Neyi anımsıyorsun şimdi
Gökyüzüne çekiçle vurduğumda çıkan ses
Ne hatırlatıyor sana?
Sıkıntımı gürleyemedim ondandır
Bir çekiç daha?
Kekeleyen ellerimi nerden anlaman gerektiğini söylemeyeceğim
Bundan böyle
Hiçbir şey demeyeceğim sana.
Dünya iltihaplı bir yer
Bunu dudağının kenarında bırakıp
Bana söyleyemediklerinin yarasından anlıyorum
Yukarıdan ayartıp aşağıdan terk ettiğinden beri
Aşağı yukarı iyi bir insanım ben.
Yüzüne rastlamaktan korkuyorum
Çünkü ne zaman yüzüne rastlasam
Elimi kalbime götürüp
“Al bunu, harca ne varsa” derken buluyorum kendimi
Bu pantolon sende hep iyi duruyor
Bilinçaltını çıkar da öyle sevişelim sevişeceksek
Hadi dışarıda kahvaltı yapalım diyorsun
Garsondan, öpülmemiş ağız
Ve yumuşak bir göğüs istiyorsun
Bense taze sıkılmış kan
Susuyoruz bir süre
Haberler okuyorsun
Sonbaharı ağlamakla suçlarken
Sessizliğin canını sıkıyorsun
Bağışlanmış bir şeyin geri alınması nezaketsizlik mi diye düşünüyorum
Çünkü senden bağışladıklarımı geri almak istiyorum
Çekicimi geri ver bana!
Bunları hep içimden diyorum
Kafamdan bazen çekiç sesleri geliyor diyorsun
Gözlerine bakıyorum
Yerinde değiller
Fark edip karşı masadan alıp yerine takıyorsun gözlerini
Kısa kollu öpüşüyoruz
Seninle kış ayında
Üşüyecek vaktimiz de kalmadı nasılsa.
Kalkalım mı demeden önce:
Kalbini çocukların erişemeyeceği yere kaldır
Ve kimin olduğunu bilmediğimiz o öpücüğü gömleğinin içine koy lütfen.
Konuşmuyorsun
Ayrılıyoruz
Yine arayacaksın biliyorum
Çünkü büyüdükçe daha az bulunuyoruz.