zamanı kaça bölsem ...
Son Yazılar:
KEREM QOSARÎ: “DİLERİM ÇOK DİLLİ SAHAFÇILIK HEDEFİMİZE ULAŞIRIZ.”
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
“SOLO BOTTER: BURHAN UYGUR” SERGİSİ, CASA BOTTER’DE ZİYARETE AÇILDI!
Adorno’yu Yanlış mı Anladık? Eleştirel Teorinin Günümüze Etkisi
Yazar: Mehmet Özceylan
gördük (şiir)
yolu yitirdik, mevsimi kovduk, çok kışlar uzadı, atlar öldü, nenemin korkuttuğu ağaçlarla, çoğalacak yerler bulduk. rengimize baktı dünya, kirliydi, mum dikmiş, ayinlerde yalın ayak, masallardan geçen çocuklar gördük, kâğıttan gemiler yaparak denize açıldılar. kuşlardan düğmeler diktiler o günlere, dağların gidecek yeri yok gölgeli geldiler, sözü unuttuk, izi kaybettik, göğe baktık, kuyruksuz uçurtmaların tarifsiz yerlerini gördük....
kurşun dökülen (şiir)
sesinde çiçek kokuları, yatağı şaşan yıllar, saçlarında salıya karışmış rüzgârlar, yüzünde girdabı geçen sözden, denize bakan aşklardan ne kaldıysa. çeliği büktüğümüzdü, suyunu taşırdığımız, tütün basacak yaramız vardı, masallarımız, sesimde kâğıt kesikleri, acıları halkların, devrim düşlerinden ne kaldıysa. dağlara dayadığımız alnımız vardı, dişimde dünya izleri, içinde artan kızıl kıyamet, kurşun dökülen çocukluğumuzdan ne kaldıysa. _____...