Geçen hafta vizyona giren yerli yapım Gündüz Apollon Gece Athena dünya prömiyerini yaptığı geçen yılki Tokyo Uluslararası Film Festivali’nin Asya’nın Geleceği başlıklı yan dalında En İyi Film seçilmişti. Tokyo’daki jürinin kompozisyona, gerekçesine vakıf değiliz ama konusu hayaletler etrafında dönen bir film olan Gündüz Apollon Gece Athena’nın köklü bir hayalet filmleri geleneği olan Japonya’da sinemaseverlerin ilgisine ve beğenisine mazhar olması şaşırtıcı değil.
Japon sinemasında hayalet filmlerinin revaçta olmasının sebepleri arasında Japon kültüründe hayalet anlatılarının zaten revaçta olması, gerek Japon folklorunda gerekse folklordan beslenen yazılı edebiyatta hayalet öykülerinin belirgin bir tür konumunda bulunması da sayılır. Nitekim bu öyküler geleneksel Japon tiyatrosunun da temel malzemlerinden biriydi ve sinemadan önce sahne sanatları üzerinden de görsel-işitsel mecraya uyarlanagelmişlerdi. Her ne kadar Japon hayalet filmleri Ringu (1998) ile başladığı kabul edilen modern Japon korku sinemasında furya halini alacak olsalar da klasik dönemde de Kwaidan (1964) gibi başyapıtlar üretilmişti; Kwaidan 20. yüzyılın başlarında yayınlanmış bir Japon korku öyküleri derlemesinin uyarlamasıydı, Ringu ve ardından gelen Japon korku filmlerinin konuları ise çağımızda geçer. Klasik ve modern örnekler arasındaki süreklilik ise ölen bir kişinin hayalete dönüşerek canlılara musallat olmasının bağlamına ilişkin: Şayet ölüm cinayet, intihar gibi şiddetli bir eylem ile gerçekleşmişse ve/veya ölen kişi haset, kıskançlık, öfke ya da benzer duygular içindeyken öldüyse ve/veya ölü bedeni düzgün bir törenle toprağa verilmediyse (örneğin kör bir kuyunun dibinde çürümekteyse) hayalet olarak musallat olma durumu gündeme geliyor ve sözkonusu ruhun huzur bulması için bu bağlamla bağlantılı birşeylerin telafi edilmesi, yerine getirilmesi gerekiyor. İşte Gündüz Apollon Gece Athena bir korku filmi olmasa da hayalet motifli bir film olarak bu izleği incelikli biçimde işleyen bir yerli film.
Gündüz Apollon Gece Athena senarist-yönetmen-yapımcı Emine Yıldırım’ın yönetmen olarak ilk uzun metraj çalışması; ancak Yıldırım’ı daha önce senaryosunu yazdığı ve yapımcıları arasında yer aldığı Kusursuzlar’dan (2013) anımsıyor ve ayrıca yönettiği bir dizi kısa filmden tanıyoruz. Yıldırım’ın kısa metraj Kadıköy’ün En İyi Falcısı (2023) ile kısmen benzerlik taşıyan bu yeni filmi öte dünyaya göçmeyip yeryüzünde ikamet etmeyi sürdüren hayaletleri görebilme ve onlarla karşılıklı iletişim içinde bulunma yeteneğine sahip Defne adında genç bir kadının hiç tanımadığı, kendisini bebekken terketmiş annesinin hayaletini başka hayaletlerden yardım isteyerek Side’de aramasını konu alıyor. Ezgi Çelik’in başrolde olduğu filmde emektar oyuncular Deniz Türkali ve Lale Mansur da yan rollerde yer alıyorlar (*). İki saate yakın süren Gündüz Apollon Gece Athena’nın ilk yarısı biraz sarkıyor, bazı oyunculuk performanslarının ve/veya oyunculuk yönetiminin yer yer çiğ kalması ya da öylesi performansların tercih edilmiş olması filmin dört dörtlük olmasının önüne set çekiyor. Bu arada örneğin konuşma engelli hayaletin dans performansları anlatıya birşey katmadığı gibi filmi o anlarda gereksiz yere kitschleştiriyor.
Gündüz Apollon Gece Athena özellikle ikinci yarıda anlatıda taşlar yerine oturduktan, filmin meramı belli olduktan sonra tabir yerindeyse izleyiciyi ‘sarıp sarmalayan’ bir hal alıyor. Defne’nin karşısına çıkan hayaletlerin de yukarıda andığımız hayalet anlatıları izleğiyle paralel biçimde bu dünyada mahsur kalmaktan kurtulup öte dünyaya geçebilmeleri için yapılması gerekenlere dair yan hikayeler, Selen Uçer’in canlandırdığı hayaletin fiilen terketmek zorunda kalmış olduğu kızının bakımını uzaktan destekle temin etmiş olduğunu ona Defne aracılığıyla aktarması gibi teker teker çözüldükçe, geriye tek bir hikaye, meselesi çözülmemiş bir hayalet kalıyor ki bu hayaletin kendi sorunun bireysel çözümüne yanaşmaması ve böylece bazı sorunların esaslı çözümünün bireysel değil ancak daha makro düzeyde olması gerektiğinin imlenmesi filmin sağlam bir yerde konumlandığını sergiliyor.
(*) Öte yandan yerli yapım distopya filmi Kaygı’nın (2017) senarist-yönetmeni Ceylan Özgün Özçelik de Cumartesi Anneleri hakkında konuşan haber spikeri olarak Gündüz Apollon Gece Athena’da sesi ile yer alıyor; bu arada Gündüz Apollon Gece Athena’nın gözlük camına yansıyan bilgisayar ekranı görüntüsü içeren bir karesinin de Kaygı’nın alternatif bir afişine gönderme niteliği taşıyor olabileceğini düşünüyorum.
Bir Cevap Bırakın