Mehmet Yılmaz’ın sanatı, özyaşamöyküsünün dinamizminden esin alarak, içinden geçtiğimiz zamanın sorunu haline gelmiş imge, kimlik, mekân ve dil sorunlarına odaklanmış; bunların nasıl bir mecrada hayat bulacağı arayışıyla biçimlenmiştir. Dil ve yapıtın bileşenlerine ilişkin sorular sorarak tartışması ve yeni ilişkilere evrilmesine olanak tanıması, Yılmaz’ın adeta karakteristik bir bakışı gibi durmaktadır. Dolayısıyla da radikal bir değişimi kaçınılmaz...
Son Yazılar:
Viraneler de Ağlar (Şiir)
Bedreddin’den Gezi’ye- Anadolu’da Halkçı Kültürün Şafağı ve Tasfiye Girişimi (1)
Robinsonad (Şiir)
Okul Şiiri
Saf Laylom (Şiir)
KORİKOS KALESİNDE KAÇ AKŞAM (ŞİİR)
Uriel’in Izdırabı (Şiir)
Yazma Oyunu
PEKİ SUNUCU KİM OLACAKTI? BEN GAZZARA
SIFIRDA YÜZMEK (ŞİİR)
ÇAVLAN (ŞİİR)
DÜŞÜNCENİN COĞRAFYASI
CENK MISIRLIOĞLU’DAN KUŞADASI’NDA SERGİ: ‘ADANMIŞ ZAMANLARA BİR DÖNÜŞ’
RUHUMDA HASAR TESPİT ÇALIŞMALARI (ŞİİR)
Dejavu (Şiir)
VAROLUŞ REFLEKSİ: EDEBİYAT
SOYSUZ AT (ŞİİR)
Omeomeria (Şiir)
DENİZLERİN DOĞRULUĞU (ŞİİR)
Kategori: Art-izan
Resimde ve Sinemada “Femme Fatale” İmgeler
En başından Havva’dan hatta Lilith’ten bu yana kadınlar “iyi” ve “kötü” olarak ayrılmıştır, yani “kötü” aslında kadının doğası fakat dayatılan rolü yerine getiren “Bakire Meryem”in yolundan giden kadın “iyi” olabilirdi. İlk kadın Lilith, Adem’e itaatsizliğinden dolayı cezalandırılır. Tarihte itaatsizlik olarak geçen olay ise şudur; Tanrı’nın yarattığı ve Adem’den yaratılmayan Lilith, Adem’le eşit olduğunu savunur ve...
GEORGE GROSZ: SAHTE BAĞLILIK-SAHTE TANIKLIK
Sanat kariyerine 1910’lu yıllarda doğduğu yer olan Berlin’de başlayan George Grosz (Georg Gross, 1893-1959), 1916’da ülkedeki siyasal ayaklanmalara katılmış, Eylül 1918’de Alman Komünist Partisi’ne üye olmuştur. Grosz, sola yönelik yayınlarıyla bilinen Malik Yayınevi’nin sahibi Wieland Herzfelde (1896-1988) ile 1915 yılında, Alman ressam Ludwig Meidner’in (1884-1966) atölyesinde tanışmış (Aisenberg, 1998: 78), o sıralarda ülkede yaygın olan...
Elif Varol Ergen -Tekinsiz Kırmızı
“…Karabasanlarımda kırmızı egemen. Kırmızı tutkunun, neşenin rengi. Kırmızı içsel yolculukların rengi, insanın gizli doğasının, bilinçsizliğin girinti ve çıkıntılarının rengi. Her şeyden çok kırmızı öfkenin ve şiddetin rengi…” Kathy Acker, “Annem : İçimdeki Şeytan” “ıncognito”, gizlenen kimlik anlamına geliyor. Hemen her gün gazetelerin üçüncü sayfalarında gördüğümüz şiddet ve cinsel istismar mağduru küçük çocukların isimlerini gizleme meselesine...
Kabuklar, Cepheler ve Parıltılar
Sanatta bir heyûla dolanıyor – yanılgı heyûlası.i İnancımızın sarsılması veya sömürülmesi korkunç bir durumdur. Örneğin bir süre önce durmuş kalbi yeniden atmaya başlayarak morgda uyanan bir insandan korkmamızın nedeni, metal masada yatan kişinin ölümü o defalık yendiği gerçeğinin getireceği büyük şaşkınlıktan çok, bunun bizim bir sistem dâhilinde inandığımız düşünceyi yıkması ve bundan sonra artık o...
Parçalanmış Bilinç Manzaraları – JEREMY PROFIT
“Jeremy Profit sonraki anı yakalıyor, yıkımın ve yok oluşun ardından, insanın hayata tutunduğu fırtına sonrası sessizlik anı bu an. Bir virtüözün elinden çıkma, aşırı özenli çizimler çürümekte olan bir dünyayı resmediyor. Ölüm ve afetlerle dolu bu dünyada intihar edenler, ev kadınları ve iş adamlarıyla birlikte duyarsız bir şekilde omuz omuza yürüyorlar. Öyle bir dünya ki...
Stéphane Blanquet – Cenaze Kıtırı
Mutlak bir ölüm, ancak ölümün zevkine varanlar için mevcuttur.” Antonin Artaud, “L’Ombilic des limbes” Gündelik dilde “cenaze kıtırı” tabiri, ölülerin tabuta konulması ve mezarlığa taşınması işini üstlenen cenaze görevlileri için kullanılır. Bu ifade, eskiden ölen kişinin gerçekten bu hayattan göçüp gittiğini teyit etmek için ayak başparmağının bükülerek çıtlatılması efsanesinden kaynaklanıyor olabilir. Ayrıca bu sözün kökeninin,...
Kıyamet Alameti: SUEHIRO MARUO
İnsan ruhunun zifiri karanlığına daldırdığı fırçasıyla Suehiro Maruo, cüretkar ve ahlaksızca yücelttiği resimlerinde, asıl korkmamız gereken canavarların kendimiz olduğu gerçeğine işaret ediyor. Göğsünde pençeler, feri kaçmış gözlerin sessiz çığlığı ve kanlı bandajlara sarılı canlı bir cenaze. Gizli bir saldırgan karşısında dehşete düşmüş zavallı bir kadının korkuyla donup kalmış yüzü. Akbabaların ölüm dansı yaptığı yıldırımlarla dolu...
Kitaptaki İmza: Ekslibris
Ülkemizin önde gelen ekslibris sanatçılarından Prof. Dr. Hasip Pektaş ile kitapları ve ekslibris sanatını konuştuk. Ekslibris’i en temel anlamda nasıl tanımlarız? Değer verdiğimiz şeylerin çalınmasından, kaybolmasından hepimiz üzüntü duyar, korumaya özen gösteririz. Eğer kitabınızı ödünç verdiğinizde geri getirilmesini istiyorsanız iç kapağına bir ekslibris yapıştırarak uyarabilirsiniz. “…’nın kitaplığından” anlamına gelen ekslibris, kitabın size ait olduğunu hatırlatacak,...
Sanatçıların Nazi Almanyası’ndan Göçü (Naziler ve Sanat IX)
Nazi Partisi’nin 31 Ocak 1933 tarihinde iktidara gelmesinden III.Reich’ın çökmesine kadar süren dönem boyunca (4482 gün) yaklaşık yarım milyon insan Almanya’nın dışına göç etti. Göç edenlerin yaklaşık yüzde doksanı Yahudi olmakla beraber siyasi tutum, ideolojik görüş, cinsel tercihler ve nasyonal sosyalist ideolojinin dayattığı normlara uyum sağlayamama da göç sebebi oldu. Göç edenler ilk yıllarda genellikle...