yüzyıldan itibaren gözlemlenen bilim ve teknolojik ilerlemeler, sosyal ve kültürel koşulları etkilediği gibi, yenilik karşısında hissedilen yabancılaşma duygusunu da beraberinde getirmiştir. Modernizmin konseptlerinden biri olan yabancılaşma, genel olarak bireyin toplumsal çevreye ve değerlere olan ilgisini kaybetmesine, kendi iç dünyasına dönmesi anlamına gelmektedir. Karl Marx’a göre (1818 – 1883), yabancılaşma içerisinde hareket eden insan, genel...
Son Yazılar:
Dijital Bilgi Ekosisteminde Tek Sesliliğe Doğru
Kurşunlu Han’da Başak Çoraklı’dan Kader Motifi Sergisi
NİLGÜN MARMARA: ARKA PENCERE LAL RENGİ BİR GEZEGENE AÇILIR
GİTTİ, ÖLDÜRÜLDÜ; TROÇKİ
MoMAS/ANTALYA (Alanya) METAMODERN SANAT MERKEZİ
Şiir, Hayvanlar İçin Sesini Yükseltiyor: 160. Kilometre’den Yeni Seçki: Hayvanlara Şiirler
Martch Art Project Sergi: Yeni Başlayanlar İçin Acil Durum Kiti
BİSİKLET SEVİNCİ (ŞİİR)
Miles Davis ile Bir New York Gecesi
Sandıkta Kalan Sesler: Saadet Sorgunlu’nun Yeni Sergisi
çerez (şiir)
TENTEN’İN “FAŞİSTLİĞİ” VE SÖMÜRGECİLİĞİ
SEMANTİK KOLAJ
Sıkıntılı Bir Zaman (Şiir)
YUSUF’TUR ANNEMİN ELLERİ (ŞİİR)
Sinağrit Baba’dan İrfan Alış anısına yeni tekli: Kirpi
ELEKTRİK KESİNTİSİ (ŞİİR)
Fransız Yetimhanesi’nde Dünya Fotoğrafçılık Günü
EKMEK KAVGASINDA KILICINIZI TIRNAKLARIYLA BİLEYEN GÜZEL İNSANLAR (ŞİİR)
Kategori: Manşet
VEHİP SİNAN’IN TOPUZ’U
Kendi adını taşıyan süreli bir yayında yayınlanmış yerli üretim çizgi romanlarımızın sayısı yaklaşık olarak yirmi dolaylarındadır. Bu yazıda Türkiye’de tarihsel kahramanlık janrının dışındaki ilk yerli kahraman çizgi roman dergisinin kahramanı Topuz’u 1950’li yıllarda ilk ortaya çıktığı dönemdeki yayınlara odaklanarak ele alacağım. ‘Topuz’un yaratıcısı Vehip Sinan (1929-2010), en kalıcısı Topuz olmak üzere çocuklara dönük çizgi romanlarının...
bir serçenin gölgesindeydi başım (şiir)
nicedir büyür içimde koca bir sessizlik bir buz sarkıtıdır kalbimin ortasında fecir gibi ayırarak beni yalvartır beni acıtır yalnızlık çanlarıyla bir serçenin gölgesindeydi oysa başım dedim kendime, kör olası kuyular yüzünden burada kaybettim sesimi suya düştü soluğum yankısı karanlık Resim: Orhan Peker
Aşkın Sürreal İzleri: Cem Gönül’ün “Love is All Around” Sergisi Üzerine
Ne demişti şair: “Şiir yazma hastalığım, hep böyle havalarda nüksetti; beni bu güzel havalar mahvetti.” İstanbul’un rüzgârlı ve bulutlu bir gününde, sert eğimli Abbasağa Parkı’nda gökyüzüne bakıp kendi kendime şiirler mırıldanarak hafif adımlarla yürüyorum. 20. yüzyıl başlarında tekstil tüccarlığı yapan Ermeni asıllı İbranosyan ailesinden adını alan, büyüleyici bir ihtişama sahip eski Osmanlı köşkü Villa İpranosyan’ın...
insandan insana uzaklık (şiir)
oturduk dağın gölgesinde hafızamızın soğuk geçmişi üşüyoruz, konuştukça daha da üşüyorum, belli ki bir yarım bakış var, dönüp benden yana değil hiçbir şey, dedi -su tanır herkesi, dokunduğu taşı döküldüğü denizin hikâyesini ben bu sözleri, soğuk toprağı ve durgun geceyi sevdim yolun uzadığını gördük orada bulabiliriz eskiyi -yenilgiyi kuşun söylediği türkü insanın kaybettiği dildir, dedi...
THOMAS ELIOT İLE YAPITLARINA YANSIYAN KİŞİLİĞİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ
“Thomas Stearns Eliot. 1888-1965 yılları arasında yaşadınız ve Amerika’nın Yeni İngiltere bölgesinde, Missouri eyaletinin St. Louis kasabasında doğdunuz. Hakkınızda yaptığım araştırmalardan tanıyorum sizi. Araştırmalarımdan öğreniyorum sizin 1906 yılında Harvard Üniversitesi’ne girdiğinizi ve üniversitede salt Irving Babbitt’in etkisi altında kalmadığınızı onunla birlikte Elizabeth devri / James devri edebiyatı ile İtalyan Rönesans’ı mistik Hint felsefesinin de etkisi...
Emin Adımlar (Şiir)
Genç, yoksul bir taş Çakıldan yolda, düşerek Travertenleri andıran Islak cüssesini eritiyor, Korkusuzdu, zor anda Delik deşik oldu Yıldızların bakışı yazın Kursağında kalır itirazın. Yaslanmak istersin, Uzaklaşır giderek bugün Uzakta bir gemi batıyor, Gözbebeklerim şişiyor: Şişme bir bot gibi, Binip, uzaklaşıyorum Ve bırakıyorum cüssemi! Şu emanetçi dükkânına, Düşlerim, aniden Toplansın için gözlerimde Sımsıkı tutarken bu...
rashomon veya karenina (öykü)
Roy Andersson için Bir kadın gördüm: Geniş tren bekleme odasını arşınlayan; bir bebek arabasını çıplak ayaklarla bir sağa, bir sola sürerek.. Her gün aynı saatte aynı yerde gördüm onu. “Hiroshima Mon Amour”** bakışıyla bir an baktı sanki bana: galiba ağladı. Bir adam, çocuğunu sinirle elinden çekiştirerek peronlara yöneldi: “Uçaktan korkarsan böyle olur, kim çekecek,...
VAN GOGH’UN 90. ÖLÜM YILI: MÜŞFİK KENTER’İN NEW YORK MACERASI
New York’taki Türk toplumunun bazı kişileri; New York tarihinde ilk defa bizim oyunun oynandığı aynı gece, aynı saatte bedava bir yemek verdi. Amaçları Müşfik Kenter gibi bir sanatçının oyun sunmasını sabote etmekti. 13 yıl evvel 15 Ağustos tarihinde yaşama gözlerini kapayan Müşfik Kenter bence Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi tiyatro ve sinema oyuncusudur. New York’ta...
Yenidoğan Kokusu (Şiir)
Aslına sadık kalınan portreler çağında Uykuma eşlik eden suretinin büyüsü Canı acımış belli Koparırcasına tenimi usulca Sadık cümleler babadan kalan İnanır gibi septik içsel duyularla Karmaşık bir evren Hiçlik tüm külleri savuran varlığa Bir diyalog açlığı ötekinde zuhur eden İçkin konuşmalar yakalandıkça iğnesi kendine Titredikçe sarılır anlamı yoksun tümceler Duruşunda kurşun ağırlığı Sessizce yanaşır, sevgisi...