Birinin gülüşü hoşunuza giderse onun iyi biri olduğundan tereddüt etmeyiniz » der Dostoyevski. « Damat Ferit’in » zamane genç kızlarının kalbini feth eden ve onun iyi biri olduğunu ele veren bir gülüşü vardı. Makinistin kestiği film parçalarını yazlık sinemanın arka duvarının dibinden toplayan çocuklardık biz. Birçoğumuz taşra dışındaki dünyayı, sinemada gördü ve onun filmleriyle tanıdı....
Son Yazılar:
KEREM QOSARÎ: “DİLERİM ÇOK DİLLİ SAHAFÇILIK HEDEFİMİZE ULAŞIRIZ.”
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
“SOLO BOTTER: BURHAN UYGUR” SERGİSİ, CASA BOTTER’DE ZİYARETE AÇILDI!
Adorno’yu Yanlış mı Anladık? Eleştirel Teorinin Günümüze Etkisi
Yazar: Josef Kılçıksız
Jorge Luis Borges: Arjantin edebiyat Panteonunun ölümsüz tanrısı
Borges Arjantin edebiyat panteonunun ölümsüz tanrılarından biriydi. Yaşadığı çağ, kelimenin tam anlamıyla, aile hafızası ile sınıf arasına, tarihi mitler ve kurgu arasına sıkışmış karakterleri biriktiren bir yüzyıldı. Bu karakterlerin kişiselleştirilmiş temsilleri Borges’in yapıtlarında başarıyla gerçekleşti. Yüzyılın entelektüel kuşağı, Hispanizm savunması etrafında safları sıklaştıra dursun, arka planda ideolojik ve kültürel cephelerin hizalandığı bir süreç yaşanıyordu. Borges,...
Vincent van Gogh’un hâlâ kanayan kulağı
Vincent van Gogh’un adı, bende bir efsane ve renk seli çağrıştırıyor. “Lanetli ressam”, kulağını, sanatçı meslektaşı Gauguin ve kardeşi Theo ile tartıştıktan sonra, bir delilik nöbeti sırasında kesti. Arles kentindeki Sarı Ev’de Fransız meslektaşı Paul Gauguin ile birkaç ay boyunca yaşadı. Gauguin ile yaşadığı çelişkilerin üstüne, yarım kalmış projelerin olumsuz yükü binmiş, bu durum, zaman...
İstanbul’da Kafka’ya rastlamak
Prag’ta yarı erimiş karla kaplı yollardan ağır ağır evine dönen adamın sessiz sessiz ağladığı, ancak son seferlerini yapan, gürültülü banliyö trenleri demir köprüden geçtikten sonra anlaşılabiliyordu. İfritleri ayaklanırdı böyle zamanlarda. Kimisi sonsuza uyumasını, kimisi de sabahlara kadar kendiyle boğuşup bitap düşmesini istiyordu. Karanlık duygular, dünyaya dair en habis şeylerin maskelerini takmışlardı yüzlerine. Bir türlü dünyanın...
Rainer Maria Rilke’de kendilik kaybı, yalnızlık ve ölüm korkusu
Cevabı değil soruyu yaşamayı ilke edinmiş olanlar için… Sınırın geri dönüşsüz olarak aşıldığı, bireysel özneyi ihlal eden, mutlak bir dünya ve zamandan kopuş fenomeni olarak ölüm, Rilke’de kentsel ve anonimdir. Rilke, ölüm temasını, büyüleyici bir şekilde, romanının anlatı sorunu ve parçalı karakteriyle nasıl ilişkilendireceğini çok iyi biliyordu. Kendisini iletişimsel bir dilin dışına yerleştirerek, yaşanmış hayata...
Eugene Delacroix’nın “Özgürlük” Tablosu: Bir başka analiz denemesi
Gerçekçi ve yenilikçi olan bu tablo, gerçekliğin kavramlar aracılığıyla kutsandığını görmeye alışkın eleştirmenler tarafından kıyasıya eleştirile geldi. Halk ayaklanmasının kral yaptığı Louis-Philippe rejimi bile tabloyu halktan uzun yıllar gizlemeye çalıştı. Çünkü, yarı çıplak öncü kadın figürünün muhafazakâr tarihsel kontekst içinde eril ezberleri bozan bir özelliği bulunuyordu. Özgürlük dürtüsünden çıkmış gibi görünen tablonun temel izleği Halk...
“Bozkırkurdu”: Karmaşık Bir Ruhun Biyografisi
Hesse de anlatım, kendi kendine okumanın farklı seviyelerinde, Matruşkayı andıran bir çokkatmanlılık içinde gerçekleşir. Hesse, karakterinin içine, onu giderek ele geçiren korku ve ıstırapları cömertçe boca ederken, kurt ile insan doğası arasında kurulması mümkün tüm analojilere kapı araladı. Hesse’nin hikayeleri, protagonistin çevresindeki toplumla ve egosuyla ilişkisini analiz eden bir monolog şeklinde ilerlerler. Ana konu dışında...
Abdulrazak Gurnah-Elveda Zanzibar: Sürgünün ve İmkânsız Aşkın Masalı
Tanzanyalı yazar Abdul Rezzak Gurnah, “Elveda Zanzibar” adlı romanıyla, birkaç gün önce, Nobel edebiyat ödülüne layık görüldü. 1948’de Zanzibar’da doğan Gurnah’ın gösterişli freskleri andıran yapıtları küçük Parisli yayınevlerinin özverili çalışmaları olmasaydı, belki de gün yüzüne çıkmayacaktı. Elveda Zanzibar da, doğru zamanda veya uygun bir siyasi iklimde yayınlanmamış olması yüzünden edebi önemi gözden kaçırılan bir yapıttı....
Johan Sibelius: ‘Sessizlik Senfonisi’nin olağanüstü bestecisi
Sibelius’un, Kullervo’ya dönüşecek bir “Fin” senfonik formu hayal etmeye karar vermesi, Bethoven’in dokuzuncu senfonisini dinledikten sonra somutluk kazandı. Efsanevi besteci, bu dinletiden sonra, Finlandiya’yı güneyden kuzeye derinden soluyan bir senfoni üzerinde çalışmaya karar verdi. Sibelius bu dinletinin etkisi altında, karısı Aino’ya: “Eminim, kadim ve otantik Fince şarkılarımızın keyfini çıkarmaya başlayacağımız zamanlar, çok uzak değil bir...
Virginia Woolf : Zamanın Bataklığında Androjen Bir Ophelia
Irmakları derin, cepleri taşlarla dolu kadınlar için… Sheakspeare’in Hamlet’inde anlatılan, umutsuz aşkın kadınıdır Ophelia. Hamlet’in bir çeşit delilik katalizörüdür. Virginia Woolf ile Ophelia arasında kurulması olası estetik analoji, hayatlarının dramatik sonlarına dair çağrışımdır. Çünkü, duygusal kırılganlığıyla Woolf’u çağrıştırır Ophelia. Hamlet’e âşık olup onun tarafından reddedilen Ophelia, babasının da ölümüyle birlikte intihar eder. Sudaki nilüferler arasında boğularak...