bu sizinle son karanfil altın rengi saçlardan çözülmüş veda inceliği suya düşen kalp ağrısı gizi sararmış unutuşun işlemeli sözcükleri gümüş kutuda buruşmuş pusulalar, söylenmemiş hep susulmuş ve sevgilinin gözlerinde kaybolan gül eskiyen akşamın kalbinden damla damla dökülen hüzün, tene düşen ince kalp ağrısı… bu sizinle son karanfil rüya saçlardan çözülmüş göğsünüzde defne yaprağı solgun anne...
Son Yazılar:
Çekirdek kabuğu
Ahşaptan Dijitale: “Mektup Selam Söyle…”
Yunus Emre’de Sevgi veya Dostluğun Meta-Ekonomipolitiği
Galeri Artist’te Yeni Sergi: Alexey Firsov-Podima Blossom
Geçmişin Gölgesinde Bugünü Anlamak
SİNEMADA “APTAL SARIŞIN” İMGESİ
Yeni Kitap: Ölümünün 71. yılında Sait Faik’e Yeni Bir Bakış
Şule Gürbüz: Zamanın İçine Gömülü Ruh
Nasıl Faşist Olunur?
AŞK ÜZERİNE ÇİZGİ DIŞI BİR TEZ
SANATSAL YARATICILIK VE DUYGUDURUM BOZUKLUĞU
20. Uluslarlarası İşçi Filmleri Festivali başlıyor
KÖYÜN KALBİNDEN YÜKSELEN BİR UYGARLIK HAYALİ
SELMAN NACAR’IN TEREDDÜT ÇİZGİSİ ÜZERİNE
G-art Galeri’den Bir Sergi: Herkes Biliyor…
Nihat Özdal’ın Sözcüklerin Kokusu Sergisi Üsküp’te
DEPREM
MODERNİZM ÜZERİNE BİR DENEME
TARİHİN İLK PSİKOLOGU: MEVLANA
Yazar: Ahmet Özbek
BİR YAZ YANGINI İÇİN (ŞİİR)
ismine bakıyor ince bir ‘dil’ suyu bileğinden yakalıyor gece gemiler yalpa yalpa kederinden uzak denizlerin uğrak limanlarında gece her cam’da kaba bir sevişme sesi soyunan yaslı vücutlarıyla kırılgan kadınlar/ sana bakıyorum : her şeyi, acılı gözlerimin ay’ı bileğinden yakalıyor gece ışıl ışıl yangın yangın şehrin bütün merdivenleri burada karanlıkta bir yerde bütün iyilikler katledildi sevgili...
ANLAŞMAYAN ESTETİK
Uyumsuzluğun kendisine özgü bir kuralı ve düzensizliği vardır. Sanat belki de bütün bilinen değerleri reddetmek için var olan, ama yeni değerler üretmeyi amaçlayan bir yapıyı özler. İnkar bilinci korkusuzdur, hiçbir maddeyi önemsemez, tükenişle var oluş arasındaki ince ve korunaksız çizgiyi her an aşabilir. Nietzsche de Foucault da, Simone de Beauvoir da kalabalığın yasalarına karşı çıkarken...
BOŞLUĞU TAMAMLAMAK
Çağ nevrotiklik çağı. Çünkü teknolojinin hazırlıksız yakaladığı insan duygusu, bu baş döndürücü hıza ayak uydurmakla direnmek arasında bir seçeneği tercih etmeye karar verebilecek durumda değil. Bu da psikolojik açıdan ruhu tahrip edecek bir şey kanımca. Bu duyguyu tanımlayan şey sanatın ‘sorumluluk alanında’ ise, böyle bir döneme tanıklık etmek ve bu dönemin sanatını yaratmayı denemek de ...
Sinemada Görüntü Çemberi: GÖRSELLİĞİN ANLAMLI YÜZÜ
Sinemayı sanat yapan elemanlar çeşitlidir ve birbirini destekleyen estetik/felsefi alanlar, sonunda bir araya gelerek yedinci sanat denen mucizeyi oluştururlar. Dilsel, teatral, fonetik ve de resimsel olanaklar sinemada var olurken, özellikle resimselliğin burada önemliliği ve değerliliği söz konusudur. Sinemayla fotoğraf arasındaki ilişki sanıldığı gibi, resim-sinema ilişkisinden daha önemli değildir; çünkü bir anlamda fotoğraf da resim sanatından...