Bugün biraz somut siyasetten uzaklaşıp yemek yazmak istiyorum. Biliyorsunuz yemek yazarlığı ya da gurmelik apayrı bir alan. Elbette bir Vedat Milör şıklığı yok bende ama Antepli bir etobur olarak yine de deneyeyim. Lezzetli, organik gıdalardan bahsedeceğim aslında. Bir zamanlar hemen her haneye ulaşan lezzetli fasulyeden, sadece biriyle ekmeği yuttuğunuz domateslerden, yeşilliklerden ve ilaç kokmayan etlerden.Farkında...
Son Yazılar:
ÇİRKİN ADAM (ŞİİR)
Mizahın ve Paradoksun Peşinde: Daniele Sigalot’un ‘Ve Şimdi Tamamen Farklı Bir Şey’ Sergisi
YIRTICI ARYALAR (ŞİİR)
Kargaşa / Pêle-Mêle / Disorder Yasemin Şenel Solo Sergisi
dışarısı (şiir)
HAZAN DER Kİ; BIRAK YAĞSIN (ŞİİR)
“Yaşanmamış Tarihe Notlar: Habip Aydoğdu ile Belleğin Kıyılarında” Sergisi CerModern’de Açılıyor
THEODOR WİESENGRUND ADORNO: AYDINLANMA VE KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ
TRAJEDİNİN SUSKUNLUĞU: ANLATININ -GÜCÜNÜ KAYBEDEN- İFADESİZLİĞİ
GÖKTE ULUYAN BEDEN (ŞİİR)
ÇEVİRİ VE ÇEVİRMENLİK ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Körlük ve Direniş: Seda Boy’un ‘Breeding in Darkness’ Sergisi
Uykusuz Yüzyıllar (Şiir)
Dilek Özalp’ın resimlerinde sembolik formlar
sütliman (şiir)
Dervişler (Şiir)
212 PHOTOGRAPHY ISTANBUL ULUSLARARASI FOTOĞRAF YARIŞMASI’NIN BAŞVURU TARİHİ 14 EYLÜL’E KADAR UZATILDI!
9. Akdeniz Estetik Kongresi Türkiye’de
Hafızanın Sohbetinde: Bellek İstanbul’un İlk Buluşması
Yazar: Ali Şimşek
2000’LER: İNİSİYATİFLERİN SONBAHARI
“Doğrunun yanlışı, yanlışın doğrusudur…” 1980’lerin ikinci yarısından 1990 ve 2000’lere çağdaş sanat daha çok süreklilikler üzerinden tartışılmaya çalışılıyor. Bunda elbette çağdaş sanat yordamlarını ilk ‘ben’ ya da ‘biz’ başlattık kökenciliği de mevcut; anlamak gerekiyor. Oysa Türkiye’de çağdaş sanatı ya da 1990’lardaki yaygın kullanımıyla güncel sanatı tartışmak sanıldığı kadarıyla zor değil. Bu ‘contemporary’nin bize özgü ve...
İlber Ortaylı: Tipleme çok manidar
Sosyal medya çoğu zaman da eğlenceli bir yer aslında. İnsanlar başkalarının tiplemelerini çok rahat kamusal figürasyonlara dönüştürebiliyorlar. Geçen yazılarımdan birinde Baattin tiplemesi üzerinden bir şeyler söylemeye çalışmıştım. Gezi ruhunun da etkisiyle Baattin hayata, iktidara ayar vermenin bir kuplelik aracı olmuştu. Şimdi yeni bir tiplememiz ya da internet fenomeni İnci Sözlük’ün yaygınlaştırdığı adla İlber Ortaylı capslerimiz...
Başka Bir Wars!
Star Wars’ta groteskleştirilmiş, katman katman, salyalarıyla, bizdeki iğrenç kategorisini harekete geçiren yerel şefler de görürüz. Seri bütün bu ideolojik kurucu unsurlarına ve mite, Romantizmden miras Yücenin Estetiğini yedirmesini iyi bilir. Star Wars’ın ilk filminden bu yana feodal bir imparatorluğa karşı direnen cumhuriyetçileri izliyoruz. Tabii bu cumhuriyet kavramını Avrupalı kökeni anlamında almamak gerekiyor. Birçok Holywood filmini...
Kutsal Pazarlık: Sökün Eden Beden!
1980’lerin “yeni ekspresyonist” yükselişinde bir tarafıyla “yeni bireyciliğin” ifade alanıydı büyük boyutlar. Driping (akıtma), doğaçlama için çok büyük özgürlükler veriyordu. Geniş bir yüzey sanatçıya “yetinemeyeceği” bir bakış açısı dayatıyordu. Erdoğan Zümrütoğlu’nu 2015’deki sergisi “Dark Matter”da gördüğümüz “iz” şimdi bambaşka yerlere açılıvermiş. “Karanlık Madde”nin pembeleştiği, ten rengiyle hemhal olduğu dizi saçılan etlerin, paçavranın, sakatatın, taşakların ve...
Arif Dirlik’i okumak…
1 Aralık’ta kaybettiğimiz Arif Dirlik’in anısına… İlk defa ismine, 90’lı yıllarda hızla Türkçeye çevrilen, modernizm-postmodernizm eksenli kitaplardaki dipnotlarda rastladığımı hatırlıyorum. Mutlaka, İngilizce referans bolluğunun arasında, tınısına aşina bir isim olarak dikkatimi çekmiş olmalı. Özellikle de o yıllarda yaygınlaşan Doğu-Batı, oryantalizm, kolonyalizm ve post-yapısalcılığı tartışan önemsediğim yazarların (Wallerstein, T. Eagleton, F. Jameson, P. Anderson ve E....
The Square: Bu “Kare” daha çok film alır.
O zaman sanat ne? Belki de bunu tekrar tartışmanın evresindeyiz. Sanatı yıkmaktan, ya da “sanatı yıkmanın sanatından” biraz kurtulup soruyu tekrar kurmak gerekiyor.
Perihan Mağden Okuma Kılavuzu
90 sonrasının en güzel tarafı buydu; kendi yanlışlığımızı başka yanlışların eleştirisi üzerinden gizlemek. Eski ama hep güncel… Uzun süredir hırçın dilini özlediğimiz Perihan Mağden Taraf’ın arka sayfasıyla aramıza döndü. Hemencecik “besili apartman çocukları” üzerinden Survivor yarışmasıyla uzun süredir aç bıraktığımız bayağı kültür nefretimizi tekrar beslemeye başladı… O bir otomatik haklılık makinesi. İğneli, bizi hazdan kıpırtadan...
Mahallenin “kıllı” rövanşı: İvedik
Peki kimdir İvedik? O sanayiide sigortasız çalışan, ürününüzün barkodunu okutan kasiyer pizzayı evimize getiren motokurye, tostumuzu basan lise terk çocuktur, çakma marka giysilerine bakarak çoğu zaman Apaçi deyip küçümsediğimiz. Kısacası İvedik “mahalleye dönüş” mizahının tehlikeli de olabilecek ilk arızalarından biridir. 90’larda Türkiye mizahında oluşan kırılmayı, “bakan” küçük insanın “bakılan” olmaya ve yeni orta sınıfların gözünden...
Biz ve Contemporary: 3. Dalga Gelir mi?
Art İnternational ve Contemporary İstanbul fuarlarını dolaşırken geçen yıldan itibaren bir kavram telaffuz ediyorum. Bazen samimi arkadaşlarla açılışlarda paylaştığım da oluyor. Ama bugüne kadar yazmaya pek fırsatım olmadı. Kavram “3. Dalga”… Son 10-15 yıla yayılabilecek bir 3. Dalga derken neyi kast ediyorum açayım: Türkiye sanatında, galericiliğinde ve de koleksiyoner profilindeki 1. Dalga 1980 sonrasıydı. Özalcı...