Star Wars’ta groteskleştirilmiş, katman katman, salyalarıyla, bizdeki iğrenç kategorisini harekete geçiren yerel şefler de görürüz. Seri bütün bu ideolojik kurucu unsurlarına ve mite, Romantizmden miras Yücenin Estetiğini yedirmesini iyi bilir. Star Wars’ın ilk filminden bu yana feodal bir imparatorluğa karşı direnen cumhuriyetçileri izliyoruz. Tabii bu cumhuriyet kavramını Avrupalı kökeni anlamında almamak gerekiyor. Birçok Holywood filmini...
Son Yazılar:
KEREM QOSARÎ: “DİLERİM ÇOK DİLLİ SAHAFÇILIK HEDEFİMİZE ULAŞIRIZ.”
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
“SOLO BOTTER: BURHAN UYGUR” SERGİSİ, CASA BOTTER’DE ZİYARETE AÇILDI!
Adorno’yu Yanlış mı Anladık? Eleştirel Teorinin Günümüze Etkisi
Yazar: Ali Şimşek
Kutsal Pazarlık: Sökün Eden Beden!
1980’lerin “yeni ekspresyonist” yükselişinde bir tarafıyla “yeni bireyciliğin” ifade alanıydı büyük boyutlar. Driping (akıtma), doğaçlama için çok büyük özgürlükler veriyordu. Geniş bir yüzey sanatçıya “yetinemeyeceği” bir bakış açısı dayatıyordu. Erdoğan Zümrütoğlu’nu 2015’deki sergisi “Dark Matter”da gördüğümüz “iz” şimdi bambaşka yerlere açılıvermiş. “Karanlık Madde”nin pembeleştiği, ten rengiyle hemhal olduğu dizi saçılan etlerin, paçavranın, sakatatın, taşakların ve...
Arif Dirlik’i okumak…
1 Aralık’ta kaybettiğimiz Arif Dirlik’in anısına… İlk defa ismine, 90’lı yıllarda hızla Türkçeye çevrilen, modernizm-postmodernizm eksenli kitaplardaki dipnotlarda rastladığımı hatırlıyorum. Mutlaka, İngilizce referans bolluğunun arasında, tınısına aşina bir isim olarak dikkatimi çekmiş olmalı. Özellikle de o yıllarda yaygınlaşan Doğu-Batı, oryantalizm, kolonyalizm ve post-yapısalcılığı tartışan önemsediğim yazarların (Wallerstein, T. Eagleton, F. Jameson, P. Anderson ve E....
The Square: Bu “Kare” daha çok film alır.
O zaman sanat ne? Belki de bunu tekrar tartışmanın evresindeyiz. Sanatı yıkmaktan, ya da “sanatı yıkmanın sanatından” biraz kurtulup soruyu tekrar kurmak gerekiyor.
Perihan Mağden Okuma Kılavuzu
90 sonrasının en güzel tarafı buydu; kendi yanlışlığımızı başka yanlışların eleştirisi üzerinden gizlemek. Eski ama hep güncel… Uzun süredir hırçın dilini özlediğimiz Perihan Mağden Taraf’ın arka sayfasıyla aramıza döndü. Hemencecik “besili apartman çocukları” üzerinden Survivor yarışmasıyla uzun süredir aç bıraktığımız bayağı kültür nefretimizi tekrar beslemeye başladı… O bir otomatik haklılık makinesi. İğneli, bizi hazdan kıpırtadan...
Mahallenin “kıllı” rövanşı: İvedik
Peki kimdir İvedik? O sanayiide sigortasız çalışan, ürününüzün barkodunu okutan kasiyer pizzayı evimize getiren motokurye, tostumuzu basan lise terk çocuktur, çakma marka giysilerine bakarak çoğu zaman Apaçi deyip küçümsediğimiz. Kısacası İvedik “mahalleye dönüş” mizahının tehlikeli de olabilecek ilk arızalarından biridir. 90’larda Türkiye mizahında oluşan kırılmayı, “bakan” küçük insanın “bakılan” olmaya ve yeni orta sınıfların gözünden...
Biz ve Contemporary: 3. Dalga Gelir mi?
Art İnternational ve Contemporary İstanbul fuarlarını dolaşırken geçen yıldan itibaren bir kavram telaffuz ediyorum. Bazen samimi arkadaşlarla açılışlarda paylaştığım da oluyor. Ama bugüne kadar yazmaya pek fırsatım olmadı. Kavram “3. Dalga”… Son 10-15 yıla yayılabilecek bir 3. Dalga derken neyi kast ediyorum açayım: Türkiye sanatında, galericiliğinde ve de koleksiyoner profilindeki 1. Dalga 1980 sonrasıydı. Özalcı...
Gentrification: Soylulaştırmayı Tasarlamak…
Soylulaştırılmış bölgelerdeki mekan isimlerinde bol miktarda, geleneksel orta sınıfları “pozlayan” düzanlam isim yakalamak mümkün. Soylulaşan mekanlar aynı zamanda geleneksel küçük esnaflık mekanlarıyla beraber varolmak durumundalar. Mutenalaşma ya da soylulaşma kavramları 1990lar düşünüldüğünde sadece akademide belli kesimlerin kullandığı bir kavramdı. Bunun anlaşılabilir sebepleri var. Öncelikle, Türkiye ölçeğinde düşünüldüğünde bildiğimiz anlamda soylulaşmanın 1986 sonrası Ortaköy ve Kuzguncuk...
En İyi Arkadaşım Performans Sanatçısı
G-20 zirvesindeki zombili performans insanları çok etkiledi. Sırf bundan dolayı performans diye bir sanatsal eylemin farkına varan insanlar oldu; şahidim. Aslında şirketlerin dünya üzerindeki sömürücü egemenliğine karşı politik bir protestoydu. Fakat estetikti; özellikle de 11 Eylül sonrası pıtrak gibi çoğalan zombi filmlerine bilinçli bir gönderme taşıyordu. Walking Dead… Mesaj çok açıktı: kapitalizm öldürür ve bizi...
YENİ DERGİ FURYASI: ONURLANDIRILMIŞ GÜÇSÜZLÜK
Türkiye’de edebiyat ve mizahı, “yüksek” kültür ile popüler kültürü harmanlayan böyle bir tarzın ilk örneklerini 1991 sonrası Leman dergisi çevresinde pişen Hayvan ve Öküz dergilerinde görüyoruz. Ot, Kafa, Fil, Bavul, Kafka… Listeyi uzatabiliriz. Mutlaka unuttuklarım vardır. Neşet Ertaş ile Mayakovski’nin, Ahmet Kaya ile Edit Piaf’ın, Tanpınar ile Proust’un, Acıların Kadını Bergen ile Oğuz Atay’ın, Turgut...