Okuduktan sonra beğendiğim, üzerine dikkat çekmek istediğim, konuşulmasını umduğum eserler hakkında “elimden gelen budur” diliyle bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Okuma yaşı aldıkça da insanın -en azından benim- beğeni çıtası yükseliyor. Önceki yıllarda kitap içinden bir dize bile beğenmiş olsam hemen bütünlük hakkında yazmaya koyulurdum. Tanıtımın hafif ötesine geçen bu fiil de beni hayli yorardı....
Son Yazılar:
John Ruskin’in Eseri Modern Düşünce ve Yaşama Etkisi – III
Kişisel Gelişim Dayatmasına Romanla Meydan Okumak
“Sonsuzluk Kapanı” – Gerçeğin Sınırında Bir Polisiye
“Ah İstanbul!”: Halis Karakurt’un Neşeyle Boyanmış Şehri
Tozla, Tortuyla, Zarafetle: Murat Batmankaya’nın Kırılganlık Atölyesi
ATTİLÂ İLHAN’IN VEFATININ 20. YIL DÖNÜMÜNDE “YAŞ KIRKTAN YUKARI” ŞİİRİ KENDİ SESİNDEN İLK KEZ YAYINLANDI
Güz Çiçekleri Kurudu Ankara’da (Şiir)
TOKYO MONOGATARİ VE BANSHUN
GÜNDÜZ APOLLON GECE ATHENA
Sosyal Medya Kendi Kast Sistemini mi Yarattı?
HB Art Gallery, Yeni Mekânında Sanatın Vitesini Yükseltiyor
Galeri Kev Açılış Sergisi
EVİN’den Hakan Gürsoytrak Sergisi: Velhasıl
AĞAÇLAR VE BAHÇELERİMİZ NEDEN BU KADAR ÖKSÜZ?
Bir Rosselini Kabusu: Stromboli
EKLİTERA Tozan Alkan seçiciliğindeki Eylül şiirleri
2024 Nobel Edebiyat Ödüllü Han Kang’dan Yeni Roman: Yunanca Dersleri!
Beşinci Rüya: Hayatın Normal Yasaları (Şiir)
BİR ŞEYİN TAVI GEÇİNCE (ŞİİR)
Yazar: Hakan Unutmaz
DALİN (ÖYKÜ)
“Bir bebek özleminde seni aramak var ya…” Ali Çınar Benziyor. Güveçten burku ağız tadımla bir, taşları parmak uçlarımdan emerek dolaşırken tesadüfleşiyorum. Tanımamazlıktan gelmek çocukça. İnsanın bakışı değişmiyor. Göz rengi, rakı kırmayınca yaşlanmıyor sanırım. Önce ben gülümsüyorum. Ayna çarpıyor. Meşhur bir kahvesi varmış buranın, her yerde solunduğu hâliyle, kum közünde. Sigarası değişmiş. Sigaralar değişti....
Tozu (Öykü)
“Arada sevda varmış gız annem./ Sözü verdik biz bize.” Anonim-Çankırı Türküsü “Darbuka solosu uzun olan türkülerde tasa, basa basa doldurulan kız annem leblebi de lüks karışığın içine girmeye hak kazandı.” Gram kıra kıra kuyumcuya dönen terazibaşı koltuğu oldum. Adeta altınzade. Altunizade’yle altınzade arasındaki yedi farkı bulunuzu geçmem için köprüsüz otoban yolum gerekse de şimdilik...
Tanat (Öykü)
“Kaymakam eşinin, makam aracıyla işe gelmesinin hukuksal karşılığı nedir?” diye sordum. Kardeşim, telefonun ucunda her zamanki gibi uzun uzun güldü. Yüzünü görmesem de gülüşünden yola çıkarak o anki oturuş pozisyonunu bile tahmin edebiliyorum. Böyle de bir özelliğim var işte: Doğruyu bulmak. Bu özellik çoğu zaman başımı belaya sokuyor. Bela dediğim de küçük hesaplaşmalar, kusumsuz mide...
OLMAYACAK DUALARA…
Bu sefer olmayacak dualara “ÂMİN” demiş Karakiraz. Açıkçası yine şaşırttı. Şaşırmayı elbet bekliyordum. Her seferinde çıtayı daha da yükseğe çıkardığını göz önüne alarak tersten basılmış (evet, ters) kitabı, (Ayrıca bkz. Erkan Karakiraz)’ı okumaya durdum. Okudukça içimdeki sorular arttı. Bu soruların cevabınıysa elbet eser sahibinden başkası sağlıklı cevaplayamazdı. *** Hakan Unutmaz: Girişte kitabın ters basılmasından bahsettim....
SARMA KOTON 13-30’UN MATEMATİĞİ
Turgut Uyar’ın “turna”lı şiirlerini fonetik-semantik ilişki bakımından inceledikten sonra (Turgut Uyar’ın “Türkiyem”inde “Turna”lı Dizelerin Fonetik-Semantik İlişkisi Üzerinden İncelenmesi, Koza Düşünce, 25) almış olduğum olumlu denebilecek dönüşlerden hareketle bu tür çalışmalarıma devam etmeye niyetlendim. Ettim de. Önce, Hilmi Yavuz’un “Hurufî Sonnet” adlı şiirini aynı açıdan inceledim. Ardından, bilinen ilk Türk şair Aprın Çor Tigin’in günümüze ulaşabilmiş...