SIR: HELLY-JUNG

Carl Jung için yepyeni bir dünyaya atılım böyle başladı. Tıp öğrencisi olan Carl bu konuyla çok ilgilendi, Helly’nin ruh çağırma seanslarına katılmaya başladı.

Yirmi beş yaşındaydım. Yaşamımda ilk defa bir tiyatro salonuna girmiştim, biletimde yazılı olan koltuğumu bulup oturdum. Çok heyecanlıydım. Sahnede ki büyük perde yavaşça açıldı ve Bizet’in Carmen operası başladı…. Bu kişi dünyada psiko-analizin en önemli kurucularından biri olan Carl G. Jung du. Carl Gustav Jung 1875 yılında İsviçre’de doğmuştur., Kendisine büyükbabasının ismi verilmiştir.Büyükbabası kendisinin Geothe’nin gayri meşru çocuğu olduğunu söyleyen ve Hiedelberg de tıp eğitimi yaparken, bir domuzu kendine evcil hayvan yapmış, domuzunun boynuna ip bağlayıp aynı bir köpek gibi sokaklarda domuzuyla gezinmiştir. Bu adamın torunu olan olayımızın kahramanı Carl Jung tıp doktoru olmak istemiştir. Tıp eğitimine yeni başladığı günlerden birinde, annesinin ısrarıyla o zaman onüç buçuk yaşında olan dayısının kızı Helly’i görmeye gitmiştir.

1891 yılında doğmuş olan kuzeni Helene (Helly) Preisweck dikkat çekici siyah gözlü, beyaz solgun yüzlü, zeki ve sinirli davranışları olan bir kızdır. Helly’nin Carl Jung’ un yaşamında büyük etkisi olmuştur. Kendisinden altı yaş küçük olan Helly bir medyumdur. Daha altı yaşındayken büyükbabası Samuel Preiswer’in (aynı zamanda Carl Jung unda büyükbabasıdır) ruhunun gelip kendisiyle konuşmaya başladığını söylemiş, masa başında ruh çağırma seanslarıyla öbür dünyaya girip, ruhlarla konuşma konusunda seanslar yapmaya başlamıştır. Helly,transa geçiyor, sesi değişiyor başka ölmüş kişilerin kimliklerine bürünüyordu. Kendisinin daha önceleri de değişik zamanlarda yaşadığını; ortaçağda cadı olduğu için yakıldığını, Rönesans döneminde İtalya da bir prenses olduğunu iddia ediyordu. Evlerindeki büyükbabalarından kalma ceviz ağacından yapılmış masayı kullanıyorlar, O masanın başında ruh çağırma seansları yapıyordu.

Carl Jung için yepyeni bir dünyaya atılım böyle başladı. Tıp öğrencisi olan Carl bu konuyla çok ilgilendi, Helly’nin ruh çağırma seansların katılmaya başladı.Spiritualism 1840 larda Amerika’da başlamış olan yeni bir akımdı.1850 lerde ise Avrupa da yayılmaktaydı. Jung, bu konuda kitaplar okuyor ve Avrupa da yayılan bu konu üzerine çalışmalar yapıyordu. Eugen Bleuler in1821 de yazdığı “Naturel History of the Soul” kitabını okumuş, araştırmalarını yaparken Kant ın 1766 yılında bu konuda yazdığı “dream of a spirit-seer” yazısını bulmuştu. 1829 yılında Justinus Kemer in yazdığı ” The Visionary of Prevorst.” kitabı ise spiritualizm konusunda kendisinin en etkilendiği kitaptı. İlk gittiği ruh çağırma seansında Helly transa girdi. Yüzü daha da beyazlaştı, nefes alışları yoğunlaştı. Sesinin tonu değişti. Kendi konuştuğu lehçeli İsviçre lisanı yerine çok daha düzgün bir Almanca konuşmaya başladı. Birden olgun yaşlı bir kişi gibiydi. Yıllarca evvel ölen büyükbabaları Samuel Pirsweck “olmuştu”. Bu ilk seansdan sonra Jung un ilgisi bu konuya çok arttı. İkinci seansı yapmaları için sabırsızlanıyordu. İkinci seans sırasında Helly transa geçip Samuel Preisweck “olunca” Carl ilk seanstan beri kafasında oluşan sualleri hemen sormaya başladı. Unutmayalım ki Carl o zamanlar sadece yirmi yaşında tıp öğrencisi bir gençti. Samuel Peisweck (ruhu) konuşurken sözünü kesip bir sual sordu. Samuel Peisweck sözünün kesilmesine çok kızdı ve seansı terk etti. Helly transa devam edip yıllar önce ölmüş olan başka bir aile üyesini davet etti. Helly o kişi “oldu”.

Carl,15 Kasım 1896 da onbeş yaşına giren kuzeni Helly’nin doğum gününde ona Justinus Kemer in” The Visionary of Prevorst.” kitabnıı hediye etti. Bu kitapta Helly kendi yaşadıklarının benzerlerini okudu. Helly çocukluktan çıkıp olgun biri olmaya başlıyordu. Bir yandan seanslari diğer yandan Carl ile konuşmaları onu olgunlaştırmaktaydı. Jung başarılı bir terapist gibi Helly nin geçmişten bazı kişiler olabilmesini –reankarnasyon- olabileceğini Helly e kabul ettirdi. Onun belirli ölçüde psikoljik açıdan rahatlamasını sağladı. Carl tıp öğrenimi okuduğu dört yıl aşan süre boyunca Helly ile seanslara devam ediyordu. Aklına takılan bütün soruları inansa, inanmasa da “ruhlar aleminde” ki ruhlara sorabiliyordu Yıllar sonra, bu yaşadığı döneme baktığında Carl Jung “benim için çok büyük bir deneyimdi. Bütün dünyaya bakışımı, felsefemi geliştirmiş, psikolojide yeni bir bakış açısı kazanmamı sağlamıştır” demiştir. Kendi dediği gibi, Carl’ın kişiliğne bu yaşadıkları deneyimlerin çok önemli etkileri olmuştur. Kafasında seanslarda beliren soruların cevabını bulabilmek için önceleri kendini eve kapamış bütün sosyal ilişkilerini keserek hermit bir yaşam sürmeye başlamıştır. Yaşadığı deneyimlere cevaplar aramaya çalışmıştır. Önceleri felsefeye yönelmiş, Kant ın 1776 da yazdığı “dream of soul seeker” yazısından çok etkilenmiştir. Bu yazı üzerine görüşlerini 1897 de üniversitede verdiği bir konferansta uzun uzun anlattı. Daha sonra Nietshe ile ilgilenmeye başlamıştır. Bu arada Helly’i ikna edip o dönemde yeni başlayan hipnotize etme yöntemini Helly üzerinde uygulamıştır.

Bu dönemde Carl araştırmalarında spiratualizm ile pozitif bilimi birleştirme yöntemleri arıyordu. (yıllar sonra bunu başaracaktır) Swedenborg un 1758 yılında yazdığı “Cennet-Cehennem” kitabını okuyunca “her bir kişinin ruhunun objektif bir davranış biçimi olduğunu” kabul etmiştir. Bütün bu araştırma çalışmalarının sonunda doktor olmaktan vaz geçti. 1889 yılında Psikoloji eğitimini seçti. Bu arada ruh çağırma seansları devam etmekteydi. Bir seans sırasında Helly nin evinde ruh çağırırken etrafında oturdukları masa ortadan yarıldı. Bir başka gün ise Carl ın evindeki ekmek bıçağı aniden 4 parçaya bölündü. Bu arada Carl Helly’nin transa girmelerini “ruhlar dünyasına girme değilde şamanizmdeki bir şamanın vizyonlar görmesi” olayı olduğunu düşünmeye başlamıştı. Tam bu dönemde 1898 yılında, Helly bir rüya gördüğünü ve rüyasında Carl’ın “suda boğulmak üzere olduğunu kendisinin koşup Carl a yardım ettiğini sudan çıkardığını” anlatır. Carl merakla sonra ne oduğunu sorar. Helly gayet sakin bir şekilde “ sanki Carl başka bir adam olmuştu, yüzü bembeyazdı ve ölmüştü”.der. Belki de bu rüyanın etkisiyle, bu görüşmelerinden sonra Carl Helly ile ilişkisine son verir Helly’nin Carl Jung üzerindeki etkisi kolayca görülür. Helly, Carl Jung’un dünyaya yepyeni bir açıdan bakmasını sağlamıştır. Helly onu yaşamnda ilk defa “ruhlar dünya”sına soknuştur Daha sonraları Jung’un insan psikolojisinde psişik etkilenmelerin üzerine ortaya atacağı çeşitli yeni kavramların kökleri bu dönemde Helly ile başından geçen deneyimlere dayanır.

Bu dört yıllık ruh çağırma seanslarında ki yakınlaşmaları sırasında (15 yaşından 19 yaşına kadar geçen süresi içinde) Helly kendisine aşık olmuştur. Carl Jung bunu fark etmiş fakat Helly nin ilgisine karşılık vermemiştir. Eğitiminin sonunda Carl Jung’un üniversiteden mezun olabilmesi için doktora tezini yazması gerekiyordu.Yazacağı tez konusu olarak neyi mi seçti? Tezi olarak Helly ile yaşadığı üç seansı detaylarıyla yazdı, yorumladı.“On the Psychology and Pathology of So-Called Occult Phenomena,” adlı tezini yazıp başarıyla psikoloji eğitimini tamamladı. Kendisinle görüşmese de Carl Jung un Helly’nin yaşamını yönlendirmesi devam etmekteydi.1902 yılında Basel şehrinde doktora tezi yayınlandığında, Helly ile yapılan seanslar ortaya çıktı. Küçük bir şehirde yazılanların yarattığı dedikodu ve toplumsa baskı yüzünden Helly, Basel’i,hatta İsviçre yi terk etmek zorunda kaldı. Fransa da Versaille’a yerleşti. Daha sonraları moda terzisi olarak başladığı işinde çok başarılı bir iş kadını oldu. Kendi firmasında yirmi iki kadın çalışır hale geldi. Helly ile Carl’ın öyküsü burada bitmiyor. 1903 yılı 14 şubat St Valentines gününde, Emma Reuschenbach la evlencek olan Carl, evlenmeden önce, belki de Helly’e yaptıklarının etkisiyle duyduğu vicdan azabından, o tarihlerde Versaille de yaşayan 21 yaşında ki Helly’e aşık olduğunu ve bu duygusunu açıklayan bir mektup yazar, ona gönderir. Artık çok geçtir. Helly bütün duygularını içine gömmüştür. Mektuba cevap bile vermez.
Acaba o mektuba cevap verseydi bugün bu kişilerin gelecekleri nasıl yazılacaktı? Helly bu mektuptan sonra sadece dokuz yıl daha yaşadı. 30 yaşında öldü. Ona yakın olanlar “Helly’i yıllar önce kırılmış kalbi öldürmüştür” dediler.

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.