1974 yapımı Zeki Ökten imzalı Askerin Dönüşü’nü ilk izlediğimde aslında 1980’lere sıçrama yapmış, her ne kadar askerden dönen orta sınıf bir adamın iç hesaplaşmasına yaslanmasına çalışmışsa da altında bir aydın bunalımı yattığını düşünmüştüm. Sonra filmin arka planıyla ilgili biraz araştırma yapınca Selim İleri’nin filmin senaryosunu ‘Öldürdüğüm Adam’ isimli bir Macar piyesinden uyarladığını öğrendim. Tabii piyes...
Son Yazılar:
İLK SESSİZLİK (ŞİİR)
Yavuz Çetin’in Melodileri, Yıldızlarla Buluştu
Ketebe Çocuk Ağustos ayını üç kitapla karşılıyor
TOLSTOY: SANAT NEDİR?
Gönül Bağı (Şiir)
Mavi (Şiir)
Kasım’a notlar (Şiir)
…aşk? (öykü)
g o d o t (şiir)
Oksitosin (Şiir)
miras (şiir)
Deniz Kızı (Şiir)
İşte Çekiç: Aki Kaurismäki
Nietzsche ve Torino Atı Filmi Üzerine
Çürü Yen (Şiir)
alogos (şiir)
Notalardan Boyaya: Nino Varon’un Sessiz Melodileri
Fotoğrafçılıkta Estetikten Tanıklığa-Görünürlükten Gözetlenmeye
Tuğçe Diri’nin Kişisel Sergisi “Sessiz Tanıklar” Anna Laudel Bodrum’da
Kategori: Vizör
Azmin İlmihali: Bruce Lee
Abartılı bir benzetme olacak: Zeki Müren’in sahneye taşıdığı yeniliklere yakın yeniliklerdir Bruce Lee’nin getirdikleri. Mesela dövüş sahnelerini ironiyle renklendirmesi kışkırtıcıdır. Ne vakit bir Bruce Lee filmi izlesem, aklıma Johannes de Silentio’nin şu sözü gelir: Çağımız, yalnızca ticaret dünyasında değil, idealar dünyasında da düzenli bir temizlik harekâtı örgütlemektedir. Hayata bulaştığından bu yana var olma mücadelesi içindeki...
Meksikalı Bunuel
Bunuel’in Çöller Simon’u Nazarin’e benzer. Yolculuk uzamdan zamana taşır. Film maddi imkansızlıklardan dolayı erken bitirilmiş, süresi kısıtlı kalmıştır. Ancak filmin istenildiği gibi tamamlanamayışı finali tartışmaya açar. 1946’da yapımcı Oscar Dancigers’in teklifi üzerine Meksika’ya giden ve yıllarca bu ülkede film çeken Bunuel, (1949’da) Meksika vatandaşlığı almış, yaşamının geri kalanını önemli ölçüde burada geçirmiştir. Bunuel Meksika tercihi...
Karıncayı Bile İncitmeyenlerden Biri Olabilirsiniz…
Kısalığına rağmen uzun ve acı bir hikâye izledim. Gülsüm Güler Özen’in filmiyle dışarıda şiddet varken en mutlu anlarımızın asla saf ve özel olamayacağını bir kez daha anladım. Bir insanın bir başka canlıyı ya da insanı nesneleştirmesi. Onun üzerinde kendi gücünü kullanma hakkını görmesi. Tıpkı eve giren bir hırsız gibi bir bedenin bir başka bedenin içine...
NURİ BİLGE CEYLAN NEDEN SUSUYOR?
Arka planının “derin” olduğu bu sessizliğe dair söylenebilecek birkaç şey daha vardır: Yılmaz Güney gibi bir “halk sanatçısı” olmanın, Cannes’da ona benzer pozlar vermekten çok daha fazla anlamı olduğu unutulmuşa benzemektedir. Şu sıralar Antalya’nın neredeyse tüm ilan panolarını bir afiş süslüyor. Karanlık zemini ve Venüs Heykeli olmaktan başka her şeye benzeyen görseliyle ikinci sınıf bir...
Kötünün İlmihali: Lee van Cleef
Doğrusu, arkaik ve trajik figürlerin şiddet aracılığıyla adaleti sağlaması fikri, pek çok türde sürmüştür. Silah sanayisindeki teknolojik gelişmeler ise ölüme, dahası öldürmeye farklı ve yeni bir muhteva katmıştır; yeni bir davranış kalıbı inşası söz konusudur burada. Şu yoksul döşenmiş yeryüzünde, bir şey vardır ki, pek sık buyur ederiz hayatımıza: kötülük. Üstelik bu, insan üretimi bir...
Ayhan Işık’tan Kenan İmirzalıoğlu’na Cingöz Recai
Bildiğimiz anlamda polisiye ya da cinai veya dedektiflik romanlarını 19. yüzyıla borçluyuz. Özellikle de endüstri devrimiyle büyüyen, bünyesinde toprağından sürülen yoksulları barındıran ilk modern metropoller (Paris, Londra, Newyork) suçu da beraberinde getirecektir. Cinayet, kentin varoşlarında biriken öfke ve sefalet, endüstri çağını selamlayan makine ve buhar istifine eşlik ediyordu. Polisiye işte böyle gerilimli (sınıf savaşına gebe)...
Zorbalık ve Tereddüdün Kesişimi
Festival filmleri tek tipleşti, hikâyelerin cesareti belli bir çıtayı aşamıyor, dolayısıyla bir yere gelip tıkandı anlatı. Yeşim Ustaoğlu’nun son filmi Tereddüt sansürlü versiyonu ile gösterime girdi. Artı 18 yaş sınırı getirilip bakanlık desteğinin geri çekilmesi ihtimaline karşı önlem alınan filmde sevişme sahnelerinin ‘yeniden kurgulandığı’ belirtiliyor. Özellikle Elmas ile kocasının cinsel ilişkisini aktaran bölümlerde kesintiye gidildiğini...
Sinemada Devrim Olan Kadının Adı: MÜJDE AR
Fotoğrafları, afişleri duvarlarımızı süslemeye başladığında ilk gençlik düşlerimizin Bihter masumiyetindeki Müjde Ar’ı, sinemada devrimin adı olmaya da adımını atmıştı. 1980 sonrasının arayışları içinde bireyin sorunlarına yönelen filmlerin yanı sıra kadın filmleri önemli bir yer tutar. Kadın filmlerinin en önemli ismi ise, her döneme uygun filmler yapan ve kendisini sürekli yenileyerek üretimini sürdüren Atıf Yılmaz’dır. Erkek...
BİR “MAĞDUR” OLARAK SEMİH KAPLANOĞLU
Hafızasıyla anılan bir toplum olsak da, görüldüğü gibi o kadar da “unutkan” değiliz. Üzülerek ifade edeyim ki, Semih Kaplanoğlu’ndan “mağdur” çıkmaz. 9 – 14 Ekim 2010 tarihleri arasında gerçekleşen 47. Altın Portakal’ı Emir Kusturica’nın merkezinde olduğu bir festival olarak nitelendirmek sanırız yanlış olmaz. Uluslararası Yarışma’nın Jüri Üyesi olarak festivale davetli olan Boşnak asıllı Sırp yönetmenin...