her rüya gördüğünü gizliyor bir başkasının limon ve sirkelerini en beklenmedik kişiler kaybeder gölgesini ağını atıyorsa deri değiştirenler bir mum da sen yak, ince kâğıda basılmış ateşe dayanamaz, yanar böylesi kör gözüm parmağına alışmış kopar beni, dersi tekrar et dikenli teller atlayarak bulayım seni ben kapalı alemlerde büyümüş bir çocuğum tek kale maçına döndürme...
Son Yazılar:
Geçmişin Gölgesinde Bugünü Anlamak
SİNEMADA “APTAL SARIŞIN” İMGESİ
Yeni Kitap: Ölümünün 71. yılında Sait Faik’e Yeni Bir Bakış
Şule Gürbüz: Zamanın İçine Gömülü Ruh
Nasıl Faşist Olunur?
AŞK ÜZERİNE ÇİZGİ DIŞI BİR TEZ
SANATSAL YARATICILIK VE DUYGUDURUM BOZUKLUĞU
20. Uluslarlarası İşçi Filmleri Festivali başlıyor
KÖYÜN KALBİNDEN YÜKSELEN BİR UYGARLIK HAYALİ
SELMAN NACAR’IN TEREDDÜT ÇİZGİSİ ÜZERİNE
G-art Galeri’den Bir Sergi: Herkes Biliyor…
Nihat Özdal’ın Sözcüklerin Kokusu Sergisi Üsküp’te
DEPREM
MODERNİZM ÜZERİNE BİR DENEME
TARİHİN İLK PSİKOLOGU: MEVLANA
Foto muhabiri Ali Öz’den bale ve dans fotoğrafları sergisi
Titanik Harriet Quimby’nin Rekorunu da Batırdı
YENİDEN BAŞLAYAN AVANGARD: KAVRAMSAL SANAT
HALKÇI PAMUK PRENSES
Yazar: Hüseyin Peker
EFSANE ADRESLER (ŞİİR)
-bir öfke şiiri- camı buzlanmışsa önündeki sayfanın sil bir yandan, kalemtraşla rendele ucunu bende bitsin söylediklerin yeni sayfanı efsane adreslere postala anlayan bulunur, içini köpürttün yazdıkların yılan kamerada elleri üşümesin senden ötesinin dede toprağındaki arkadaşlardan kim kaldıysa anlat herkese bu yaprak dökümünü önce geldik sopa atar gibi yeryüzüne ekşili çorbalar içtik ayak altında inandığımız...
ÖLÜLER KENTİ (ŞİİR)
can kaybı yaşanmasın kül barajında umutsuz olanlar cehennemin içinde kalsın ben senin saçına takılan karanfil kapı değiştiriyorum, pencere açıyorum toza bulanan etraf havalansın, çadırlar bize kalsın seni çileden çıkaran usanmaz kavgacı aynı zamanda bağışlayan kendini, affettirmiş büyüklere artık gecedir, saatini sarsılmaya ayarlamış bizler artık gecedir, cep saati rüzgârlı cümle aynaya akseden kuşlardan söz ediyorum yemek...
ÖLÜLER BAŞ UCUMDA (ŞİİR)
güvertede biriken sularda yerimi aldım kaynıyordu deniz, ben beton tekneler arasında penceresini indirmiş perdesini rüzgâr altı sahiline kilitlemiş biri: “rüzgâr altında vapur var söyle söyle hüseyin, duysunlar ölüler seni tekrar gömsünler kendimize ayıracak zamanımız yok” de evet, biraz ateşim var dümen kovanı söndürüyor beni özlüyorum kalan geleceğimi fora diyorum, halat düzeni çözülsün vira, halatlar yükselsin...
GEÇİT TÖRENİ (ŞİİR)
yakalamaya çalışın beni
yollarımı kesin
evime yeşil bir duvar yaptım
görünmesin diye önüm arkam