Sabah ezanı alır götürür beni, sevdiğimi gördüğüm yola. “Mahur Beste” çalınca içtiğim acı tütünün koca filtresi gelir aklıma. Montumun naylon astarına dökülen tütün taneleri gelir. Fenerin maçı, kapalı Kadıköy yolları. Uzun yolda dinlenilen müzik, bir kameradan bakmamızı sağlar hayata adeta bir filmin karakteri olurum. Kendi filmimin. Kalasla bakışırız çoğu zaman. Bir fare evine koca bir...
Son Yazılar:
SİNEMADA “APTAL SARIŞIN” İMGESİ
Yeni Kitap: Ölümünün 71. yılında Sait Faik’e Yeni Bir Bakış
Şule Gürbüz: Zamanın İçine Gömülü Ruh
Nasıl Faşist Olunur?
AŞK ÜZERİNE ÇİZGİ DIŞI BİR TEZ
SANATSAL YARATICILIK VE DUYGUDURUM BOZUKLUĞU
20. Uluslarlarası İşçi Filmleri Festivali başlıyor
KÖYÜN KALBİNDEN YÜKSELEN BİR UYGARLIK HAYALİ
SELMAN NACAR’IN TEREDDÜT ÇİZGİSİ ÜZERİNE
G-art Galeri’den Bir Sergi: Herkes Biliyor…
Nihat Özdal’ın Sözcüklerin Kokusu Sergisi Üsküp’te
DEPREM
MODERNİZM ÜZERİNE BİR DENEME
TARİHİN İLK PSİKOLOGU: MEVLANA
Foto muhabiri Ali Öz’den bale ve dans fotoğrafları sergisi
Titanik Harriet Quimby’nin Rekorunu da Batırdı
YENİDEN BAŞLAYAN AVANGARD: KAVRAMSAL SANAT
HALKÇI PAMUK PRENSES
Institut français Goncourt ödüllü yazar Leïla Slimani’yi ağırlıyor
Ana Sayfa
Erdem Ocak
Yazar: Erdem Ocak
Elmalar (Öykü)
Güzel kış sabahında hava sıcak, yerdeki birikmiş kar ayna gibi yansıtıyor güneş ışığını. Çatıların buzu eriyor, damla damla düşüyor karın üstüne. Annem payizden sandığa koyduğu elmalardan birkaçını çıkarmış. Evin kokusuna baskınlığıyla ekşi elma kokusu yayılmış. Elmaların kokusu, renginin yeşili kadar keskin. Tatları akşamı bekleyecek olan keskin elmaların kokusunu evde bırakıp dışarı çıkıyorum. Kış olduğundan hayvanlar...