şiir yazdık süs olsun
kapılara çıngıraklı tokmak
tedirgin havlamaya biraz etli mama
evin avlusuna bir kırmızı gül
korkuya kelepçelenen bakışlarıyla
her şair kendi duvarına işer
fiyakalı hörgüç geçen çölün kalbini
şiirle okuyarak açtılar haramilerin saltanatını
ve köpekler şadırvana su içmeye indiğinde
teneşire gölgelerini bırakırdı salasız ölüler
şiir sıkılgan toprağa susar
zamanın gergefinde nakışlanır
dağılan sessiz harfler
küf kokusu eşyanın belleğini yokluyor ten gıcırtısını
çocuk öldü
baba büyük bir ihtimal
anneye sadece keder kaldı
kibirle suyun akışını keseleyen tellal
gümüş tasla peştemal yorgunluğunu giderir
ve en temiz sözcükler böyle bulunur şiir için
ama şiir hala aynalar kadar toz tutar suskunluğu
şiiri geçtim evlerin gecikme yalnızlığıdır
bu dil tortusu
boşluğa asma köprüler yaptık
ve elleriyle gökyüzü daha karmaşık
bir guernica omuzlarına çöküp
bozkırı yalınayak yürümek upuzun
habire karanlığı topluyor adımlarım
sesin mızıka bildiği derin koyakların
bir kolaj hazır kıta tastamam tekmil
parola ilk cinayet resmi kayıtlara şiir yazan
şairlerin katli vaciptir hadi alkışla
kalk gidelim biz buradan
kefaretini şiirle ödesinler
melunlar
Bir Cevap Bırakın