Aysun Öner: Fulya Çetin’in “Gündüz Rüyaları” ve İlhan Sayın’ın “Geyikli Gece” isimli sergileri Yapı Kredi Kültür Sanat’ta “Bir Arada” başlığı altında buluştu ve bizleri de bu röportajda buluşturdu. Öncelikle hoş geldiniz. Bu ikili buluşmalar da sanat dünyasına hoş geldi diyelim. Bu buluşmalar ilk bu sergide başlamadı tabii… Peki nasıl doğdu bu ikili sergiler fikri? Didem...
Son Yazılar:
“Gündüz Rüyaları”ndan “Geyikli Gece”ye
AHMET GÜNEŞTEKİN’E URLA’DA MÜZE KIYAĞI MI VAR?
#eklitera Temmuz Şiir Seçkisi
John Ruskin: Modern Düşünce ve Yaşama Etkisi -II
HOLLYWOOD KAÇAĞI; JOHN BERRY ve KAYSERİLİ MUHBİR ELIA KAZAN
Fikret Mualla’nın 58. Ölüm Yıldönümünde Anlamlı Buluşma
YAPRAK SÖKÜĞÜ (ŞİİR)
ÜÇ KISA ÖYKÜ
‘üst’ün olmaya dair içsel çelişkiler
MOLACUNDA’DA “SANATLA MOLA 3”
Şahsi Bayramlar ve Bazı Sıradan Anlar (Şiir)
Doğunun Rodin’i: Ali Ghahari Kermani
METAMODERN ESTETİK
Odalık (Şiir)
YENİ SUPERMAN FİLMİ FİLİSTİN YANLISI MI?
“Chi Art Gallery Summer Selection: One”
HİKÂYE (ŞİİR)
Viraneler de Ağlar (Şiir)
Bedreddin’den Gezi’ye- Anadolu’da Halkçı Kültürün Şafağı ve Tasfiye Girişimi (1)
Yazar: Aysun Öner
Androjen Bir Model: Ferhat Şirin
‘Androjen model ve gazeteci’ biçiminde, toplumsal cinsiyet kimliğiniz vurgulanarak anılmak sizi nasıl hissettiriyor? Fena da olmuyor aslında, çünkü insanlar bugün, travesti ve transseksüel ayrımını dahi yapamıyor. Bir gün yolda bir hanım bana ‘Huysuz Virjin röportajınızı çok beğendim, o kadını çok seviyorum’ dedi. ‘Seyfi Bey’den mi bahsediyorsunuz? O kadın değil, erkek’ dedim ve ‘Ne iş yapıyorsunuz?’...
AKIŞKAN GÖZETİMİN AHLAKSIZLAŞMASI
AKIŞKAN GÖZETİMİN AHLAKSIZLAŞMASI Sokakta, bir market yahut işyerinde, CCTV1 kameraları gördüğümde, George Orwell’in aynı adlı kitabından uyarlanan “1984” adlı filmde toplumu sürekli izleyen ve ara ara ortaya çıkıp kendini gösteren “Büyük Birader” metaforu zihnimde canlanır ve bir an ‘Büyük Birader bizi burada da gözetliyor’ diye düşünürüm. CCTV teknolojisi ile kendini kısmen görünür kılan gözetim, toplumsal...
CANSU BOĞUŞLU ile “UZAKLAR” ADLI SERGİSİ ve KADIN GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ OLMAK ÜZERİNE
Cansu Boğuşlu Türkiye’nin sayılı kadın görüntü yönetmenlerinden biri. On beş yaşında radyo programı yapıyor, program sonrası eve geç saatte gelmesinden endişe duyan ailesinin fikirlerini yaptığı programdaki başarısı ile değiştiriyor. Üniversiteyi bırakıp, ailesinin okul için verdiği parayla fotoğraf makinası alıyor, ünlü sanatçıların albüm kapak fotoğraflarını çekiyor, sonra, Kieslowski’nin filmleri ile tanışıyor, Wai’nin Aşk Zamanı filmini izliyor,...