1959 yılında Küba devriminden sonra, bir filmobur olan Fidel Castro, Küba Sanat ve Film Endüstrisi Enstitüsü’nü (ICAIC) yarattı. Hollywood’dan gelen filmlere ambargo uygulanıyordu. Küba doğal olarak daha sosyalist filmlere, bununla birlikte, mali sebeplerden ötürü Japon film kültürüne meyletti. Akira Kurosawa Batı tarafından keşfedilmesinin çok daha öncesinde Küba’da isim yapmıştı. Ulusal film üretiminin teşviki artırmasıyla devrimci...
Son Yazılar:
Geçmişin Gölgesinde Bugünü Anlamak
SİNEMADA “APTAL SARIŞIN” İMGESİ
Yeni Kitap: Ölümünün 71. yılında Sait Faik’e Yeni Bir Bakış
Şule Gürbüz: Zamanın İçine Gömülü Ruh
Nasıl Faşist Olunur?
AŞK ÜZERİNE ÇİZGİ DIŞI BİR TEZ
SANATSAL YARATICILIK VE DUYGUDURUM BOZUKLUĞU
20. Uluslarlarası İşçi Filmleri Festivali başlıyor
KÖYÜN KALBİNDEN YÜKSELEN BİR UYGARLIK HAYALİ
SELMAN NACAR’IN TEREDDÜT ÇİZGİSİ ÜZERİNE
G-art Galeri’den Bir Sergi: Herkes Biliyor…
Nihat Özdal’ın Sözcüklerin Kokusu Sergisi Üsküp’te
DEPREM
MODERNİZM ÜZERİNE BİR DENEME
TARİHİN İLK PSİKOLOGU: MEVLANA
Foto muhabiri Ali Öz’den bale ve dans fotoğrafları sergisi
Titanik Harriet Quimby’nin Rekorunu da Batırdı
YENİDEN BAŞLAYAN AVANGARD: KAVRAMSAL SANAT
HALKÇI PAMUK PRENSES
Kategori: Art-izan
Nazilerin Kadına Yaklaşımının Sanata Yansıması (Naziler ve Sanat V)
Adolf Hitler, Kavgam’da ideal Alman toplumunda kadının yeri üzerine bazı fikirler öne sürmüştür. Buna göre nüfusu üç bölüme ayırır: vatandaşlar, uyruklar (ressortisant), yabancılar. Alman topraklarında doğmuş olmak yalnızca Alman devletinin uyruğunda olma hakkını verir. Bu durum, örneğin bir kamu hizmetine girme ya da siyasi faaliyete katılma hakkını vermez. Hitler, bir ressortisant’ın nasıl vatandaş olabileceğini şöyle...
DADA’NIN MİSTİK ANNESİ: EMMY HENNINGS
‘‘Dada başlangıcı, bir sanatın doğuşu değil, bir tiksinmenin başlangıcıdır.’’ Tristan Tzara Dada akımı ya da hareketi, Alman aktör ve oyun yazarı Hugo Ball (1886-1927) tarafından Zürih’te “Cabaret Voltaire” adlı bir müzikli kahvehanede kurulmuştur. Genel kabul gören görüşe göre Dadacı düşünce ve hareketlerini; Birinci Dünya Savaşı’nda cereyan eden dehşet verici olaylara, sonu gelmeyen anlamsız katliamlara ve...
Adolf Hitler’in Sanat Yaşamı (Naziler ve Sanat IV)
Sanat Adolf Hitler’in yaşamında oldukça önemli bir yere sahiptir. Gençliğinde geçimini ressamlıkla sağlamaya çalışan Hitler, kendini ressam olarak tanımlamaktan ancak siyasete atıldığı otuzlu yaşlarda vazgeçmiştir. 20 Nisan 1889 tarihinde Avusturya’da doğan Adolf Hitler, Linz kentinde Realschule’ye dört yıl devam ettikten sonra ciğerlerinin hastalanmasını bahane ederek 1905 yılında ressam olmak amacıyla okulu terk eder. Hitler, Kavgam’da...
HEPİMİZ DUCHAMP’IN PİSUVARINDAN ÇIKTIK!
Nilgün Yüksel ile “Muğlak Alan” Üzerine Söyleştik. Caddebostan Kültür Merkezi 19 Nisan 10 Mayıs tarih aralığında küratörlüğünü Nilgün Yüksel’in yaptığı “Muğlak Alan” başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor. Zeliha Demirel : Caddebostan Kültür Merkezi izlediğim kadarıyla yanılmıyorsam ilk kez farklı bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Bu serginin oluşumundan mekan seçimine kadar kısaca bahseder misiniz? Nilgün Yüksel...
Nazilerin Sanat Politikalarında Sanat Tarihçilerinin Rolü (Naziler ve Sanat III)
III.Reich’ın yıkıldığı, II.Dünya Savaşı’nın sona erdiği 1945 yazında Thomas Mann, Joseph Pulitzer’e yazdığı bir mektupta şöyle der: “Sadece bugün hapiste olan rejimin siyasi ve askeri figürlerini mi sorumlu tutmalıyız? Ya Nasyonal Sosyalizme hizmet etmiş entelektüellerin hiç mi suçu yok?” Mann’ın bu sorusuna cevap olarak verebilecek en belirgin örneklerden biri şüphesiz Martin Heidegger’dir. 1927 yılında yazdığı...
Tarihin En Kirli Müzayedesi (Naziler ve Sanat II)
Temmuz 1937 tarihindeki Yoz Sanat Sergisi’nin ardından Propaganda Bakanı Joseph Goebbels bakanlığa bağlı Plastik Sanatlar Odası başkanı Adolf Ziegler’e ikinci bir emir vererek modern sanata karşı öncekinden çok daha kapsamlı bir harekete geçti. Ziegler ve sanatçılar, yazarlar, bilim insanlarından oluşan komisyon bu sefer acele etmeden Almanya genelindeki 101 müzeyi dolaşarak yaklaşık on iki bin modern...
Naziler’in Modern Sanat Karşıtı Politikaları (Naziler ve Sanat I)
Naziler ve Sanat-I Nasyonal sosyalist ideoloji, ortaya çıktığından beri Almanya’nın kültürel bir temizlenmeye ihtiyacı olduğunu savunmuştur. Weimar Cumhuriyeti esnasında nasyonal sosyalist kültür örgütlenmeleri bu doğrultuda propaganda yapmış, kamuoyu oluşturmaya çalışmıştır. Bu temizlenmede yalnızca ırksal kaygılar söz konusu değildir. Sanatçının ırksal özelliklerinin dışındaki siyasi düşünceleri, estetik eğilimleri, cinsel tercihleri gibi diğer nitelikleri de belirleyici faktördür. Dolayısıyla...
JOHN HEARTFIELD ÜZERİNE MERAL BOSTANCI İLE BİR SÖYLEŞİ
Heartfield’ın bazı düzenlemelerinde tarihsel olayları ve zihinsel canlandırmalarıyla tıpkı bir belgesel izlenimi veren çalışmaları da bulunmaktadır. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi inceleme araştırma yayınlarından John Heartfield ve Politik Fotomontajları adlı bir kitabınız çıktı. Bu kitabı yazma fikri nasıl oluştu? Türkiye’de çok bilinen bir sanatçı değil kendisi, sanatçı John Heartfield’a olan ilginiz nasıl başladı? Bu kitabın...
KÖKLERİNİ SANAT TARİHİNE SALMAK – DOKUDAN SERGİSİ
Binlerce kök salarak kavramak hayatı derinden- ve ortasından geçerek acının olgunlaşmak hayatın ta ötesinde, ta ötesinde zamanın! – Rilke – Şahin Demir’in resimleriyle ilk olarak bir karma sergide işçiler serisinden devasa bir eserini gördüğümde tanıştım. O dönem Şahin Demir için yazdığım yazıda Demir’in bu serisinin beni 19.yüzyıl realizmine ve ressam Courbet’ye kadar götürdüğünden bahsetmiştim. Sanatçının...