Ortaköy sokaklarında, bir günbatımı zamanında kendi kendime kaybolmuşken, bisikletiyle karşıma çıkan heykeltıraş ve ressam Genco Gülan’la tesadüfen karşılaşıyorum. Yıllar önce Ortaköy çarşısında yer alan “Sol Klik” adlı iki boyutlu heykelinin tam üzerinde durduğumu fark edip ilgim artıyor. Genco Gülan, bu çalışmasını gösteriyor ve böylece Beşiktaş’ın yedi farklı noktasına yerleştirdiği kamusal sanat —uluslararası bağlamda street art— örneği olan bu iki boyutlu heykellerin öyküsüne dair samimi bir sohbete başlıyoruz.
Dünyanın en ünlü street art sanatçısı Banksy sanat gündemini sık sık meşgul ederken, ülkemizde de Genco Gülan gibi sanatçılar özgün işleriyle dikkat çekiyor. Özellikle “Huzursuz Poseidon” adlı yüzen heykeli, Yunan mitolojisi ve deniz tanrısı figürlerine gönderme yaparak antik ile çağdaşı bir araya getiriyor. Sanatçının hem su üstü hem de su altı işlerinde doğa ile teknoloji arasında şiirsel bağlar kurduğunu biliyoruz.
“Sol Klik” ise klasik anlamda bir heykel olmaktan çok, zemine sabitlenmiş iki boyutlu bir figür. İsmiyle bilgisayar faresiyle yapılan “sol tıklama”yı çağrıştırıyor. Ancak bu çağrışım, yerleştirmenin dijital bir unsur içermemesi nedeniyle bilinçli bir ironi taşır. Bu, kavramsal sanatın sıkça kullandığı bir stratejidir: Başlık ile görsel arasındaki çatışma, birlikte yeni anlam katmanları yaratır. “Klik” burada yalnızca bir tıklama değil; belki bir jest, yönelme, karar ya da bir adımdır. Genco Gülan, izleyiciye “tıkla” demez; onun zaten çoktan tıkladığını —çalışmanın üzerinden geçerek— ima eder.
Sanatçı, özellikle uzun yıllar zaman geçirdiği ve bağ kurduğu Ortaköy’ün sahilinde ve çarşı içindeki Eski Bahçe Sokak’ta iki boyutlu heykel yerleştirmeleri gerçekleştirmiş. Ayrıca Levent çarşısı meydanının İş Bankası’na yakın köşesinde ve Abbasağa parkının üst girişinde bulunan eserler hâlâ varlıklarını koruyarak kamusal sanatın sokaktaki görünürlüğünü ve kalıcılığını temsil ediyor. Ancak diğer çalışmaları maalesef zamanla ve çeşitli dış etkenler nedeniyle yok olmuş durumda. Mesela Bebek’te Bebek Kahvesi önündeki, Arnavutköy’deki kilisenin arkasındaki ve Beşiktaş Barbaros Bulvarı’ndan çarşıya girişteki Sol Klik yerleştirmeleri artık mevcut değil.
Genco Gülan bu eserlerle ilgili şöyle diyor:
“Benim için sanatta sürpriz çok önemli. Bu yüzden kamusal sanatı çok önemsiyorum. Fakat Türkiye’de kamusal alan çok vahşi. Sanat yapıtları sürekli bir kültürel erozyona maruz kalıyor. Örneğin, 2017 yılında Beşiktaş Belediyesi’nin davetiyle yaptığım mermer ‘Sol Klik’ adlı yedi parçalık seriden bugün yalnızca iki tanesi sağlam kalabildi. Kamusal sanat, bir toplumun medeniyetle olan ilişkisini gösterir. Bu durumun değişmesi çok kolay değil; her hastalığın bir tedavisi olmayabilir…”
Evet, yanlış okumadınız: sadece sekiz yıl içinde yedi eserden yalnızca iki tanesi ayakta kalabilmiş ama iki tanesini de geçtiğimiz sene Beşiktaş belediyesi tarafından yeniden restore edilmiş. Diğerleri ise —sanatçının ifadesiyle— “erozyona uğramış.” Sokak sanatı üreten sanatçılar için bu, en büyük handikaplardan biri: Şehrin sakinlerinin ve yöneticilerinin hem klasik hem de çağdaş kültür üretimlerine gereken şefkat ve dikkati göstermemesi. Bu durum, Türkiye’de kamusal sanatın korunması ve sahiplenilmesi konusunda ciddi sorunlar yaşandığını ortaya koyuyor. Sanat eserlerinin sadece fiziksel varlığı değil, onları koruyan toplum bilinci ve kurumsal destek de sanatsal mirasın devamlılığı için hayati öneme sahip.
Genco Gülan’ın bu çalışmaları, yalnızca sanatsal üretim değil, aynı zamanda bu koruma ve sahiplenme meselesine de dikkat çeken bir çağrı niteliği taşıyor. Bu nedenle, kaybolan Sol Klik eserlerinin Beşiktaş Belediyesi’nin desteğiyle yeniden hayata geçirilmesi, kamusal sanatın sürekliliği ve şehrin kültürel dokusunun korunması açısından büyük önem taşıyor. Böylece, sanat sadece sokaklarda değil, halkın belleğinde de kalıcı olabilir.
Ayrıca Genco Gülan, İstanbul’un Adalar başta olmak üzere diğer ilçelerinde de benzer sokak sanat eserleri üretmeyi arzuladığını ifade ediyor. Bu tür kamusal sanat projeleri, yalnızca sanatın daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamakla kalmaz; aynı zamanda kentin kültürel belleğini besler, gündelik yaşamın içine estetik ve düşünsel bir soluk kazandırır.
Bu noktada, yerel yöneticilere de önemli bir rol düşüyor. Sanatçılara alan açan, eserlerin korunmasını sağlayan ve kamusal sanatın sürdürülebilirliğini destekleyen bir yaklaşım, hem toplumsal hem kültürel gelişimin temel taşlarından biridir. Beşiktaş’taki Sol Klik örneği, sadece bir sanat eseri değil; kamusal alana yerleşmiş bir düşünce biçimi, çağdaş bir hafızadır. Bu hafızanın silinmesine izin vermemek, hepimizin ortak sorumluluğudur.
Bir Cevap Bırakın