankinden daha gerekli görünüyor. Son 150 seneye görsel anlatısını kazandırmış sanat pratiklerinin her şeyden önce insanlık durumuyla nesnel bir şekilde ilgilendiğini göz önünde bulundurduğumuzda, sanatın materyalizmle olan ilişkisini daha...
“Aykırı Suretler” Üzerine
Sergiyi 15 Mart’ta açmamızın üzerinden 10 gün geçmiş iken, serginin kurucu fikrini yazıya dökmemi gerektirecek iki konuşma yaşandı. Biri, MSGSÜ Sanat Tarihi bölümünden Zeki Coşkun’un belirttiği gibi sergide konu edilen “suretlerin” bir şekilde hayatlarının kesişiyor olması. İkincisi ise, sevgili yazar ve doktor Mustafa Sütlaş’ın sergideki resim tekniğine dair yeniliği fark ederek beni bunun üzerine yazmaya...