bir çağ çöktü gözkapaklarıma uykusuz yüzyıllar boyu bekledim bir çocuğun ağzında yarım kalmış ninnileri ve barışa emekleyen dizleriyle kan içinde uyuyan sabahları hiçbir tarih kitabı yazmaz bir annenin kurşunlanmış sütünü ya da taşla örtülmüş oyuncakların hangi mezarlıkta ağladığını ben gördüm— her kelimenin bir mezar kazdığı topraklarda yürek yastık olmuyordu artık çünkü dinmeyen acılar gözyaşı değil,...
Son Yazılar:
Orhan Gürel Sulu Boya Resim Sergisi PonArt Akademi’de
Bağımsız Sinemada Bir Yol: Driveways
Predator: Vahşi Topraklar
Aklın ve Tutkunun Kıvılcımı: Nikola Tesla
PAOLO-VİTTORİO TAVİANİ KARDEŞLERDEN BİR “KAOS” ANLATISI
Franco: İspanya’da Hafıza Savaşının Elli Yılı
Bedia Ekiz: Yüzey ve Leke’nin Diyaloğu
Ayşen Savcı’dan “Mısralar” Atölye Sergisi
Tozan Alkan Seçiciliğinde #eklitera Kasım Şiirleri
HB Art Gallery’den Yeni Sergi: Süleyman Saim Tekcan-Zamanı Dizginlemek
Düzyazı Şiire Şeytan
Hasan Sarıtaş Galeri’den Yeni Sergi: “Çok Uzak, Fazla Yakın”
KADIN OLMAYI KUTLAYAN TEK FESTİVAL “FEMİNİSTANBUL” 8 YAŞINDA
Köylüler (Şiir)
sefih bir yaşam (şiir)
Dönüş (Öykü)
ÇELDİREN AĞAÇ (ŞİİR)
YOLCU (ŞİİR)
“İBİD. ŞİİR” DERGİSİNİN 10. SAYISI VEVEYA.NET’TE
Yazar: Bedriye Korkankorkmaz
THOMAS ELIOT İLE YAPITLARINA YANSIYAN KİŞİLİĞİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ
“Thomas Stearns Eliot. 1888-1965 yılları arasında yaşadınız ve Amerika’nın Yeni İngiltere bölgesinde, Missouri eyaletinin St. Louis kasabasında doğdunuz. Hakkınızda yaptığım araştırmalardan tanıyorum sizi. Araştırmalarımdan öğreniyorum sizin 1906 yılında Harvard Üniversitesi’ne girdiğinizi ve üniversitede salt Irving Babbitt’in etkisi altında kalmadığınızı onunla birlikte Elizabeth devri / James devri edebiyatı ile İtalyan Rönesans’ı mistik Hint felsefesinin de etkisi...
TOLSTOY: SANAT NEDİR?
Tolstoy, sanat nedir sorusunun yanıtını on beş yıl arar. Sanat Nedir[1] isimli yapıtındaki denemelerinde en çok bu soruya yanıt bulmaya çalışır. Verdiği yanıtsa; “Sanat, bir duyguyu yaşayan insanın, o duyguyu bilerek ve isteyerek başkalarına aktarma olayıdır.” der. (s.10) Tolstoy’un, gayet basit bir tanımla yaklaştığı bu soruya, Bernard Shaw’ın çok basit ve bir o kadar da...


