Fatih Balkış’ın Karaçam Ormanı’nda adlı son romanının oldukça ilgi gördüğü söylenebilir. Bu ilginin bir sebebi kurgusunun ve dilinin gücüyse, diğerinin aydın-iktidar ilişkisini (yeniden, doğrudan ve sözünü sakınmadan) konu edinmesi olduğu su götürmez. Parantezin içindeki “doğrudan” ve “sözünü sakınmadan” nitelemelerine güçlü bir itiraz geleceğini zannetmiyorum. Fakat konunun özgünlüğünün üzerindeki “yeniden” örtüsünü biraz aralamakta yarar var. Elbette aydınların belirli...
Son Yazılar:
AŞİYAN KEDİSİ (ÖYKÜ)
Dijital Bilgi Ekosisteminde Tek Sesliliğe Doğru
Kurşunlu Han’da Başak Çoraklı’dan Kader Motifi Sergisi
NİLGÜN MARMARA: ARKA PENCERE LAL RENGİ BİR GEZEGENE AÇILIR
GİTTİ, ÖLDÜRÜLDÜ; TROÇKİ
MoMAS/ANTALYA (Alanya) METAMODERN SANAT MERKEZİ
Şiir, Hayvanlar İçin Sesini Yükseltiyor: 160. Kilometre’den Yeni Seçki: Hayvanlara Şiirler
Martch Art Project Sergi: Yeni Başlayanlar İçin Acil Durum Kiti
BİSİKLET SEVİNCİ (ŞİİR)
Miles Davis ile Bir New York Gecesi
Sandıkta Kalan Sesler: Saadet Sorgunlu’nun Yeni Sergisi
çerez (şiir)
TENTEN’İN “FAŞİSTLİĞİ” VE SÖMÜRGECİLİĞİ
SEMANTİK KOLAJ
Sıkıntılı Bir Zaman (Şiir)
YUSUF’TUR ANNEMİN ELLERİ (ŞİİR)
Sinağrit Baba’dan İrfan Alış anısına yeni tekli: Kirpi
ELEKTRİK KESİNTİSİ (ŞİİR)
Fransız Yetimhanesi’nde Dünya Fotoğrafçılık Günü
Yazar: Arif Mutlu
Bir “Modern İncil” Denemesi: Güzel Ölümün Öyküsü
Önemli not: Yazı romana dair kimi sürprizleri açık etmektedir. Ayşegül Devecioğlu’nun “Atiye Abla’ya, onun yurtsuz ve yazısız halkına” ithaf ettiği ikinci kitabı Ağlayan Dağ, Susan Nehir Çingene kimliğinin peşine bir antropolog titizliğiyle düşüyordu. Ancak kurduğu bu epistemolojik özne-nesne hiyerarşisi üzerinden bir sözcülüğe soyunmuyor, hatta kitabın sonunda Çingene halkının kendi edebiyatçılarına sahip olduğu, dolayısıyla kendi sözünü...
Eleştirideki Tutukluğun Eleştirisindeki Tutukluk
“Entelektüel” sözcüğü, biraz da aynı anda hem “Batılı” hem de “sofistike” tınlaması sayesinde olsa gerek, gedikli bir kader mahkumunun tespihini maharetle şaklatması gibi dilimizde evirip çevirmeyi sevdiğimiz bir kavram (Buradaki “sevdiğimiz” yükleminin gizli öznesi olan “biz”, “entelektüel” olma, ya da en azından “entelektüel uğraşlarla haşır neşir olma” iddiasındaki kişilere denk düşüyor). Ancak şu sözünü ettiğimiz...