Türkiye’de ve Dünya’da liberal-faşist felaket kör gözleri bile uyaracak şekilde bütün hışmıyla ve geri dönüşü olmamacasına düşünce ve siyasi hayatın gündemine çöreklenince muhalif cephede en keskin görünen kılıçlar çekilmeye başlandı. İkinci Dünya Savaşının sonundan beri dillerden düşmeyen “koruyucu Devlet-Ana” ve/veya “barış içinde geçiş”, “zıtların birliği” türküleri yerini, uzlaşmaz çelişkilerin “ya hep-ya hiç” ile tempo tutulan...
Son Yazılar:
SİNEMADA “APTAL SARIŞIN” İMGESİ
Yeni Kitap: Ölümünün 71. yılında Sait Faik’e Yeni Bir Bakış
Şule Gürbüz: Zamanın İçine Gömülü Ruh
Nasıl Faşist Olunur?
AŞK ÜZERİNE ÇİZGİ DIŞI BİR TEZ
SANATSAL YARATICILIK VE DUYGUDURUM BOZUKLUĞU
20. Uluslarlarası İşçi Filmleri Festivali başlıyor
KÖYÜN KALBİNDEN YÜKSELEN BİR UYGARLIK HAYALİ
SELMAN NACAR’IN TEREDDÜT ÇİZGİSİ ÜZERİNE
G-art Galeri’den Bir Sergi: Herkes Biliyor…
Nihat Özdal’ın Sözcüklerin Kokusu Sergisi Üsküp’te
DEPREM
MODERNİZM ÜZERİNE BİR DENEME
TARİHİN İLK PSİKOLOGU: MEVLANA
Foto muhabiri Ali Öz’den bale ve dans fotoğrafları sergisi
Titanik Harriet Quimby’nin Rekorunu da Batırdı
YENİDEN BAŞLAYAN AVANGARD: KAVRAMSAL SANAT
HALKÇI PAMUK PRENSES
Institut français Goncourt ödüllü yazar Leïla Slimani’yi ağırlıyor
Ana Sayfa
Mahir Konuk