Hafızasıyla anılan bir toplum olsak da, görüldüğü gibi o kadar da “unutkan” değiliz. Üzülerek ifade edeyim ki, Semih Kaplanoğlu’ndan “mağdur” çıkmaz. 9 – 14 Ekim 2010 tarihleri arasında gerçekleşen 47. Altın Portakal’ı Emir Kusturica’nın merkezinde olduğu bir festival olarak nitelendirmek sanırız yanlış olmaz. Uluslararası Yarışma’nın Jüri Üyesi olarak festivale davetli olan Boşnak asıllı Sırp yönetmenin...
Son Yazılar:
HATIRLAMAK: HAFIZANIN KANAYAN YARASIDIR
YENİ ŞİRİNLER FİLMİ VE ŞİRİNLER’İN “KOMÜNİSTLİĞİ”
Zamanın Sessiz Tanığı: İzzet Keribar’ın Analogdan Dijitale Yolculuğu
ONLAR ARTIK BURADA OTURMUYOR
halka sanat projesi’nin Yeni Sergisi “Küçük Çanlar Çınladığında” Datça’da
YANLIŞ BİR HAYAT DOĞRU YAŞANIR MI YA DA PARAZİT
SANATÇI EVİ MÜZELERİ: Müze Sahibi Olmanın Dayanılmaz Cazibesi
Harold Pinter: Kitle-İktidar İlişkisi Bağlamında Git Gel Dolap
SANAT EVRENİNDE EDEBİYAT
Kira Kontratı (Öykü)
“Gündüz Rüyaları”ndan “Geyikli Gece”ye
AHMET GÜNEŞTEKİN’E URLA’DA MÜZE KIYAĞI MI VAR?
#eklitera Temmuz Şiir Seçkisi
John Ruskin: Modern Düşünce ve Yaşama Etkisi -II
HOLLYWOOD KAÇAĞI; JOHN BERRY ve KAYSERİLİ MUHBİR ELIA KAZAN
Fikret Mualla’nın 58. Ölüm Yıldönümünde Anlamlı Buluşma
YAPRAK SÖKÜĞÜ (ŞİİR)
ÜÇ KISA ÖYKÜ
‘üst’ün olmaya dair içsel çelişkiler
Yazar: Tuncer Çetinkaya
Altın Portakal’da Neler Oluyor?
Altın Portakal, şaşaalı törenlerin, after party’lerin, beş yıldızlı otellerde yapılan kutlamaların veya jüri başkanının konakladığı odanın büyüklüğünden ziyade, çağına tanıklık yapmaya çalışan sinemacıların özlemlerine tanıklık ettiği ve onlara selam durduğu ölçüde halkın festivali olmuştur. Altın Portakal sadece bir film festivali olmamıştır hiçbir zaman. Bu organizasyon, Türkiye’nin yarım asrı aşkın zaman boyunca sevinçlerine, hayal kırıklıklarına, düşüp...
Popüler Sinemanın “Yabancılar”la İmtihanı
Harry Bates’in “Farewell to the Master” adlı öyküsünden uyarlanan “The Day Earth Stood Steele / Uçan Dairenin Esrarı”, 50’lerde çokça konuşulan uzaylı kavramını ele almakla beraber, bu varlıkları ‘canavar’ ve ‘yok edici’ olarak tasvir eden örneklerden ayrılmasıyla önem kazanmaktaydı. Çoğu zaman nedensizce gelir, yakar-yıkar, yok etmeye çalışırlar… Hemen her seferinde ABD gibi bir kurtarıcı tarafından...
Yaşasın “Tam Bağımsız” ve Gerçekten “Sanatsal” Sinemamız!
Taşradan başlamak üzere, devlet sanat galerilerinin ortadan kaldırılması; tiyatro, opera ve bale cephesinde yaşanan gelişmeler, ne söylediği anlaşılamayan “muhafazakâr sanat” kuramı (!) ve “tek sesli” iklimi hâkim kılma çabaları, yedinci sanattan da bağımsız değildir. Yeni Türkiye Sinemamızda devlet desteğiyle proje geliştirip, ortaya çıkan sonucu “bağımsız” olarak nitelendirme garabeti de vardır. Ülke insanına dair sosyolojik...