Homeros’un Odysseia destanının göçebe kahramanı Odysseus İthaka’daki evinden uzakta olduğu yıllar boyunca zorlu maceralara atılmış, her macerası eve dönüş yolculuğunu daha da ertelemiştir. Yolunu dolambaçlaştıran onca şeyden ve onca zamandan sonra İthaka’ya hırpani bir halde geri döndüğünde başlangıçta onu hiçbir yakını tanıyamaz, Odysseus o kadar değişmiştir ki. Zorlu, çetrefilli yolculuğunu başarıyla tamamlamıştır fakat İthaka’daki kimliğini...
Son Yazılar:
Bir Fethiye Sözlüğü: Dilce, Köyce, Anıca
NÂZIM HİKMET NEW YORK’TA (OYUN)
Ravel 150: Üç Usta Piyanistten Türkiye Turnesi
GIORGIONE – LA TEMPESTA (FIRTINA) ÜZERİNE BİR İNCELEME
Hasan Sarıtaş Gallery’de Yeni Sergi: Harun Acı-Bakmak & Görmek
AGORA (ŞİİR)
HALFETİ’DE BİR SERGİ: KOKUYU TAŞIMAK
VANESSA REDGRAVE: “ÇOK DAHA İYİ OLACAK!”
Zafer Malkoç Solo Sergisi Artweeks Istanbul’da
Sosyolojik Bir Okuma Bağlamında Kişi İsimleri
Sessizlik (Şiir)
Sivil İtaatsizlik Bilinci Üzerine
Temür Köran’dan Sezgiler ve İzler Sergisi
Edebiyat Tarihinin Bilinmeyen Sayfası: Baudelaire’in Hugo Nefreti
VEYAHUT YİNE DE (ŞİİR)
Sanatçı Olmanın Gündelik Yaşamdaki Hissiyatı Üzerine
Bağımsız bir sanatçı kolektifi olarak kurulan Istanbul Painters Club (IPC), ilk sergisiyle Paris’te
HAPİSE ATILAN İLK BELGESEL FİLMCİ: LEO SELTZER
ESTETİKTE HEGELCİ YAKLAŞIMLAR
Yazar: Onur Civelek
Güvencesiz Aylağın Kentte Sürüklenişi: “JIAO YOU”
Kent mekânının tarihsel uzamını belirleyen koşullar sermayenin akış sürecinden müstakil değil, bilakis sermayenin devir hızının gerektirdiği ihtiyaçlar doğrultusunda yürürlüğe girerler. Sermayenin soyut uzamının ihtiyaçları doğrultusunda mekânın değişmesi ve dönüşmesi, kent mekânının kendine özgülüğünü ortaya koyan ve diğer mekân mefhumlarından farklılaştıran unsurdur. Kapitalist birikim için elverişli olan bir yer, söz konusu uzamın ihtiyaçları doğrultusunda muhtelif engelleri...
OLAĞANÜSTÜ HÂLİN AGORAFOBİK MEKÂNI: ARRIVAL
Denis Villeneuve’nin Sicario (2015)’dan sonra, Blade Runner 2049’dan (2017) ise hemen önce çektiği Arrival/Geliş (2016) filminin kerteriz noktası, Sicario’da olduğu gibi bir “akıbet” durumudur. Anlatının merkezinde, dünyanın çeşitli bölgelerine inen uzay gemilerinin gündelik hayatın toplumsal ritmini felce uğratarak meydana getirdiği krizi çözümlemeye çalışan bir dilbilimci vardır. Uzay gemilerinin mugayir geometrilerinin ve derin sessizliklerinin yarattığı tekinsizliği...