ne dersin… kiraz ağaçları altında bak bir filika kaçıp kurtulalım mı? üç sene yaşarız öldüğümüzü duyarlar büyük ateşler yakarlar elmas bir nehir akar hangi denize kavuşur önce kiraz yeriz eteğin kirlenecek olsun artık nokta Resim: Paul Klee
Son Yazılar:
Yerli Bilimkurgu: Geleceğin Tarihi-Sıkışmışlık öyküleri
Namibya: Çölün Metafiziği
Antakya 13. Uluslararası Film Festivali Finalistleri Açıklandı
Karanlıktan Işığa: Elif Erdem’in Floransa Bienali Yolculuğu
Gökmen Yener: “Düzyazı beni özgürleştirdi diyebilirim.”
“REWIND / SLOVENYA” SERGİSİ 6 KASIM’DA CERMODERN’DE
ARTWEEKS: SANAT FARKLI BİR VAROLUŞ TARZIDIR
Bir Anlam İnşa Etme Kılavuzu
Gotik Kalkışmanın İzinde
Offspace: Sanatı Sıradışı Mekanlara Taşıyan Yeni Nesil Pop-Up Galeri
ÖZGÜR BALLI İLE YAPAY ZEKA VE DİJİTAL SANAT ÜZERİNE
DEVRİMDEN KARŞI DEVRİME, KARŞI DEVRİMDEN YENİDEN KURULUŞA
Nihat Özdal’ın Umami’si Üzerine
Eksanat Sanat Seçkisi 2 Çıktı
Zeki Demirkubuz’un Objektifinden: 1 Kasım’da CerModern’de Açılıyor
“Elit” ve Türevi Sözcüklerin Çeviride Yarattığı Zorluklar
Hafızanın Kartografyası: Nilhan Sesalan’ın Maddenin Poetikası Üzerine
7 ve anne (Şiir)
Jandarma (Şiir)
Yazar: Serdar Koçak
Fransız Bölgesi (Şiir)
kız Kanadalıydı da biz neredeydik işte onu bilemiyorum bilirsiniz yaşlıyım Fransız bölgesindendi benim şair İngilizcem veryansınlı kahvaltı plaj akşam yemeği kumar ve vals sonra yine kahvaltı bütün Temmuz kahvaltı geceler canına yandığımın tamamen hürriyet Kanadalı ismi neydi körolasının beni iyice komünist yapan şöyle hain terörist milliyetçi bir komünist dudak burun bir savaş aksi istikamette dizleri...
Cansever’e zeyl
Edip çok şey koymuş masaya yer yok bir dilim Lefke mandalinasına arzunun vesvesesine dirseğin bükülüşündeki ürpertiye. kumrular korkar ve yürümez üstünde kilim küser tabanca gizlenir bir kibrit masa üzeri denenmez şeydir sarılmış sigara armut saklı şeylerdir. masa da masaymış ha! bizden bir şey almadı eteklerin laterna! 22 Kasım 2017
Terzi (Şiir)
zihnimi dar zamanda dikerek geçiriyorsun ey ey izmirnalı atina gözlerin var geçmişte dirseklerin ağaçlara tutuluyorum midyelere bir bakıyorsun ferah dizlerinle rakı içiyorum elinde tambur dikiyorsun zihnimi elinde ip Atina kömürüm beni seviyor musun? tahayyül imkânlarını zorluyorum gitgide bir müstemleke oluyorum Atlantik’te Atina benimlesin hudutların ak ırmağında düşünüyorum hülyamı rüyamı zaptet Atina seni bir başka...



