sessizlik örter taş bedenleri kül, zamanı gecenin taş kalbi bir unutuş çatlağına kör rüzgâr suskun gövdeye hafızanın külleri ışığa doğru savrulur gölgeleriyle konuşan ses boş odalarda ve sessizliğin ortasında yalnızlığın beden çığlıkları karanlığın derinliğine zamanın dilin sustuğu fısıldar geceye bir an bir çırpıda ve kül ışığa doğru sonsuz bir sessizliğe kayıp şehir için pompei
Son Yazılar:
Predator: Vahşi Topraklar
Aklın ve Tutkunun Kıvılcımı: Nikola Tesla
PAOLO-VİTTORİO TAVİANİ KARDEŞLERDEN BİR “KAOS” ANLATISI
Franco: İspanya’da Hafıza Savaşının Elli Yılı
Bedia Ekiz: Yüzey ve Leke’nin Diyaloğu
Ayşen Savcı’dan “Mısralar” Atölye Sergisi
Tozan Alkan Seçiciliğinde #eklitera Kasım Şiirleri
HB Art Gallery’den Yeni Sergi: Süleyman Saim Tekcan-Zamanı Dizginlemek
Düzyazı Şiire Şeytan
Hasan Sarıtaş Galeri’den Yeni Sergi: “Çok Uzak, Fazla Yakın”
KADIN OLMAYI KUTLAYAN TEK FESTİVAL “FEMİNİSTANBUL” 8 YAŞINDA
Köylüler (Şiir)
sefih bir yaşam (şiir)
Dönüş (Öykü)
ÇELDİREN AĞAÇ (ŞİİR)
YOLCU (ŞİİR)
“İBİD. ŞİİR” DERGİSİNİN 10. SAYISI VEVEYA.NET’TE
Zihinden Sağ Çıkma Denemesi (Şiir)
Yaz Tarlaları (Şiir)
Yazar: Yunus Karakoyun
çerez (şiir)
ben, ne biliyorum: bir parça et, dil kemiği bakış ışıltısında eriyor, sözcüklerin telaşı çocukluğum uzayan yaza doğru ne eksik kim bunlar davetsizlik misafirliği çok ağır sofrasına bağdaş kurulmuş en son eşkıya annem evde değil, avluya çıkıyor ölümle yaşam belirtisi gibi yeniden başlıyorum kuşlar ailesine ilk vize çıkış hasar raporu gökyüzünün nasıl bir şey öğreniyor, kumru...
boş vestiyer (şiir)
bu yapraklar hışırtısı karanlık bir gecenin iç geçiriyorum pencerelere doğru koşmaya kırmızı renkte olan her şeyi reddediyorum zorluyor kendini kafeste tutuklu mutluluk kuşları ağaçlar uyumuş toprak rahat ediyor biraz ne de olsa kök damarları suyu çekmiyor artık evin içinde dış kapının hemen yanında bir vestiyer kimse yok boş duruyor şimdilik saat on ikiye kadar radyo...
süs köpekleri (şiir)
şiir yazdık süs olsun kapılara çıngıraklı tokmak tedirgin havlamaya biraz etli mama evin avlusuna bir kırmızı gül korkuya kelepçelenen bakışlarıyla her şair kendi duvarına işer fiyakalı hörgüç geçen çölün kalbini şiirle okuyarak açtılar haramilerin saltanatını ve köpekler şadırvana su içmeye indiğinde teneşire gölgelerini bırakırdı salasız ölüler şiir sıkılgan toprağa susar zamanın gergefinde nakışlanır dağılan sessiz...



