Edison ve Tesla farklı mucitlerdi. Birinin diğerinden daha iyi olduğunu söyleyemezsiniz. Amerikan toplumunun Edison’lara ihtiyacı var ve onun da Tesla’lara ihtiyacı vardı.
60 bin yıllık insanlık tarihinde sadece son 135 yıldır insanoğlu elektik kullanmaktadır. Bugün yaşamımızda her alanda kullanılan elektik ve elektrik gücü 1897 yılında Edison tarafından icat edilmiştir. Fakat elektrik gücünün her kullanılan yere transferinin sağlanması Sırp doğumlu Tesla tarafından oluşturulmuştur.
Nikola Tesla, 1854 yılında o zamanın Avusturya sınırları içindeki o dönem Osmanlılara ait olan, bugünkü Sırbistan’ın bir köyünde doğmuştur. Öğrenimini Graz Teknoloji ve Prag Üniversitelerinde tamamlayan Tesla çok az kişide olan bir özelliğe sahipti. Tasarladığı icatlarını 3 boyutlu olarak zihninde canlandırabiliyordu. İcatlarını hayal gücünde geliştirirdi. Öyle bir canlandırma yapardı ki deney yapmasına gerek bile kalmadan en komplike makinaları bile icat edebiliyordu. Bu özelliği nedeniyle; diğer mucitler 2 boyutlu çizimlerle kendilerini açıklamaya çalışırlarken, Tesla yapacağı makinaları bütün detaylarıyla görebilmekte, gösterebilmekteydi. Kendisi 300’e yakın patentini aldığı ve bugün çoğunu bütün dünyanın kullandığı icatların sahibidir. “yapamazsın” kelimesini yaşamı boyu kabul etmemiştir.
Üniversitede okurken daha ikinci sınıftayken hocası ünlü Profosör Peşul’un öğrettiği tek yönlü Granim dinamosunu görürken “ bu şekilde değil, dinamo dalgalı akımları üretmeli” diyerek üreten motor düşüncesinden söz etmiştir. Hocasının “o imkansız yapılamaz” demesi üzerine bütün çalışmalarını bu yöne çevirmiş, “imkansız” icadı gerçekleştirmiştir.
Kısa bir süre Paris’te Edison Elektrik firmasında çalışan Tesla’daki yetenekleri gören Bechoker kendisine Edison’a verilmek üzere bir mektup yazmıştır. 1884 yılında cebinde o mektupla Amerika’ya giden Tesla, New York Lower East Side bulunan Edison Elektrik firmasında Edison’un karşısına geçip mektubu vermiştir. Mektupta “ dünyada iki dahi var biri sen, diğeri ise bu mektubu sana getiren Tesla” yazmaktaydı.
Edison tarafından işe alınan Tesla burada kısa bir süre çalışmıştır. Edison kendisine “burada icatlar yapılır her altı ayda bir dünyaya yeni bir icat çıkarırız” demiştir. Tesla ise bu konuşmada Edison’a onun icadı olan elektriğin daha geniş alanlara yayılmasının mümkün olduğunu, yapılacak bir alternatif akımla elektriğin kolayca yayılabileceğini belirtmiştir. Edison kendi metodu olan “doğru akımı söylediğin gibi geliştirebilirsen sana 50.000 dolar öderim” demiştir. Tesla dört aylık bir çalışmayla alternatif akımı ortaya çıkarmayı başarmıştır. Günümüzde kullandığımız alternatif akım; evlere, iş yerlerine elektrik gücünün ulaşmasını sağlar. Kullandığımız lambaların, televizyonların. mutfak eşyalarının, vs çalışmasına olanak sağlayan alternatif akımın türüdür. Alacağı 50.000 dolarla yapacağı yeni buluşların düşleriyle yaşayan Tesla bu önemli buluşuyla Edison’un karşısına geçer. Edison bu buluşa hayran kalmasına rağmen Tesla’ya “sen Amerikan esprilerinden anlamıyorsun, sana 50.000 dolar veririm sözü bir espriydi” der.
Tesla o gün Edison Elektrik’ten ayrılır. Bundan sonra bu ikili arasında büyük bir savaş başlar..
Edison kapitalist düzenin çok başarılı olan bir kişisiydi. Hatta vahşi kapitalist deyimine de uyan bir kişiliğe sahipti. Kendisi para işlerinden iyi anlar, kar etme amacına ulaşmak için her şeyi göze alırdı. Usta bir yöneticiydi, Bir yandan parasını diğer yandan, kendisine yatırım yapacak kişileri “yönetir” di. Bir pazarlama uzmanı gibi kendi ürünlerini pazarlar, daha çok kar etmeyi bilirdi.
Edison’un bu karakteristik özelliklerine karşın Tesla bu konularda tamamen yetersiz bir kişi olarak beliriyordu. Aslında Tesla’nın idealizmi ile Edison’un realizmi (daha doğrusu çarpıtılmış kapitalist gerçekçiliği) karşı karşıyaydı.
Edison ve Tesla’nın yaşamları boyu süren savaşı en doğru şekilde 2013 yılında Princeton Yayınları’ndan çıkan Tesla: Inventor of the Electrical Age” (Tesla: Elektrik Çağının Mucidi) isimli kitabında W. Bernard Carlson açıklamaktadır: “Onlar farklı mucitlerdi. Birinin diğerinden daha iyi olduğunu söyleyemezsiniz. Amerikan toplumunun Edisonlara ihtiyacı var ve onun da Tesla’lara ihtiyacı var.”
Tesla’nın fikirleri çok çarpıcı teknolojilerdi. İlkokulda okurken resmini gördüğü Niyagara Şelalesi’ne aklını takılmıştı. Bütün yaşıtları şelalenin büyüklüğünü konuşurken, o bu akan suların ne kadar büyük bir enerji yaratacağını düşlemekteydi. Tesla “İcat, insanın yaratıcı beyninin en önemli ürünüdür. Nihai amaç, zihnin maddi dünya üzerinde tam hakimiyet kurması, insan doğasının insan ihtiyaçlarına göre kullanılmasıdır” diyerek çalışmalarına devam etmiştir.
37 yaşındayken 1893 yılında dünyanın ilk hidroelektrik santralini Niyagara Şelalesi’nde kurmaya başladığında ilkokuldaki rüyaları gerçek olmaktaydı, 1895 yılında, Niyagara Şelalesi’nden elde edilen elektrik Buffalo’ya ulaştı. Bu buluşu sayesinde elektriği ulusal ve küresel olarak ucuz ve kullanışlı bir kaynak olarak endüstri için en temel gerekli bir element haline getirdi.
Tesla, bunların yanında seslerin, görüntülerin ve hareketli resimlerin kablosuz aktarımı konularında önemli buluşlara imza atmıştır. Radyo, telefon ve hatta mobil telefonların da fikir babasıdır. Bugün kullandığımız kitle iletişim sistemimiz Tesla’nın buluşlarına dayanmaktadır.

“Evreni anlamak istiyorsanız enerjiyi, frekansı ve titreşimi düşünün.” diyen Tesla “Ley Hatları” üzerinde önemli çalışmaları olan sayılı kişilerden biridir.
İnsan bedenindeki sinir sistemi gibi bir enerji sisteminin de yeryüzünde olduğu kabul edilir. Yeryüzünün enerji hatlarının yani “ley lines– ley hatları”nın çizili olduğu dünya haritası yakından incelendiğinde bu enerji hatlarının üzerinde çeşitli tarihi ve tarih öncesi yapılar, dünya tarihinin önemli dönüm noktaları olan bölgeler bulunur.. Ley Hatlarının güneş, ay ve gezegenlerin hareketlerinden etkilendikleri görülmektedir. Nasıl insanın sinirsel sistemi, kişinin içinden geçtiği psikolojik durumlarına göre değişiyorsa, dünyanın ley hatları da uzaydaki gezegenlerin hareketlerine göre değişmektedir.
1980’lerin başlarında Geosphy (Yeryüzü Bilimi) isimli bir belgesel yönettim. Dünyadaki ley hatlarına giderek bu hatlar üzerindeki kalıntıları filme aldık. İngiltere’de dünya tarihindeki antik döneme ait en eski yerlerinden biri olan Glastonburry’de, The Ley Hunter (Ley Avcısı) dergisi editörü olan ve ley haritaları üzerine yazdığı kitaplarla bilinen Paul Deveroex’la yaptığımız çekimlerde kendisi; “yerin jeolojik yapısından ve elektriksel akımlarından oluşan bu enerji hatları üzerinde genellikle dinlerin toplanma yerleri veya kutsal yerler bulunmaktadır. Dünya tarihi boyunca kurulan kilise, cami, sinagoglar ley hatları üzerinde kurulmuştur. Son yıllarda ise nükleer santrallerin de yeryüzünün ley hatları üzerinde kurulduğu bir gerçektir. “ demiştir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Tesla ile gizli bir görüşme yaptığı iddiaları yaygındır, Hatta bu konu büyük gazetelerde bile yer almıştır. Habere göre görüşme 1928 yılında Ankara’da, eski Çankaya Köşkü bahçesinde gerçekleşmiştir. Hatta bu görüşmede Tesla Hatay’ın Ley Hatları üzerinde önemli bir yer olduğunu, Atatürk’ün de Hatay’ı ülkemiz sınırları içine katma konusundaki ısrarlı girişimleri, “Hatay benim şahsi davamdır. Şakaya gelmeyeceğini bilmelisiniz ” demesini Tesla ile yapılan bu gizli görüşmeye bağlayan iddialar ortadadır.
Hatay’ın, bu enerji hatlarının kesiştiği bir noktada bulunması nedeniyle tüm dinlerden insanlar için önemli bir ziyaret noktası olduğu kesindir. Fakat Nikola Tesla’nın Türkiye’ye geldiği ve Atatürk ile gizli bir toplantı yaptığı iddiaları ve haberleri konusunun doğruluğuna inanmak zordur. Yaptığım araştırmalara göre; 1928 yılı içinde 72 yaşında olan Tesla, Türkiye’ye gelmemiştir. Atatürk le görüşme yapmamıştır.
3.997 adet kitap okuyan Mustafa Kemal Atatürk, Hatay’la ilgilendiği gibi Mayalar ve Mu kıtası ile de özel olarak ilgilenmiştir Maya uygarlığı ile ilgili araştırmaları için Tahsin Mayatepek’i, 1935 yılında 3 yıla yakın bir süre Meksika’ya diplomat olarak göndermiştir. Mayatepek bu süre içinde, Orta Amerika’da Maya ve Türklerin ortak inanç, dil ve ritüellerini incelemiştir. Maya tabletlerini ve piramitleri üzerine 14 ayrı rapor hazırlamış ve bu raporları Atatürk’e sunmuştur.
Nikola Tesla yaşamının son yıllarını yoksul bir kişi olarak geçirmiştir. İnsanlarla ilişkisini kesmiş, güvercinlerle arkadaş olmuştur. Her gün saatlerce Central Park’ta güvercinleri besler, hasta olan veya yaralanan güvercinleri otel odasına getirirdi. Yıllarca New York’ta otel odalarında yaşamıştır. 7 Ocak 1943 günü New York’un eski ünlü bir oteli olan Wyndham New Yorker otelinin 3327 numaralı odasında temizlikçi tarafından ölü olarak bulunmuştur.
“Gelecek gerçeği söylesin ve herkesi eserine ve başarılarına göre değerlendirsin. Bugün onların; gerçekten çalıştığım gelecek ise benimdir” diyen Tesla ve çalışmaları bugün belli başlı üç müzede anılmaktadır.

Belgrad’daki Tesla Müzesi 20 ekim 1955 tarihinde o zamanki adıyla 51 Proleterskih Brigada adresindeki Genčić Villası’nda açıldı. Bu müzeyi her gün 600-700 kişi ziyaret etmektedir. Tesla’nın yaşamı ile ilgili 15 dakikalık bir belgesel filmin oynadığı bu müzede, Tesla’nın gerçekleştirdiği bazı deneyler canlandırılmaktadır. Belgrad’ın en büyük ilgi merkezi olan bu müze küçük kaldığı için önümüzdeki yıl içinde geniş bir alana taşınacaktır.
Nikola Tesla’nın gerçekleştirdiği elektrik akımının dünyada ilk başladığı yer olan Niyagara Şelaleri’nde Tesla Anıtı yer almaktadır. Yılda ortalama 25-30 milyon kişinin ziyaret ettiği Niyagara Şelaleri’nde sürekli olarak anılan Nikola Tesla’nın, New Yorkta öldüğü Wyndham New York Hoteli lobisinde Tesla ile ilgili belgeler ve gazete kliplerinin olduğu özel bir köşe yapılmıştır.
Tesla için herhangi bir limit bulunmazdı. Aklına gelen her şeyi icat etmek için hemen çalışmalara başlardı. Bu özelliğinden dolayı insanoğluna yepyeni olanaklar sağladı, bir anlamda uygarlığın ilerlemesine katkısı oldu. Bugün ise aynı Nikola Tesla gibi bir kişi karşımıza çıkıyor: Elon Musk. Aynı Nikola Tesla gibi Musk içinde sınır yok hatta dünyanın bile kendisine limit koyduğunu düşünüp uzaya gidiyor, sınırsızlığı deniyor. Bazı kişilere göre Nikola Tesla’nın reenkarnasyonu olarak dünyaya gelen Elon Musk, Tesla’dan bir asır sonra insanoğlunun uygarlık evrimine katkı sağlıyor. Adeta Tesla’nın çalışmalarını günümüz gereksinmelerine uygulayıp kendi vizyonuyla gerçekleştiriyor. Kendisi o kadar büyük bir Nikola Tesla hayranı ki 2003 yılında kurduğu Tesla Inc firmasıyla ürettiği Tesla isimli elektrikli araçlarla Sırp asıllı Nikola Tesla’nın ismini Güney Afrika doğumlu olan Elon Musk bütün dünyaya yayıyor. Fakat şunu da ekleyelim: Musk, muhafazakar (Cumhuriyetçi Parti) Trump’cı ruhuyla, ona bağışladığı fonlarla Edison’un kapitalist girişimciliğine ve fırsatçılığına daha yakışan bir Yuppie aslında…
Aradan geçen yüz yıldan fazla süreye rağmen icatlarıyla insanoğlunun yepyeni bir dünyada yaşamasını sağlayan Nikola Tesla’nın ölürken söylediği son sözleri aslında bizleri çok düşündürmelidir;
Keşke şimdi yanında olabilseydim anne, sana bir bardak su getirebilseydim. İnsanlığa hizmet etmek için harcadığım tüm bu yıllar bana hakaret ve aşağılanmadan başka bir şey getirmedi


Bir Cevap Bırakın