Mirabo Köprüsü’nün altından Sen nehri akar
ve bizim aşklarımız
sevincin hep acıdan sonra geldiğini
hatırlamış olsam ne çıkar
Ne olur insin gece çalsın saat
Günler geçiyor ben hâlâ aynı yerde
*
Ellerin ellerimde yüz yüze kalsak
akıp giderken
kollarımızın köprüsü altında
ebedi bakışlarla yorgun kımıltılar
Ne olur insin gece çalsın saat
Günler geçiyor ben hâlâ aynı yerde
*
Aşk da geçer gider şu akan su gibi
aşk da geçer gider
hayat nasıl da yavaşlar o zaman
bekleyiş daima ıstırap verir
Ne olur insin gece çalsın saat
Günler geçiyor ben hâlâ aynı yerde
*
Günler geçer gider haftalar
ne aşk döner geri
ne de geçen zamanlar
Sen nehri akar Mirabo’nun altından
Ne olur insin gece çalsın saat
Günler geçiyor ben hâlâ aynı yerde
*
Türkçeleştiren: Elif Firuzi
Çeviri Notu:
Mirabeau Köprüsü (Le Pont Mirabeau), Fransız şiirinde çığır açan Guillaume Apollinaire’in (Giyom Apoliner), en çok bilinen şiiri. Mirabeau (Mirabo) Köprüsü bugüne kadar pek çok dile çevrilmiş, âdeta çeviriye doymayan bir şiir diyebiliriz. Meraklı okur açıklamalardan sonra sayfada devam ederek Ahmet Necdet, Cemal Süreya ve Behçet Necatigil çevirilerini de okuyabilir.
Apollinaire, şiirlerinde imge, ahenk ve anlam kadar şiirin formuna, (akışına) büyük itina gösteren bir şair olarak biliniyor. Şairi biraz tanıyanlar onun Eyfel Kulesi, kedi ve şapkalı adam formundaki kaligram şiirlerini hatırlarlar. Apollinaire, “mitolojik” şehir Paris’in ortasından adeta zamanın kendisiymişçesine akan düşsel Sein nehrine asılı duran Mirabo Köprüsü şiirini hem geleneksel (nakaratlı halk türküsü) hem de modern bir formla, hiç noktalama işareti kullanmadan yazmış ve şiirin de bir nehir gibi kesintisiz akarak okunmasını arzulamış.
Mirabo şiirinde her dörtlüğün ikinci dizesi diğer dizelerden olağan dışı bir kopuş yaratmak için özellikle kısa tutulmuş. Kimi eleştirmenler böylelikle şairin şiirle bir köprü kaligramı çizdiğini söylerler. Bu düşünce hoşuma gittiği için ben de şiiri Türkçeye çeviririken şiire bu düşünceyle yaklaşmaya, şiirle belli belirsiz bir köprü silueti yaratmaya (?) çalıştım.
Karmaşık kimliği, aidiyet meselesi, (Polonya kökenli, Romalı bir Fransız!), Birinci Dünya savaşına katılması, aşk kırgınlıklarıyla dolu bir yaşam Apollinaire’in şiirlerinde derin lirik izler bırakmış. Mirabo’yu yazdığı büyük aşkı ressam Marie Laurencin’le olan çetrefilli ilişkisi ve Kübistlerle olan dostluğu onun şiirlerine ve eleştiri yazılarına konu olmuş. Henüz 38 yaşındayken, 1918’de, beklenmedik bir şekilde ölen Guillaume Apollinaire arkasında kıyassız bir yazı mirası bırakmış. İki kıyının avaresine selam olsun.
*Şiirde geçen Fransızca özel isimler “Mirabeau” (Mirabo) ve “Seine” (Sen) okur için Türkçeleştirilmiştir.
** İlgili okuma için bakınız:
https://lisenanteuil.wordpress.com/2015/06/03/sous-le-pont-mirabeau-coule-la-seine-et-nos-amours/
Le Pont Mirabeau (Şiirin Orijinali)
Sous le pont Mirabeau coule la Seine
Et nos amours
Faut-il qu’il m’en souvienne
La joie venait toujours après la peine
Vienne la nuit sonne l’heure
Les jours s’en vont je demeure
Les mains dans les mains restons face à face
Tandis que sous
Le pont de nos bras passe
Des éternels regards l’onde si lasse
Vienne la nuit sonne l’heure
Les jours s’en vont je demeure
L’amour s’en va comme cette eau courante
L’amour s’en va
Comme la vie est lente
Et comme l’Espérance est violente
Vienne la nuit sonne l’heure
Les jours s’en vont je demeure
Passent les jours et passent les semaines
Ni temps passé
Ni les amours reviennent
Sous le pont Mirabeau coule la Seine
Vienne la nuit sonne l’heure
Les jours s’en vont je demeure
Guillaume Apollinaire, Alcools, 1913
DİĞER ÇEVİRİLER:
Mirabeau Köprüsü
Mirabeau köprüsünün altından Seine nehri akar
Ve bizim aşklarımız
Neşenin kederden sonra geldiğini
Hatırlamış olsam da ne çıkar
Çal ey saat gel ey gece
Günler gelip geçiyor
Bense olduğum yerde
Hep yüz yüze kalalım el ele tutuşların
Ahengine uyarak
Bir köprü kuralım ki kollarımız altından
Yorgun dalgası geçsin o sonsuz bakışların
Çal ey saat gel ey gece
Günler gelip geçiyor
Bense olduğum yerde
Aşk da gelir geçer bu akan su gibi
Aşk da gelir geçer
Hayatı gibi ağır biz insanların
Ve taştan daha sert umudu gibi
Çal ey saat gel ey gece
Günler gelip geçiyor
Bense olduğum yerde
Geçer günler geçer günler haftalar
Ama ne geçmiş zaman
Ve ne aşkların geri döneceği var
Mirabeau köprüsünün altından Seine nehri akar
Çal ey saat gel ey gece
Günler gelip geçiyor
Bense olduğum yerde
Çeviri: Ahmet NECDET
Mirabeau Köprüsü
Seine akıyor Mirabeau Köprüsü’nün altından
Ve şu bizim aşkımız
Olur mu durasın şimdi anımsamadan
Sevincin geldiğini ancak acının ardından
Çalsana saat insene ey gece
Günler geçiyor bense hep aynı yerde
Yüz yüze duralım böyle elin elimde kalsın
Ve aksın dursun
Sonsuz bakışlar dalgalar yorgun argın
Köprüsü altından kollarımızın
Çalsana saat insene ey gece
Günler geçiyor bense hep aynı yerde
Aşklar akıp gidiyor şu akarsu gibi
Akıp gidiyor aşklar
Hayat öyle durgun öyle yavaş ki
Ve umut nasıl zorlu nasıl depdeli
Çalsana saat insene ey gece
Günler geçiyor bense hep aynı yerde
Günler geçiyor günler haftalar yaman
Ve dönmüyor geri
Ne çıkıp giden aşklar ne geçen zaman
Seine akıyor Mirabeau Köprüsü’nün altından
Çalsana saat insene ey gece
Günler geçiyor bense hep aynı yerde
Çeviri: Cemal SÜREYA
Mirabeau Köprüsü
Mirabeau Köprüsü altında akan Seine
Akan sevdalarımız
Kısmete anmak mı düştü neden
Hiç gülmedi yüzüm ilkin üzülmeden
Gece gelir saat çalar
Günler var ki kaldım naçar
Eller ellerde yüzyüze kalalım da
Durmadan aksın dursun
Kollarımız altında
Yorgun ölümsüz bakışlar dalga dalga
Gece gelir saat çalar
Günler var ki kaldım naçar
Sevda geçer akan bu suyu andırır
Sevda gelir de geçer
Bazen yaşamak gibi ağır
Bazen umut gibi güçlü sarsıcıdır
Gece gelir saat çalar
Günler var ki kaldım naçar
Günler haftalar geçer ne gelir elden
Ne geçenden hayır var
Ne de geçip giden sevgililerden
Mirabeau köprüsü altında akan Seine
Gece gelir saat çalar
Günler var ki kaldım naçar
Çeviri: Necati CUMALI