Modernizm tahmini olarak 1860’lı yıllardan 1960’lı yıllar arasında gelişmiş bir süreç iken, postmodernizm İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra oluşmuştur. Modernizm felsefesi insan odaklı olmak tezi ile ortaya çıkmış, rasyonalizm, pozitivizm, kapitalizm gibi kavramlar savunulmuştur. Sanayinin gelişmesi ve teknolojik yenilikler paralelinde modernizm insan odaklı bir felsefenin yerine, insanı sömüren biri olguya dönüşerek yozlaşma göstermiştir. Bu temele dayanmış...
Son Yazılar:
SİNEMADA “APTAL SARIŞIN” İMGESİ
Yeni Kitap: Ölümünün 71. yılında Sait Faik’e Yeni Bir Bakış
Şule Gürbüz: Zamanın İçine Gömülü Ruh
Nasıl Faşist Olunur?
AŞK ÜZERİNE ÇİZGİ DIŞI BİR TEZ
SANATSAL YARATICILIK VE DUYGUDURUM BOZUKLUĞU
20. Uluslarlarası İşçi Filmleri Festivali başlıyor
KÖYÜN KALBİNDEN YÜKSELEN BİR UYGARLIK HAYALİ
SELMAN NACAR’IN TEREDDÜT ÇİZGİSİ ÜZERİNE
G-art Galeri’den Bir Sergi: Herkes Biliyor…
Nihat Özdal’ın Sözcüklerin Kokusu Sergisi Üsküp’te
DEPREM
MODERNİZM ÜZERİNE BİR DENEME
TARİHİN İLK PSİKOLOGU: MEVLANA
Foto muhabiri Ali Öz’den bale ve dans fotoğrafları sergisi
Titanik Harriet Quimby’nin Rekorunu da Batırdı
YENİDEN BAŞLAYAN AVANGARD: KAVRAMSAL SANAT
HALKÇI PAMUK PRENSES
Institut français Goncourt ödüllü yazar Leïla Slimani’yi ağırlıyor
Yazar: Işıl Savaşer
ARİSTOTELES VE PLATON’DA MİMESİS
Sanatın ve sanatsal davranışın evrenselliğini dünyanın her yerinde, tarihin her döneminde ortaya çıkmış, farklı kültürlerden insanoğlunun sanatsallığının doğal ve doğuştan bir kaynağı olduğu ifade edilmiştir. Sanatın insan doğasıyla bağları olduğunun vurgulanması, Antik Yunan’dan günümüze kadar uzanan gelişmenin estetik tarihindeki dönüm noktalarına bakılması önemlidir. Aristoteles ve Platon, sanat felsefesine bağladıkları insan doğası kuramlarını ortaya koymuşlardır. Platon,...
ÇAĞDAŞ SANATI ANLAMAK
20. yüzyılda teknolojinin gelişmesi ve sanatın değişime uğraması ile yeni teknikler, malzemeler ve yeni akımlar oluşmuştur. Dolayısıyla sanat farklı biçimlerle karşımıza çıkmaya başlamıştır. Teknolojinin gelişmesi ile sanatçılar kendilerini daha özgür ifade edebilmişlerdir. Ekspresyonizm, Kübizm, abstre expresyonizm, Op Art, Pop art gibi bu yüzyıla ait pek çok sanat akımları meydana gelmiştir. Bu akımlar, sanatçıların özgürleşmesi ile...
Dada!
Zürih’te 1916 yılında Alman yazar ve düşünür Hugo Ball, I Dünya Savaşı’na muhalif olan bir ekibin bir araya gelip dayanışma içerisinde olacağı Cabaret Voltaire isimli bir mekân açmıştır. Hans Arp, Tristan Tzara, Richard Hüelsenbeck de gruba katılmışlardır. Kabare, Batı uygarlığına karşı çıkmak amacıyla üretilen yapıtları gösteriler ile dünya ilişkilerinin korkusuzca koparılmak istendiği bir eylem alanına...
PAUL KLEE: EVRENSEL OLUŞUM İÇİNDE OLUŞTURUCU DÜŞÜNCE
Klee, yaşadığı yüzyılın önemli sanat ve bilim olaylarını araştırmış, kuramsal olarak resimde biçim ve renk problemlerine çözüm üretmeye çalışmıştır. Freud’un psikanalizleri ve Einstein’ın Rölativite gibi önemli fikir hareketlerini incelemiş, kuramsal araştırmalarında faydalanmıştır. Bauhaus’ta dersler verdiği dönemler için ve renk teorileri üzerinde çalışmalarına sürdürmüştür. 1912’de Kandinsky ile birlikte Der Blau Reiter grubuyla eserlerini sergilemiştir. Naziler 1933’te...
GESTALT KURAMI: ALGI VE ALGIDA ÖRGÜTLENME
İnsan beyni, mantığı, yapıyı, kalıpları gözlemleyebilecek şekilde yapılandırılmıştır. Dünyayı algılamamıza yardım etmektedir. İnsan duyusu ile birlikte algı, günümüze kadar gelen modem gelişmelerin ışığında gelişme ve değişme göstermektedir. İnsanlar, herhangi bir nesneyi düşünürken ya da bir düşünce süreci analiz edilirken genellikle ögelere ayrı ayrı odaklanmazlar, büyük bir bütünün varlığı olarak görmektedirler. Gestalt teorisi, bu tür insan...
KAVRAMSAL SANATIN BAŞKA BİR BOYUTU: FLUXUS VE PERFORMANS
Akış anlamına gelen Fluxus, geleneksel anlamda bir akım olarak değerlendirilmemesine rağmen, Almanya’dan çıkıp, pek çok Avrupa kentinde ve New York’ta etkili olan ortak bir üslup olmaktan ziyade, sanatçıların sergiledikleri ortak bir tavır olmuştur. Genel avangard yapısı itibariyle Dada ile birçok benzerlik taşımaktadır. Fluxus terimi ilk kez 1961 yılında George Maciunas tarafından ortaya atıldığı ifade edilmektedir....
SANAT, PANDEMİ VE TEKNOLOJİ
İnsanoğlu yaşadığı çevreden etkilenmekte, nesneler ile olan ilişkisini algılayıp yorumlamaktadır. Sanat, insanın kendisini ifade ettiği bir alandır ve bu tür birikimleri ile bağlantılı olan bir enerjidir. Sanat, biçim yaratmak ve biçim ile ifade etmektir. Sanatçı, eserlerini üretirken duyarlılığı, tinselliği tüm ağırlığı ile ortaya konulmaktadır. İnsanoğlunun içsel dünyası ile birlikte dış dünyanın bilincine ulaşabilmek için dünyayı...
RENK BELLEĞİ VE GÖRSEL HAFIZA
İnsanoğlunun renk olgusuna ilgi duyması tarih öncesi topluluklara dayanmaktadır. Plastik sanatlarda boyanın görsel etkisi renk olarak ifade edilmiştir. Işığın nesnenin üzerine düşmesi ile, nesne görünür duruma gelmekte ve görünen şekiller, biçimi ve rengi ile algılanmaktadır. Bir formun, üzerine düşen ışık demetlerine karşı göstermiş olduğu reaksiyon, renktir. Plastik formu renk olmadan görsel bakımdan algılamamız mümkün değildir....