I
Çok sayıda şiir kitabı yazan, San Fransisco şiir festivalinin kurucusu ve yine San Fransisco’da kafe kültürüne büyük katkı sağlayan, Bukowski’ye yakınlığıyla tanınan Neeli Cherkovski’nin şiir kitabı “Ormanın Ortasından – Odlarda: Konfüçyüs ve Ezra Pound” Sub Etiketiyle raflarda yerini aldı.
İçinde iki kitabın yer aldığı eser, Mayıs ayında okuyucuyla buluştu.
Cherkovski, bu kez bizi; yitirilmiş kutsallıktan ve başımıza inşa edilen şehirlerin kasvetinden kurtarıp, kendi içindeki dehşet verici büyülü bir ormana davet ederek, doğayla ilişkisini somut bir şekilde ifşa ediyor.
Ormanına adım attığımız andan itibaren, kelimelerin sadece saf sözcüklerden oluşmadığını, onların doğaya ait olmasıyla beraber, bahsetmiş olduğu tüm meseleleri, ağaçların kokusundan, yapraklarına kadar hepsini büyük bir ustalıkla okuyucuya hissettiriyor.
Sanatı doğadan koparmayıp “insan-toplum” veya “birey-toplum” kavramlarına takılmadan, doğanın bize sunduğu estetikle, kafasındaki manzaraları, duyuların tüm canlılığıyla fresh bir şiirle sunuyor. Siyasetten, aile kavramına, kişisel hesaplaşmalara kadar Cherkovski, tüm derdini naif bir ustalıkla okyanus serinliğinde zihnimize resmediyor adeta. Şair, dünyevi sorunlardan uzaklaşmadan kaygan bir zeminde değil, tam aksine doğanın en sağlam yeri, topraktan sesleniyor bizlere.
“Bugün bir tarla betona
döndü, bugün
ülke zengin ve güç sahibi
adamlara teslim edildi.”
Kuşkusuz Cherkovski, kendi cennetinden dışarıda var edilmeye çalışılan bir cehenneme seslenerek; betonun silah etkisinin altını çizmektedir. Zenginliğe ve güce tapan otoriterlere kendi ormanındaki tarlalardan tehlikenin sinyalini bilgelikle vermekle yetinmeyip kendi cehennemini nasıl bir cennete çevirdiğine de işaret etmektedir.
“Whitney Dağı’ndaki
duygusuz ardıç, oğlan
ve babası oğlan
ve ‘istenmeyen’
fakat ormandan yükselen
kelimelerin üzerindeki rüzgârın
telaşı kadar derin bir aşkı
kazanan iyi adam”
“Neeli Cherkovski Ormanın Ortasından’da neredeyse imkansızı başarmıştır: kutsal ve dünyevinin yanı sıra saf doğa ile somut ilişkinin özünü de harmanlamıştır. Esasen The Confucian Odes’tan esinlenen bu kitaptaki şiirler, Kenneth Rexroth’un çevirdiği Du Fu ve Marichiko’nun hoş cambazlıklarını akla getirmektedir. Cherkovski’nin kişisel tecrübelerden doğan “temel” şiirleri, kuzey Kaliforniya’nın bol ağaçlı kıyısı boyunca keskin okyanus ve çam iğneleri kokusu gibi duyuları ve manzaraları canlandırmaktadır. Burada, Cherkovski’nin becerikli ve şefkatli heykeltıraş ellerinde Doğu ile Batı, siyaset ile yabani bölgeler doğrudan ama nazikçe buluşmaktadır. Bu kitap, modern ironi ve bencil anlatının Amerikan edebi ruhuna hükmetmediğinin, Amerika’nın limanlarında ve ormanlarında gerçek şefkatin ölmediğinin ustaca bir kanıtıdır. Sub Press NC’nin tüm eserlerini dilimize kazandıracaktır.”
(Yayınevi Bülteninden)
II
İkinci kitap Odlarda: Konfüçyüs Ve Ezra Pound, alacakaranlığın kızıllığından, geceye doğru ilerlerken başlıyor. Yavaşça çöken ve sokaklarda gezen gecenin yanında getirdiği karanlıktan korkmadan kendi aydınlığından cesaret alarak siyahın yerini; doğa dünyası, iç huzur arayışı, toplumda nezaket ve düzen arzusuyla dolduruyor ve tam o sırada ay rahibini okşuyor.Şairin bahsetmiş olduğu Zen şiiri anlayışını kitabın ilk sayfalarında hissetmeye başlıyoruz.
Benliğin sessizce gözlenmesiyle zihnin düalist sınırlarının aşılmasına, her şeyin olduğu gibi, öylecilikle görülebileceği bir anlayışın kıyısında gezerken şair paradoksal dil oyunlarına girmeden uyumu n yaşama arayışının da olduğunu hissettiriyor.
Yargılara, kurgulara, zihnin filtrelerine takılmadan, benliğin ve diğer her şeyin aydınlanma sürecinden göz kırpıyor şair bize.
“hâla bir anlamı
olmalı, karanlık gece
ozanları, harabelerin arasında
yanık bayraklar, hatırlayıp
sonra vazgeçtiğimiz anlar,
pastoral şiir, aşk
şarkısı, doğum methiyeleri,
bahçemizdeki kuru yapraklar,
dört saksıda ihtiyar bambular,ikisi
verandada ikisi ise
avokado ağacının altında
ve ölünün
demirci ocağı orada,
iki otobanın
ve körfez’in birleştiği
yerde, uyarı ateşini yak
çünkü silip süpüreceği
gün gelmekte.”
Cherkovski, kişisel tecrübelerinden de ilham alan bu şiirleri kelimelerin toplamından çok daha fazlasına işaret ediyor.
“İlk başta bu küçük kitabın adını Konfüçyüs Odlarından koydum ama bu başlık beni istediğimden biraz daha fazla dizginledi. Okurlar bir çeviri yaptığımı düşünebilir fakat gerçekte çok güncel gelen uzak bir geçmişi tamamen kendi kelimelerimle ele aldım. “Eski Çin”in kaygıları, bugün Kaliforniya bölgesindekilerle benzerdi. Bu durum okuma ve tekrar okumada barizdi. Ormanın Ortasından, kitaba çam iğnelerinin o keskin kokusunu kattı ve Buda’nın Orta Yoluna bir ima getirdi. Sıradağlarda veya bol ağaçlı bir kıyı şeridi boyunca yaptığım yürüyüşlerin anısı kök saldı. Bu kısa odlar dinginlik aramakta ve doğanın ritimlerinden gelen düzenli bir yaşam çağrısında bulunmaktadır, bu da sıklıkla “düzensiz şair” geleneğine dahil edilen biri için pek de fena bir amaç değildir. Umarım ki bu çaba elden ele ya da ufak bir tekne gibi limandan limana gidecek kadar açık ve özdür.”
…
Neeli Cherkovski, Şubat 2011. San Francisco, CA
Neeli Cherkovski
Ormanın Ortasından Odlarda: Konfüçyüs ve Ezra Pound
Sub Yayınları