“Bayan Léonie elime baktı, senin memelerinin
üstünde uyuyakalmış ellerimin içine…”
Bir çay kaşığı bıraktı. Eridik la Sibylle. Erimiştik.
Nasıl unutursun?
İyi bir Cortázar çevirisi, dünyanın en tatlı yemişidir demiştim sana,
dudaklarından sonra. İnandığını sanıyorum. Dağınıklığın çünkü,
heyecanlandırıyordu beni.
Hiç fark etmedim: eksik miydin yanımda?
Kısacık kestirip saçlarını, ilk sigaranı yaktın. Bir seçintiydi yumuşak,
acı ağzında: ‘Borges, çift dilli, şanslı kerata, çok yavan, çok.’ Islak
dumanı şaşkın yüzüme üfledin hınzırca: ‘Ama, dudaklarından sonra!’
Dilini emdim la Sibylle. Mutlulukla. Bütün bir kış. Bizi ayıracaklar
sevgilim, şekerin tadından, limonun acısından. Bütün yazı sarılarak
geçirelim bu çay fincanı odada.