ay kavminin şavkı dönünce
meydanın sargısında yel seslendi
Asinnu nehir kenarında
açtığı çukura kan döksün
sürsün altın çemberi yedi kez
havanın dövüldüğü yerde durmasın
karıştırsın kırlangıç kanıyla servi yağını
Tasritu’da yatağına kat kat sürsün
ki şebboyların arasındaki tülden gizemli göğü gören olsun
hem lacivert sürmesini çekince çalkalanır kehribar
kimi görse sen sanır kimi görse gök
mavi alacası seni Huzurina’ya atar
dolaştırır yağmur boylu yaprak saçlı zamanları
yerleşir meneviş yurduna mür ile Atrahasis
başlar nehrin imtihanı azap ile dua akar
başlar ay kavmi baskını
sayısız çığlıkla berelenir sazlık
Pihhuniya sen kuzeyin gücü
kahin okusun subu tabletlerini
dönsün suyu delen iskit oku
geri versin solan kanı
sayıklasın dili kesik sözü esrik
Eya büyüsün uzasın kolları
ki bitsin sürgün çağrısı gizemli göğü gören olsun
hem lacivert gerdanı parlayınca salınır bozkırın tacı
kimi görse sen sanır kimi görse gök
mavi alacası yedi sürgüyü açar
davullar çalar meydan boyunca
bakır kase el el dolaşır
söyleşir dubban kamışları
size hayırlı bir kader vereceğiz


Bir Cevap Bırakın