Bugün artık Nöro Pazarlama teknikleri kullanılarak; ambalajından, grafik tasarımına, yapılan reklam filmlerine ürün tüketicinin beynine “al beni” diyebiliyor.
Aralık 1895 tarihinde, Paris’in ünlü oteli Hotel Scribe nin zemin katındaki Grand Cafe’de özel davetlilere sunulan dünyadaki ilk sinema gösteriminden 130 yıl sonra bugünlerde sinema dünyasında büyük bir reform yaşamaktadır. Yapılan filmlerde ilk defa olarak seyirci ile perdede oynayan filmin yönetmeni yer değiştirmiştir. Bugüne kadar kişi sinemada ve TV de izleyeceği filmleri seçerken o filmin yapımcı yönetmeninin kim olduğuna bakardı. Sinema tarihinde Coppola’nın filmi, Tarantino’nun filmi gibi sinema anlatımı dili olan yönetmen kişilerin filmleri değerli bulunurdu. Seyirci her biri kendine özgün sinemasal anlatım özelliklerine sahip kişilerin filmlerine gitmayi seçerdi. İzleyeceği film o kişinin görüşü ve anlatımını yansıtırdı.
Bugün ise filmler yapımcı-yönetmenin özgünlüğüne göre yapılamamakta, filmi izleyen seyircinin beyninin istediği biçime göre yapılmaktadır. Sinema tarihinde ilk defa perde ile seyirci yer değiştirmiştir. Bu büyük değişim nasıl olmuştur? 1976 yılında teknoloji ve tıpın birleşmesindeki en önemli icat gerçekleşmiştir. 1915 yılında Kayseri’den ABD ye göç eden bir ailenin oğlu olan Raymond Damadian’ın icadı olan MR cihazları dünyaya pazarlanmaya başlamıştır. MR cihazı sayesinde insan vücudun her bir cm karesinde ne olduğu bilimsel yoldan belgelenmeye başlamıştır Tabii insan beynindeki oluşumlarda ilk defa MR sayesinde detaylı olarak belgelenmeye başlamıştır
1990’lar da beyin üzerine gerçekleşen buluşlar büyük bir hız kazanmıştır. Dünya tarihinde asırlar boyu beyin üzerine yapılan araştırmalarla bulunan bütün buluşların toplam sayısı, son 25 yılda beyin konusunda bulunanlarla eşit sayıdadır. Beyindeki buluşlar önceleri tıpta bazı gelişmeler sağladı ve halen sağlamaktadı. Daha sonra, bu buluşlarını tüketiciler üzerinde nasıl kullanılacağı, ürünleri her bir tüketicinin beynine nasıl daha iyi sokarak, “ürüniümü nasıl daha çok satarım” diye çalışmalar başlamıştır: Nöro Pazarlama doğmuştur.
Bugün artık Nöro Pazarlama teknikleri kullanılarak; ambalajından, grafik tasarımına, yapılan reklam filmlerine ürün tüketicinin beynine “al beni” diyebiliyor. Tüketici kişiye “Al beni” demeyen ürün satılamıyor. Tüketici davranışları kontrol altına alındıktan sonra, sıra düzenin diğer en büyük pazarına geldi. Dünyada milyarlarca insanın en büyük ilgisi sinemadır. Film yapım ve dağıtım endüstrisi yılda 20 milyar doları geçmektedir Bunun yanında, kişilerin en güçlü “beyin yıkama” yönteminin başında sinema yer almaktadır. Bütün bu gerçekler göze alınmış ve 2010’larda beyin üzerine çalışmalar yeni bir yön kazanmıştır. ABD de Princeton Üniversitesi’nde Nörosinema doğmuştur. Nörosinema, beynin nöronlarının görüntülenmesiyle, bir filmi seyreden kişinin beynindeki etkilenmeleri ortaya çıkaran bir bilimdir.
Bugün, Hollywood da yapılan filmler Nörosinema testleri uygulanmadan son halini almamaktadır. Film, nörosinema testleri tamamlanmadan sonra dağıtıma çıkmamaktadır, Nörosinema testleri uygulamasında film izleyen kişi, MR aleti içine alınmakta, kişi alete özel olarak monte edilen ekrandan filmi izlemektedir. Yan odada ise, nörobilimciler kişinin beynindeki oluşumları izlemektedir. İzleme süresince, filmin hangi sahnesinin, hangi karakterinin veya hangi diyalogun izleyenin beyninde hangi bölgeyi etkilediği saniye saniye belgelenmektedir. Beynin korku, aşk, heyecan….vb gibi hangi bölgelerine; filmde nelerin ne ölçüde etki sağladığı bilimsel belgelerle ortaya çıkmaktadır.
NöroSinema testlerinden sonra filmin yapımcısı yönetmeni çağırmakta ve bilimsel belgelerle belirlenen gerçekleri kendisiyle paylaşmaktadır. Yapımcı, film tekrar kurguya göndertmekte. İzleyici beynini etkilemeyen sahneler, karakterler hatta diyalogları çıkartılmakta bezen filmin belirli sahneleri yeniden çekilmektedir. Amaç tabii ki izleyenleri (tüketici) en fazla etkileyen filmler (ürün) yapabilmek, böylece daha çok kişiye ulaşan filmler (kar) sağlamaktır.
Bir Cevap Bırakın