RAKAR: UNUTULMUŞ BİR SOSYAL ADALETÇİ VE ANTİEMPERYALİST ÇİZGİ ROMAN

Günümüzde ülkemizdeki çizgi roman piyasası, kitapçılarda satılan çizgi roman albümlerinden ve aylık periyotta ama fiilen rötarlı yayınlanıp yine ancak bazı kitapçılardan temin edilebilen birkaç çizgi roman dergisinden ibaret. Gazete bayiilerinde onlarca haftalık çizgi roman dergisinin bulunduğu 1960’lı, 1970’li yılların bereketi çok geride kaldı. Gerçi bugünkü yayınların baskı kalitesi çok daha yüksek ve daha özenli bir yayıncılık anlayışıyla yayınlanıyorlar. Öte yandan geçmişin ucuz ve çoğu lisanssız, hatta bazıları yabancı matbu yayınların yerli kopyacı-çizerler tarafından üzerlerine kopyalandığı aydıngerler üzerinden basılan dergilerinin çeşitliliği yalnızca nostaljimize hitap etmekle kalmıyor, ayrıca bu neredeyse sonsuz havuzda zaman zaman çok ilginç ürünler de bulunabiliyor.

Çocukluğumda evimize alınan haftalık Red Kit dergilerindeki ilanlarından anımsadığım Rakar’ı on yıllar sonra sahaflardan toplayıp okuduğumda kostümünün yüzeysel bir bakışla yaratabileceği Kızılmaske taklidi izleniminin aksine çok özgün bir çizgi roman olduğunu tespit etmiştim. Rakar Türkiye’de ilk olarak 1970’te Bilge Şakrak’ın çıkardığı Dago dergisinde dolgu malzemesi (bir çizgi roman dergisinde dergiye ismini veren başat çizgi romanın yanı sıra derginin son sayfalarında yayınlanan diğer, ikincil çizgi roman) olarak kullanılmış, kendi ismini taşıyan haftalık dergisi ise 1974-1975’te yine Şakrak tarafından en az 28 sayı yayınlanmış, 1980’de Nil Yayınevi tarafından bu kez her sayıda tek bir tam serüven formatında en az on sayı olarak tekrar basılmış, 1983-84’te Şilliler Yayınevi tarafından on beş günde bir çıkarılan cep boyutundaki Viking dergisinde tekrar dolgu malzemesi olarak kullanılmış.

Her ne kadar artık unutulmuş, hatta yayınlandığı dönemde pek ilgi görmemiş bir ürün olsa da Rakar aslında çok ayrıksı bir çizgi roman. Önce bu kahramanın kim olduğundan başlayalım: Rakar aslında bir Siu şefidir ve boş zamanlarında çehresi hariç tüm vücudunu kaplayan koyu renkli bir kostüm giyerek bir ‘adalet savaşçısı’ olarak faaliyet gösterir. Başkarakterin beyaz ırktan olmadığı çizgi romanların sayısının çok az olduğunu söylemeye gerek yok. Öte yandan Rakar’ı ayrıksı yapan tek özelliği kimliği, etnik kökeni değil; kimi serüvenleri yer yer bariz biçimde sosyal adaletçi duyarlılıklara sahip, hatta ayrıca en az biri son derece ABD karşıtı bir içerik taşıyor. Saptayabildiğim kadarıyla Rakar’ın Türkiye’de en az 12 serüveni yayınlamış; bunların bazıları nispeten konvansiyonel serüvenler. Ama örneğin ‘Şehrin Üstündeki Kanca’ isimli serüvende Rakar, New York’un yoksul mahallerindeki araziyi ‘imar etmek’ için mahalle halkını kaba güç kullanarak evlerinden etmeye çalışan bir iş adamıyla mücadele eder; bu serüvenin başlangıcında bu durum şu ifadelerle anlatılmaktadır: “Orson Krimer’in para toplayıcılarının ve gorillerinin kanunu işte budur… Gökdelenler, yollar, Brooklyn Köprüsü gibi dev eserler isteyen topluma istediklerini vermek için ne pahasına olursa olsun para sağlamak…” ‘Masum Katil’ isimli serüvende ise “Arşi Tomson öldü… İyi aile babasıydı, iyi işçiydi… Dostumuzdu… Ama öldü… Öldü, çünkü güvenlik tedbirleri yeterli değildi. Hepimiz Timy Lennon’u zengin etmek için öleceğiz.  Yeterli güvenlik tedbirleri aldırmak için greve geçelim.” diyen bir işçi liderini bertaraf etmek için kumpas kuran bir başka iş adamıyla savaşır. ‘Cehennemden Gelen Adam’ isimli serüven ise “Salvador, nazari olarak bağımsız fakat gerçekte Amerika’nın ekonomik egemenliği altında küçük bir orta Amerika cumhuriyetidir. […] Salvadorlular köle gibi değerli ağaçların yetiştiği ormanlarda… kauçuk dikim yerlerinde… şeker kamışı tarlalarında çalışıyorlardı” ifadeleriyle başlıyor. Rakar, serüvenin başlangıcında Salvador’daki bir Amerikan şirketinin ofisine taarruz ederken “Birleşik Devletlere karşı savaşımızı ilan ettik” der. Serüvenin sonunda Amerikalıların kuklası olan yerel diktatör devrilir, ABD donanmasının ülkeyi işgal planı engellenir; serüven, ABD konsolosluğundaki ABD bayrağının, bayrak direğinin Rakar’ın kurşunuyla parçalanması sonucu yere düşmesiyle biter!

İnternet üzerinden yapılan aramalar sonucunda Rakar’ın Fransız menşeili bir çizgi roman olduğunu öğreniyoruz. Yaratıcısı olarak Lug Yayınevi’nin editörü Marcel Navarro anılıyor, yazar ve çizeri ise Lug için çalışan İtalyan çizgi romancılar Franco Frescura (senarist) ve Ivo Pavone (çizer). Rakar, 1968’ten 1970’li yılların ortalarına kadar Lug tarafından çıkarılan Zembla dergisinde dolgu malzemesi olarak kullanılmış. Yani Rakar, anavatanı Fransa’da yalnızca dolgu malzemesi olarak kullanılırken lisanssız olarak yayınlandığı Türkiye’de bir dönem kendi adını taşıyan bağımsız dergisine kavuşmuş…

 

Not: Bu yazı ilk olarak Patika no. 53 (Ekim-Aralık 2006) sf. 65-66’de ‘Unutulmuş Bir Solcu Çizgi Roman: Rakar’ başlığıyla yayınlanmış yazımın yeni bilgilerle güncellenme dahil elden geçirilmiş yeni yazımıdır.

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.