Nietzsche’nin bir sokakta kırbaçlanan atı görüp ona sarılıp ağladığı o an… İşte, Béla Tarr da Torino Atı filminde tam bu sahneden yola çıkar. Nietzsche’nin at ile olan o dramatik hikayesine bir atıfta bulunur. Ve film boyunca, 20. yüzyıl insanının yalnızlaşmasını, doğayla ve kendi zihniyle baş başa kalışını sisli, rüzgârlı, kasvetli bir atmosferle sunar. İnsan bu...
Son Yazılar:
Orhan Gürel Sulu Boya Resim Sergisi PonArt Akademi’de
Bağımsız Sinemada Bir Yol: Driveways
Predator: Vahşi Topraklar
Aklın ve Tutkunun Kıvılcımı: Nikola Tesla
PAOLO-VİTTORİO TAVİANİ KARDEŞLERDEN BİR “KAOS” ANLATISI
Franco: İspanya’da Hafıza Savaşının Elli Yılı
Bedia Ekiz: Yüzey ve Leke’nin Diyaloğu
Ayşen Savcı’dan “Mısralar” Atölye Sergisi
Tozan Alkan Seçiciliğinde #eklitera Kasım Şiirleri
HB Art Gallery’den Yeni Sergi: Süleyman Saim Tekcan-Zamanı Dizginlemek
Düzyazı Şiire Şeytan
Hasan Sarıtaş Galeri’den Yeni Sergi: “Çok Uzak, Fazla Yakın”
KADIN OLMAYI KUTLAYAN TEK FESTİVAL “FEMİNİSTANBUL” 8 YAŞINDA
Köylüler (Şiir)
sefih bir yaşam (şiir)
Dönüş (Öykü)
ÇELDİREN AĞAÇ (ŞİİR)
YOLCU (ŞİİR)
“İBİD. ŞİİR” DERGİSİNİN 10. SAYISI VEVEYA.NET’TE
Ana Sayfa
A. Musa Yönyol
Yazar: A. Musa Yönyol
Hologram Etler
Çünkü Hologram Et’in elinden yalnızlığı bile alınmıştır. Yalnızlık, dijital ekranların parlak ışıkları altında varlığa dönüşen bir performans haline gelmiştir. Bu çağın insanı, “Hologram Et”, transparan ama aşılmaz duvarların içinde sıkışıp kalmıştır. Teknolojinin damarlarına işlediği, elektriğin hayatın ritmi haline geldiği bir yüzyılda, bireyler giderek robotik makinelere dönüşmektedir. Endüstri çağı geride kalmış, sanayinin sağladığı fiziksel rahatlık yerini...

