Eve dönmeyi kutlayalım evde çocuk sesi duymayı
Bahçede incir heybetini, zeytinin omuz başını
Komşunun kapıyı çalıp bir tas böğürtlen bırakmasını
Böğürtlenin rengini, rengini bizle paylaşmasını
Meyvenin tatlısını kurt bırakmaz ekşisine can dayanmaz
Tatlıyı kutlayan çok olur, biz ekşileri de kutlayalım
Üzümü, üzümün badesini hem kutladılar hem kutsadılar
Yaprağına pirinci naneyi fıstığı saranı
Bunu ilk aklına koyanı, pişirip sofraya koyanı kutlayalım
Çok anlamlı kelimeleri, sesteşleri, kinayeleri
Akıl karıştıranları oyunbozanları
Kendine uygun bir mimik bir vurgu bulamayan
Boynu bükük harfleri, burnu büyük ünlemleri
Ama en çok en uzun en coşkulu parantez içlerini
Parantez içlerini öyle kutlayalım ki
Tüm açıklamalar, listeler, doğum ve ölüm tarihleri şaşırsın
Gerçekle hayal saatle yüzyıl birbirine karışsın
Bilmelerin en ucu bilmemek, tüm sözlerden ferah
Dünyanın en güzel ıslığını, ilimi değil İrfan’ı kutlayalım
Olur olmaz sorular kemirirken içimizi
Ankara’da abisi olmayanları bile saran bayram havasını
Gün batarken şarkılardan akrabalığımızı kutlayalım
Kutlayalım bir akıllının kuyumuza attığı taşları
Şöyle ağız tadıyla delirip de çıkartmamızı
Değirmen taşlarını ekmekle, kaldırım taşlarını yerden yüksekle
Sabır taşlarını yolu gözlenmiş bir mektupla kutlayalım
Birayı, biranın dökülüşünü masaya koyanı
İlk yudumunu kutlayalım temmuz akşamı
Haziran başlangıçtır, ağustos bitiş, temmuz arada kalır
Temmuz alışkanlıktır bir yaz alışkanlığı farkına varılmaz
Gel temmuzu kutlayalım
Temmuz gibi farkına varmadıklarımızı
Resim: Ekrem Kahraman
Bir Cevap Bırakın