AŞK HERŞEYİ EŞİTLER

1990’ların ortasında New York’ ta Mevlana filmini ve Mesnevi’den tiyatro oyununu yaparken, ABD’de ki Mevlana konusunda araştırmalar yapıp, kitap yazan kişilerle temasa geçtim. O yıllarda Mevlana konusunda kitap yazmış veya eserlerini çevirmiş kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu. Bunlardan en bilgili sadece üç kişiyi buldum ve onlarla uzun görüşmeler yaptım. 2000’lerin ortasına doğru ise Mevlana Amerika’da en çok  okunan şair oldu. Eserleri, şiirleri milyonlarca satılan kitaplar haline geldi. Benim araştırmalarım dönemimde o zorlukla bulduğum Mevlana “uzman”ları onlarca Mevlana kitapları yazan ve bu konunun önderi kişiler oldular.

ABD’deki Mevlana konusu önderlerinden biri Kabir Helminski’dir.  Ben araştırmalarımı yaparken 1992 yılında Mevlana konusunda kendisinin bir tek kitabı bulunuyordu. Şu anda ondan fazla kitabın yazarı olan Kabir Helminski geçen hafta Konya’dan sonra İstanbul’daydı. Aradan geçen otuz yıldan sonra kendisiyle Galata Mevlehines’inde görüştük. Bütün katıldığı konferans ve söyleşilerde sorulan Mevlana ile ilgili sorular yerine kendisinin Şems le ilgili fikirlerini almak istedim.

Kabir Helminski’den dinleyelim: Şems şöyle der: “İnsanlar bana veli diyor ama eğer ben buna katılsaydım, bu çok çirkin olurdu. Ama Mevlana onun gerçekten bir velinin niteliklerine sahip olduğunu söyleyebilirim. İşte Şems buydu: saf kudret. Mevlana’yı dönüştüren saf, yoğunlaştırılmış, ruhani bir güç. Şems sadece bir amaç için dünyaya geldi. O hiçbir şeyh, hiçbir imam tarafından eğitilmedi. Görünmeyenler tarafından tek bir amaç için eğitildi. Ve bu amaç, insanlık için kutsal bir dramadır.

 O bu dünyaya özel bir hediyeyle, özel bir bilgiyle geldi; bunu alabilecek birine vermek için. Ama bu bilgiyi alacak kişiyi bulmakta çok zorlandı. Altmışlarına gelene kadar Mevlana’yı bulamadı.

Ve Mevlana’yı bulana kadar ondan haberimiz bile yoktu, değil mi?

Onun hakkında fazla bir şey bilmiyoruz.

Şems, kabullenişi Mevlana’da gördü. Bu yüzden bütün mesajını Mevlana’ya verdi. Bir başka mesele de: Kim daha büyüktür? Kim öğretmen, kim öğrencidir? Şems der ki: ‘Mevlana yanıma bir çocuk gibi gelip, benden ders almak istedi. Ve sevgimi kazandı.’”

 Yani o tevazu gösterdi. Zamanının en akıllı adamı olmasına rağmen, onun bu tevazusu insanlığa örnek olmalı

 Şems ve Mevlana  bize yeni bir manevî ilişki modeli sundular. Bu model ne mürşid-mürit ilişkisi, ne de guru-öğrenci ilişkisi. Hayır. Bu, iki insanın eşit olarak bir araya geldiği ve sevgiyi birbirine yansıtacakları bir modeldir – tevazu ve içtenlikle-  sevginin tüm kudretiyle.

 Mevlana’nın Şems’ten öğrendiği şey buydu. Ve işte bu yüzden o yalnızca Celaleddin değil, Mevlana, yani ‘Efendimiz’ oldu.”

 Bu model hâlâ burada. Mevlevîlikte hâlâ yaşıyor.

 İnsanlık için örnek alınacak bir model. Bu modelde yukarı ya da aşağı yok.

Aşk, her şeyi eşitler.

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.