Yen, iki cepheden izlenen bir oyun… Oyuncular deviniyor seyirci ayrıksı yüzeylerle muhatap oluyor. Sahnenin bu biçimde kurulumu, dekorun yerleşimi bir yabancılaşma doğuruyor. Oyuncular rolleri daha içten canlandırırken seyirci de maalesef aynı ölçüde yabancılaşıyor. Kol kırılır yen içinde kalır sözü denilince akla ilk aile ortamlarının hataya göz yuman şefkati ve sadakati gelir ki aile; burjuvasından emekçisine,...
Son Yazılar:
KEREM QOSARÎ: “DİLERİM ÇOK DİLLİ SAHAFÇILIK HEDEFİMİZE ULAŞIRIZ.”
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
“SOLO BOTTER: BURHAN UYGUR” SERGİSİ, CASA BOTTER’DE ZİYARETE AÇILDI!
Adorno’yu Yanlış mı Anladık? Eleştirel Teorinin Günümüze Etkisi
Yazar: Haydar Ali Albayrak
Cem Yılmaz V ‘‘Sinema’’dan Kaçışı
Ne anlatayım? Cem Yılmaz’ın yeni zaman makinesi maceralarını mı? Tamam, ona da geleceğim. Gelmezden evvel yakıcı gördüğüm bir sorunu işaret etmek istedim. Arif V 216 vizyona girdi. Filmden beklentiler yüksek değil. Cem Yılmaz eski filmlerine yakın bir telden çalıyor ve Gora, Arog hikâyelerinin devamını çekiyor. Yönetmen koltuğunda Kıvanç Baruönü oturuyor. Oyuncu kadrosu yine benzer… Cem...
Münir Özkul’un Ardından
Yeşilçam’ın ustalarından Münir Özkul, doksan üç yaşında hayatını kaybetti. Uzun yıllardır tıbbi açıdan hayli olumsuz şartlarda bir yaşam sürüyordu. Ölümünü ‘‘bir devir daha kapandı’’ biçiminde klişe yorumlamak ne denli doğrudur bilinmez ancak Özkul’un da gidişi Eski Türkiye’nin son kalelerinden birinin daha yıkımı anlamına geliyor. Malum Yeni Türkiye’de yaşıyoruz ve Yeni Türkiye’nin sanatçıları daima kap kacak...
Woody Allen: Dön Baba Dönelim!
2002’de çektiği Hollywood Ending filminde izleyiciyle dalgasını geçmiş, sektörün ezber kalıplarını bir bakıma teşhir etmişti Seksen yaşını geride bırakmasına rağmen setlerden ayağını hiç çekmeyen Woody Allen, ununu eleyip eleğini her defasında gözümüze sokmayı başarıyor. Nasıl başarıyor? Asıl mesele o… Elek ve un çok değişmiyor: Aşk hikâyeleri, çiftlerin kâh komik kâh buruk deneyimleri, ayrılıp barışmaları, kavuşup...
Karagözden Beyaz Perdeye, Sinema Yazarlığından Pelteye
Sosyal medyanın tarifi-kontrolü zor gücü sinefil kültürü ile birleştiğinde ve ana akım medya, sinema eleştirisini neredeyse tamamen dışladığında; rütbeli, kıdemli, tescilli yazarlarla amatör kalemler arasında bir atışma, tatsız ama sert bir tepişme baş gösterdi. Sinemanın ülkemizdeki evrimi için geleneksel bir sanatın gösteri temeli korunmak üzere teknik ve ticari yeni forma doğru ilerleyişini ifade eden ‘‘Karagözden...
‘‘Aile Arasında’’ Çözelim Sonra Yine Güleriz
Aile Arasında filminde seyirciyi rahatsız edici düzeyde bir ürün yerleştirme mevcut. Gülse Birsel şov dünyasına ‘‘gag’’ programı sunarak girmenin hakkını vermiş doğrusu! İlginç reklamların sunuculuğunu yapan Birsel kötü reklamların kurbanı olmuş. Gülse Birsel’in yazıp Ozan Açıktan’ın yönettiği ve iki haftada iki milyon bilet kesen Aile Arasında’yı izledim. Film maaile bir beğeni topluyor mu bilinmez ancak...
Ercan Dalkılıç: Eleştiri Öncelikle Seçkinciliğe Karşıdır!
Bu mesleğin duayeni Roger Ebert çok sert bir eleştirmendi, kendi üslubu içinde yerden yere vurabiliyordu yönetmenleri. Maalesef bizde o işler pek öyle yürümüyor. Sinema yazarı Ercan Dalkılıç’la sinema yazarlığı üzerine konuştuk. Sinema eleştirmenliğinin nasıl yapılması gerektiğine ve kimlerin sinema yazarlığı verme yetkisine sahip olacağı gibi bazı gülünç ama bir o denli de ciddi tartışmalara değindik....
Her Çağın Cimri’si
Oyundaki biriktirme kaygısı Avrupa’nın sarsıntısına işarettir, doyumsuzluğu çağrıştırmaktadır ve bir diğer yönden arayışları da kapsamaktadır. Avrupa, sermayesini elde tutarken onu nasıl kullanacağının yollarını aramakta, yersiz yahut densiz saydığı tüm aceleci adımları savurganlığa eşitlemektedir. Semaver Kumpanya tarafından sahneye konulan, Tansu Biçer’in yönettiği bir tiyatro klasiği Cimri’yi ikinci sezonunda nihayet izleme fırsatı buldum. Uzun zaman sonra bir...
Biz Bir Martıyız!
Pürtelaş Tiyatro’nun yorumunda Martı’nın siyasi açılardan da altı çiziliyor. Aydın tabakasının ve toprak sahiplerinin güncel umarsızlıkları ile gelecek kaygıları birbirine geçip aşklarda somutlanıyor. Serdar Orçin bir zamanların popüler dizisi‘‘Behzat Ç.’ye girerken ünlü Rus öykücü Anton Çehov hakkında ilginç şeyler söylemiş, dahası Tolstoy’u tanık göstermişti. Doğrusu ince düşünülmüş, hoş bir sahneydi. Biri doktor diğeri hastabakıcı aynı...
Frankenstein nasıl Frankenstein oldu?
Gotik, mimariye nüfuz eden bir akım olduğundan edebi eser ve filmlerde meskenler bu çizgide betimlenmektedir. Frankenstein’in filmde çalışmalarını gerçekleştirdiği işliği taş malzemeden örülü devasa bir yapıdır. Taştan örülü olması yapıya bir soyluluk, bir mesafe katar, yine yapı yerleşim yerlerine uzaklığı ve büyüklüğü ile insanı ezmekte ve ürkütmektedir. Korku duygusunun sanat dallarındaki izdüşümü, sanatın insan duygularına...