Denizkızı çağırdı mı, gitmemek hiç olmaz! Sonra gücenir ve kalbi bir kırılır ki, denizkızı bunu asla unutmaz. Bazıları da çok kindardır, intikam ateşiyle tutuşup tavada istavrit gibi çıtır çıtır kavrularak, denizin serin sularında yanar. O yüzden, elde edemedikleri gemicilerin teknelerini batırana kadar dümen suyundan ayrılmazlar… Denizkızının çağrısını ancak deli divane olmuş denizciler duyar; salt onlar...
Son Yazılar:
ÇİRKİN ADAM (ŞİİR)
Mizahın ve Paradoksun Peşinde: Daniele Sigalot’un ‘Ve Şimdi Tamamen Farklı Bir Şey’ Sergisi
YIRTICI ARYALAR (ŞİİR)
Kargaşa / Pêle-Mêle / Disorder Yasemin Şenel Solo Sergisi
dışarısı (şiir)
HAZAN DER Kİ; BIRAK YAĞSIN (ŞİİR)
“Yaşanmamış Tarihe Notlar: Habip Aydoğdu ile Belleğin Kıyılarında” Sergisi CerModern’de Açılıyor
THEODOR WİESENGRUND ADORNO: AYDINLANMA VE KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ
TRAJEDİNİN SUSKUNLUĞU: ANLATININ -GÜCÜNÜ KAYBEDEN- İFADESİZLİĞİ
GÖKTE ULUYAN BEDEN (ŞİİR)
ÇEVİRİ VE ÇEVİRMENLİK ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Körlük ve Direniş: Seda Boy’un ‘Breeding in Darkness’ Sergisi
Uykusuz Yüzyıllar (Şiir)
Dilek Özalp’ın resimlerinde sembolik formlar
sütliman (şiir)
Dervişler (Şiir)
212 PHOTOGRAPHY ISTANBUL ULUSLARARASI FOTOĞRAF YARIŞMASI’NIN BAŞVURU TARİHİ 14 EYLÜL’E KADAR UZATILDI!
9. Akdeniz Estetik Kongresi Türkiye’de
Hafızanın Sohbetinde: Bellek İstanbul’un İlk Buluşması
Yazar: Mahmut Şenol
İzlanda’dan Bir Kız Gelir Bizlere…
Denizle şaka olmaz! Şakalaşmak için iskeleden uzak durup başka birini aramaya heveslisine, işte bu yüzden, kara iklimine düşkün adam denir. Denizle al takke ver külâh yapmayı sevmeyenler için suyun dibi kumlu bir çukurdur. Onlara bakılırsa sam yelinden uzak durulmalı, lodosta soba yakılmamalı, denizden her çıkan yenmemeli, nihayetinde derya koca bir ummân olduğuna göre herhalde kirlenmeyeceğinden...
David Hume: “Müntehirin Cenaze Namazı¨ meselesi
Öyleyse hayatından bir sebeple bıkmış, acı ve sefaletini sürdürmek gücü kalmamış, o kadar ki ¨ölüm korkusunu cesaretle yenmiş, bu acımasız dekordan firar eden o adamı¨ suçlamak haksızlıktır. O evrenin ulu düzenini bozmuyor, belki de buna yardımcı dahi oluyordur. İntiharın insana ait en karmaşık ruh hâli olduğu apaçıktır. Kim bilir müntehirin gönlünde ne fırtınalar kopmuştur, hangi...
Burjuva Kamusu Salonlarda Başlar
Ortaçağın ve Barok dönemin şölenleri, kamusallıktan ciddi anlamda uzaktır. Halk-avam tabakası dışarıda tutulur, onlar kendi aralarında eşek şakaları yapar, asiller enfiye çekip onları uzaktan seyreder. J.Habermas‘dan okursak, zamanla, ¨Turnuvalar, dans ve tiyatro kamusal alanlardan parklara, caddelerden sarayların salonlarına çekilir.¨ Henüz monarkla ve asilzadeyle yüzleşmemiş burjuva ise eğlencesini, sosyal davetlerle kendi evinde yapar. Halk ve monark...