Kim Bilir Neler Yaşanıyor Şu Işığın Ardında Dediğiniz Pencerelerden Biri Çamlıca’da
“Sanki
Ayrı şehirlerde oturuyoruz,
Şuradan şurası.”
Diyordu,
“Ne zaman
Geleceksin?”
Eve gitmeden önce;
Sürekli uğradığı,
Ev yemekleri yapan
Bir lokantaya girdik.
Biraz yoğurtlu patlıcan ezmesi,
Biraz atom,
Biraz börülce salatası,
Biraz kabak tatlısı aldık;
Kışın ortasıydı.
Kabak tatlısını
Hiç sevmem;
Haşlanmış patates gibidir,
Ne yağı vardır
Ne suyu.
Dolma sarmıştı.
Benim için ayırdığı
Biraz pastırmadan sonra
Sucuk da attı tavaya.
Patatesler de kızarınca
Tamamdı.
Mutfakla
İç içe olan salonda,
Pencerenin kenarında
Dört kişilik bir masa vardı.
Sırtımı duvara
Verecek şekilde oturdum ben,
Ortama hâkim
Olmayı severim.
Üzerini değiştirip
Karşıma oturduğunda,
“Hoş geldin tekrar.”
Dedi;
“Rahat mısın?
Bana gelen arkadaşlarım
Kendilerini hep
Evlerinde hissederler.”
Rahattım,
Ama akşam
Dönmeyi planlıyordum.
Dışarıda kalmam,
Ne olursa olsun
Dönerim eve.
Tabaklar,
Kadehler tazelendi.
Çok geçmeden
Çay istedim ben.
Kahveler de geldi,
Lambader
Yandı.
Üzerindekileri bir kez daha yeniledi.
Kafasında defalarca canlandırmıştı günü;
Kendine yakıştırdığı
Her hâlini gösterebileceği
Sahneler için,
Giyecekleri
Askılarda sıralarını bekliyordu.
Estetik için
Yaptırmadığını iddia ettiği
Düzeltilmiş bir burnu;
Sarı,
Dümdüz saçları vardı.
“Nereye gitsem
Bakarlar bana,
Kaçırma bence beni.”
Dedi.
Kendini beğenmiş
Biri değildi.
Tercih edilmemiş,
Uzun bir yalnızlıktan sonra;
Yitirilmiş zamanın telafisinde
Gelecekten bir saniye
Daha harcamamak için,
Sözü konuya getiriyordu
Sadece.
Perdeye uzanıp
Sokak lambasının altına
Bakıyordum arada
Kar ya da yağmur başlamış mı diye.
Saate de baktım,
Dönmek için uygun zamandı.
“Ben kalkayım.”
Dedim.
“Daha kabak yemedin.”
“Onları senin için aldım.”
“Ben tatlı yemem ki.
Dur bekle,
Erken daha.”
Mutfağın karşı duvarına
Yaslanan
İkili koltuğun ucunda
Oturuyordum.
Elinde bardaklarla geldi.
Şişenin rengi değişmiş;
Kumaşın,
Lambaderin zayıf ışığını
Yansıtma direnci
Azalmıştı.
Geriye yaslandım,
Birbirinin üstünde
Sehpaya attım
Ayaklarımı
Ve
“Şu kabağı
Uzatır
Mısın?”
Dedim.
Ziyan etmeye
Kıyacak kadar
Acelem
De yoktu.
Resim: Fethi Arda
_____
NOT
“ELEŞTİREL KÜLTÜR (EK Dergi) sitesinin edebiyat editörü Erkan Karakiraz’ın seçtiği eserler, sitenin edebiyat bölümü Litera’da yayımlanıyor. Matbu ya da dijital herhangi bir ortamda yayımlanmamış öykü ve şiirlerinizi, literaoykusiir@gmail.com e-posta adresine gönderebilirsiniz.”