Pusula (Öykü)

Ökkeş Ağa’ya ulaştırmak üzere yazdıkları pusulayı vermek istedikleri ulaklar köylüleri değildi. Ağalarının kapısını bekleyen, tetikçi köylülerinin arasından bilerek seçmediler ulaklarını. Gözleri bir saattir Ökkeş Ağa’nın kapısında fısır fısır konuşan iki şehir piçindeydi. Kurnaz köylülerdi. Yirmi yirmi beş yaşlarındaydılar. Kıyafetleri de fukaraydı kaçak bakışları kadar. Handa Ökkeş Ağa’nın kapısında iki dinozor gezinse daha az ilgi çekerdi. Gürbüz olanı bir hastane reçetesi çıkardı cebinden. Yazılı kısmını yırtarak kâğıdın arkasının boş olup olmadığını tez canlılıkla kontrol ederken ince olanı, köylüsünün elinden çekip safça kâğıdın önüne arkasına baktı. Gürbüz olanı kâğıdı tekrar çekti ve hanın soğuk duvarlarına dayayıp reçete parçasına bir şeyler karaladı. Pusulayı yazdıktan sonra özenle katladı. İncesi onun elinden bir kez daha çekip kontrol etti yazdığını. “Sanki biz bilmiyoz mu la?” deyip karşılarındaki iki şehir piçinden Sincap’a güvenle uzattı.

“Biz rençperiz” dedi kapıdakilere. “İki yeğen, dayımın akciğer ameliyatı için geldik İstanbul’a. Dayımdan ümit kesilince ‘Ökkeş Ağa’yı bulak’ dedik. Ağamın adresini köylümüz Resul Emmi’den aldık.” köylüler “Pusulayı okumayın!” diye de sıkıca Sincap’ı tembihlediler ama “Kaplumbağa” lakaplı şehir piçi “Ne yazıyor o kâğıtta?” der demez Sincap el çabukluğuyla katlı kâğıdı açtı. İki ulak merakla kâğıda baktılar. Sonra da birbirlerinin yüzlerine… Yeğenler sinirlenerek Sincap’a ve Kaplumbağa’ya başlarıyla çabuk der gibi mekânın kapısını işaret ettiler. Sincap pusulayı Ağa’ya vermek üzere içeri daldı. Ağa’nın sekreteri ayağa kalkıp  “Durun” dese de Sincap biliyordu ki yaşadığı bir dipler filmiydi ve tüm kahramanları gayrimeşrunun tekinsizleriydi. Hikâyeyse sekiz sütuna manşet gerçekti.

Ağa eline pusulayı aldığında, “Gitsinler, Aksaray’daki oteldeymişler, orda benden haber beklesin ibineler” dedi. Ağanın adamlarından Tilki Maho, “Ne yapacaksın, onlara yardım mı edeceksin Ağam” dedi gülerek. Ağaysa “Çok bekler gavatlar” dedi.

Pusulada ne yazdığını sordu Ökkeş Ağa’nın çakallarından biri, şehirli piçlere. Kaplumbağa Sincap’ın ağzını kapatarak “Sana ne!” dedi tetikçilere. Tetikçilerden Genco Hasan belinden makinesini çıkartıp Sincap’ın diş etlerine dayayınca Kaplumbağa’nın ağzı kurudu. “Hop Hop” dedi; Genco Hasan’ın kulağına uzandı ve fısıldadı: “Pusulada ‘Bizi tedavi et Ağam’ yazıyordu lan!”

 

Acıbadem

Ağustos – Eylül 2024

 

Resim: Neşet Günal

 

 

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.