işkembe, kelle paça bol sirkeli
istediğin kadar de yemem eti
yan komşu Safiye teyze
yanağında koca etli, kıllı beni
kavurur sabah akşam sarı leblebi
cart diye çekti işte tefeci atar damarını
astı üstüne bir güzel yırtık, lekeli donlarını
sen çırp dur daha balkondan dört nala çeyizlik İran halını
kim bilir bulursun belki dönerken kuyruk başını
dinleyiniz efendim, dinleyiniz, ayıp oluyor lütfen ama!
kim inanır alakasız şeyler anlattığıma, durmadan laf doğradığıma!
yoldaki tezgâhta satar bizim Âdem
buz gibi salatalık, tuzlu, üstelik dörde ayrık
istediğin gibi diz yavrum, dedi Safiye teyze, kelimeleri kavanozların yanına
böyle kazıtıp fırçalatır işte tefeci gönlündeki ahşap tahtaları sana
gül reçeli bitmiş, kavanozlar boşalmış
gel de birleştir şimdi Âdem kesik salatalığı
Bir Cevap Bırakın