Haydar Karataş bir romanı, öyküyü nasıl kaleme alır? Nasıl başlar? Genelde ilk satıra başlarken ikinci cümlenin ne olacağını bilmem. Ama bildiğim bir şey var, bir gazete haberini okumuşumdur, ya da okuduğum bir kitap sayfasında beni huzursuz eden bir şeye denk gelmişimdir; bazen geçmişten bir acı gelip bulmuştur, işte böyle anlarda yazma fikrim oluşur. Beni huzursuz...
Son Yazılar:
KEREM QOSARÎ: “DİLERİM ÇOK DİLLİ SAHAFÇILIK HEDEFİMİZE ULAŞIRIZ.”
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
“SOLO BOTTER: BURHAN UYGUR” SERGİSİ, CASA BOTTER’DE ZİYARETE AÇILDI!
Adorno’yu Yanlış mı Anladık? Eleştirel Teorinin Günümüze Etkisi
Kategori: Röportaj
Cemal Süreya’da Bir Ada
Mod-Ada yeni bir atölye/galeri. Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı, sanatçı Reşat Başar tarafından açıldı. Cemal Süreya’nın yaşadığı evin hemen yanında yer alan Galeri, şu sıralarda küratörlüğünü Erkan Doğanay’ın yaptığı, ölümünün 28. Yılında Cemal Süreya anısına düzenlenen karma bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Serginin adı ‘Hayat Kısa Kuşlar Uçuyor’ adını taşıyor. Açılışında Orhan Alkaya tarafından...
Azat Yeman ile söyleşi
Kişiliği ve duruşuyla Gustav Courbet benim için her zaman ideal bir sanatçı olmuştur. Kimseye boyun eğmez bir savaşçıydı. Koca modernizmi ona borçluyuz. İmgeleriyle beni büyüleyen ise tabi ki Klimt. Bağımsız genç sanatçı Azat Yeman’ın “Cul-De-Sac” isimli sergisi Cihangir Art Project ve Art 212 ortak çalışması olarak Nişantası Art 2012’de 28.12.2017 – 10.01.2018 tarihleri arasında devam...
Pınar Derin Gencer: Kamusal alanda sahici izleyici ile karşılaşıyoruz.
– Istanbul Performance Art’ ın kurucusu ve kreatif direktörüsün. Türkiye’de performans sanatında ilk oluşumu kuran kişisin. Istanbul Performance Art ve Pınar Derin Gençer neler yapar? İstanbul ve Stockholm odaklı sanatçı, küratör ve tıp doktoruyum. Ağırlıklı olarak performans sanatı, görsel sanatlar, enstalasyon, yazı ve nesneler üzerine çalışıyorum. Sanat çalışmalarımda doğa, yaşam ve kentin fiziksel, psikolojik, tarihsel...
Sokak Sanatçıları Billboardları İşgal mi Etti?
“Çağdaş Sanat Açıkhavada” ve “Tutkulu Eller Açıkhavada” Başlıklı Projeler Üzerine İlk Karşılaşma Ankara’da, şehrin sakinliğinde seyreden, sıradan bir gün. Şehir hatları otobüsüyle Söğütözü tarafından Kızılay’a doğru gidiyorum. Kafamda gündelik telaşelere dair türlü düşünce… Bakışlarım otobüsün camından dışarıya yönelmiş durumda, ancak dışarıya dikkatlice bakmıyorum, ki zaten, baktığım yerde görüp görebileceğim, her gün rastladığım, gri devlet dairesi...
Evren Gül: İzlerden Toplananlar
Evren Gül, Derinlikler Sanat Merkezi’nde açtığı ‘İzler 2’ adlı sergisinde değişik süreçlerde yaptığı eserlerinden örnekleri sunuyor. Sanatçının yaşadığı anlar, anılar üzerinden bir okuma ile bir çeşit günce oluşturduğu eserleri, edebiyata olan ilgisinden, arkasında bıraktıklarından ve bir takım toplumsal olaylardan izler taşıyor. Çoğu farklı malzemelerin bir aradalığı ile gerçekleştirdiği çalışmaları 13 Ocak tarihine kadar izlenebilir. ‘İzler...
Serkan Çalışkan: Anxiety Zone
Serkan Çalışkan Balıkesir’de bulunan Blogspot’ta ‘Anxiety Zone’ adlı kişisel bir sergi açtı. Toplumsal kaygı ve karamsarlık hissini, kendi yaşamından da yola çıkarak gerçekleştiren sanatçı, eserlerini dışavurumsal bir yaklaşımla sunuyor. Anxiety Zone sergisi nasıl bir süreçte ortaya çıktı? Birkaç yıldır ne olduğunu tam anlamdıramadığımız ama kendimizi köşeye sıkışmış hissettiğimiz bir dönemden geçiyoruz. Üst üste patlayan...
Hüseyin Işık: Faşizme ve Hayata Cevaplar
“Drei tage vor Auschwitz” yani “Auschwitz`den üç gün önce” aslında bir yan ürün. İki sene önceki röportajımda bahsettigim Savaş Devam Ediyor ya da 369 hafta Viyana çalışmalarının yan ürünlerinden biri. Hüseyin Abi merhaba, son söyleşimizden bu yana iki sene geçti, bu süreç boyunca hayatında/ sanat hayatında neler olduğundan bizlere kısaca bahsedebilir misin? Vay be iki...
Onur Sakarya: Sait Faik’le Bilge Karasu arasındaki gerili bir ipteyiz!
Günümüz öykücülerini izliyorum. Fiyasko. Hâlâ Sait Faik’le Bilge Karasu arasında gerili bir ipte gidip geliyorlar. Özgün bir şey yok. Tekrardan ibaret bir yığın. Dönersek, ayrıca Aksi Dergi’de Delihane bölümü içerisinde tımarhane hikâyeleri yazıyorum. Şiirleriyle tanıyoruz biz Onur Sakarya’yı daha çok; benim sokak şiiri diye adlandırmayı sevdiğim şiirlerden onunkiler. Akışkan, açık ve tekinsiz… Eskilerin lotocusu, şimdilerde...
Ercan Dalkılıç: Eleştiri Öncelikle Seçkinciliğe Karşıdır!
Bu mesleğin duayeni Roger Ebert çok sert bir eleştirmendi, kendi üslubu içinde yerden yere vurabiliyordu yönetmenleri. Maalesef bizde o işler pek öyle yürümüyor. Sinema yazarı Ercan Dalkılıç’la sinema yazarlığı üzerine konuştuk. Sinema eleştirmenliğinin nasıl yapılması gerektiğine ve kimlerin sinema yazarlığı verme yetkisine sahip olacağı gibi bazı gülünç ama bir o denli de ciddi tartışmalara değindik....