Hafızasıyla anılan bir toplum olsak da, görüldüğü gibi o kadar da “unutkan” değiliz. Üzülerek ifade edeyim ki, Semih Kaplanoğlu’ndan “mağdur” çıkmaz. 9 – 14 Ekim 2010 tarihleri arasında gerçekleşen 47. Altın Portakal’ı Emir Kusturica’nın merkezinde olduğu bir festival olarak nitelendirmek sanırız yanlış olmaz. Uluslararası Yarışma’nın Jüri Üyesi olarak festivale davetli olan Boşnak asıllı Sırp yönetmenin...
Son Yazılar:
Kişisel Gelişim Dayatmasına Romanla Meydan Okumak
“Sonsuzluk Kapanı” – Gerçeğin Sınırında Bir Polisiye
“Ah İstanbul!”: Halis Karakurt’un Neşeyle Boyanmış Şehri
Tozla, Tortuyla, Zarafetle: Murat Batmankaya’nın Kırılganlık Atölyesi
ATTİLÂ İLHAN’IN VEFATININ 20. YIL DÖNÜMÜNDE “YAŞ KIRKTAN YUKARI” ŞİİRİ KENDİ SESİNDEN İLK KEZ YAYINLANDI
Güz Çiçekleri Kurudu Ankara’da (Şiir)
TOKYO MONOGATARİ VE BANSHUN
GÜNDÜZ APOLLON GECE ATHENA
Sosyal Medya Kendi Kast Sistemini mi Yarattı?
HB Art Gallery, Yeni Mekânında Sanatın Vitesini Yükseltiyor
Galeri Kev Açılış Sergisi
EVİN’den Hakan Gürsoytrak Sergisi: Velhasıl
AĞAÇLAR VE BAHÇELERİMİZ NEDEN BU KADAR ÖKSÜZ?
Bir Rosselini Kabusu: Stromboli
EKLİTERA Tozan Alkan seçiciliğindeki Eylül şiirleri
2024 Nobel Edebiyat Ödüllü Han Kang’dan Yeni Roman: Yunanca Dersleri!
Beşinci Rüya: Hayatın Normal Yasaları (Şiir)
BİR ŞEYİN TAVI GEÇİNCE (ŞİİR)
NEW YORK’TA DUVARDAKİ KAN
Yazar: Tuncer Çetinkaya
Altın Portakal’da Neler Oluyor?
Altın Portakal, şaşaalı törenlerin, after party’lerin, beş yıldızlı otellerde yapılan kutlamaların veya jüri başkanının konakladığı odanın büyüklüğünden ziyade, çağına tanıklık yapmaya çalışan sinemacıların özlemlerine tanıklık ettiği ve onlara selam durduğu ölçüde halkın festivali olmuştur. Altın Portakal sadece bir film festivali olmamıştır hiçbir zaman. Bu organizasyon, Türkiye’nin yarım asrı aşkın zaman boyunca sevinçlerine, hayal kırıklıklarına, düşüp...
Popüler Sinemanın “Yabancılar”la İmtihanı
Harry Bates’in “Farewell to the Master” adlı öyküsünden uyarlanan “The Day Earth Stood Steele / Uçan Dairenin Esrarı”, 50’lerde çokça konuşulan uzaylı kavramını ele almakla beraber, bu varlıkları ‘canavar’ ve ‘yok edici’ olarak tasvir eden örneklerden ayrılmasıyla önem kazanmaktaydı. Çoğu zaman nedensizce gelir, yakar-yıkar, yok etmeye çalışırlar… Hemen her seferinde ABD gibi bir kurtarıcı tarafından...
Yaşasın “Tam Bağımsız” ve Gerçekten “Sanatsal” Sinemamız!
Taşradan başlamak üzere, devlet sanat galerilerinin ortadan kaldırılması; tiyatro, opera ve bale cephesinde yaşanan gelişmeler, ne söylediği anlaşılamayan “muhafazakâr sanat” kuramı (!) ve “tek sesli” iklimi hâkim kılma çabaları, yedinci sanattan da bağımsız değildir. Yeni Türkiye Sinemamızda devlet desteğiyle proje geliştirip, ortaya çıkan sonucu “bağımsız” olarak nitelendirme garabeti de vardır. Ülke insanına dair sosyolojik...